Yedili masanın ortak adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun günlük rutininde mitingler ve sosyal medya paylaşımları var. Gittiği yerlerde, çektiği videolarda türlü türlü vaatler sıralıyor.

Sarf ettiği vaatlerin hiçbirisi nedense kimsenin aklında kalmıyor. Bu çok garip değil mi? Kemal Kılıçdaroğlu’nu fanatik biçimde savunan seçmenlerine bile “Kemal Bey’in 5 vaadini sayın” deseniz sayamazlar.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçimi kazanması durumunda ilk 100 günde yapacağını açıkladığı bazı vaatleri aşağıya koydum:

“Kalıcı yaz saati uygulamasına son verilecek.”

“Kızılay ticarethane olmayacak.”

“Ticaret Bakanlığı "Esnaf ve Ticaret Bakanlığı" şeklinde yapılandırılacak.”

“Kamu Özel İşbirliği projelerinde dolar, avro bazlı soyguna son verilecek.”

“418 milyar dolar bu milletin cebine konulacak.”

“Uyuşturucu baronlarının evlatlarımızı zehirlemesine izin verilmeyecek.”

“Kamuda israfa son verilecek.”

“16 uçaklı bir cumhurbaşkanı olmayacak.”

“Siyasi Ahlak Kanunu çıkarılacak. Siyaset kirlilikten arındırılacak.”

“10 bin dolar rüşvet alan siyasetçi için adli sürecin başlatılması sağlanacak.”

Hepsi bunun gibi son derece soyut, ele avuca gelmeyen söylemlerden ibaret.

2019 yerel seçimlerinden bu yana Kemal Kılıçdaroğlu’nun emrinde 11 tane büyükşehir belediyesi var.

O belediyeler eliyle de hiçbir hizmet başarısı gösteremedi. 11 belediyenin 2023 yılı bütçelerine bakalım:

İstanbul Büyükşehir Belediyesinin 115 milyar 250 milyon TL.

Ankara Büyükşehir Belediyesinin 58 milyar 227 milyon TL.

Adana Büyükşehir Belediyesinin 8 milyar 500 milyon TL.

Antalya Büyükşehir Belediyesinin 8 milyar 250 milyon TL.

Aydın Büyükşehir Belediyesinin 3 milyar 25 milyon TL.

Eskişehir Büyükşehir Belediyesinin 4 milyar 12 milyon TL.

Hatay Büyükşehir Belediyesinin 6 milyar 320 milyon TL.

İzmir Büyükşehir Belediyesinin 25 milyar 900 milyon TL.

Muğla Büyükşehir Belediyesinin 5 milyar 517 milyon 373 bin TL.

Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin 10 milyar 680 milyon TL.

Tekirdağ Büyükşehir Belediyesinin 3 milyar 645 milyon TL.

Yani CHP’li 11 büyükşehir belediyesinin 1 yılda hükmettiği para miktarı 249 milyar 326 milyon TL.

Güncel kur olan 19,51 üzerinden dolara uydurursak yaklaşık olarak 12,7 milyar dolar her sene CHP’li belediyelerin elinden geçiyor.

CHP belediye başkanları seçildikleri günden bu yana elle tutulur hangi başarıya imza attılar peki?

2019 yerel seçimlerinden önce “CHP’den her çiftçiye bedava traktör” diye okkalı bir vaat savurduktan sonra, vaatlerini yerine getirmedikleri gibi “Çarpıcı olsun diye bedava traktör vadettik” diyerek milleti nasıl kandırdıklarını sırıtarak anlattılar.

Adana Kozan’da açılacak bir kreşin temelini 10 CHP’li belediye başkanı birlikte atarak vizyon kapasitelerini çok net gösterdiler.

Vakıflar 1. Bölge Müdürlüğü tarafından restorasyonu yapılan 3. Ahmed Çeşmesi’nin açılışına İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’yla katılan Kemal Kılıçdaroğlu’nun musluk açma pozu da sosyal medyada epey alay konusu olmuştu.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu zaten temel atmama töreniyle, doğal felaketlerdeki özel zevkleriyle, metro, metrobüs ve belediye otobüslerinde yaşanan aksamalar sonucu İstanbulluların bedduasına mazhar olmasıyla akılda kaldı.

Ankara’nın hayaleti Mansur Yavaş da CHP’nin düşük vizyonuna uyum sağladı. 4 yılda Ankara’da bir dikili ağacı olmayan Mansur Yavaş, sosyal yardımlar üzerinden algı oluşturmaya çabalasa da şikâyet bildirimine yönelik internet siteleri, örneğin şikayetvar.com ABB tarafından yapılan yardımların sebepsizce kesildiğini söyleyen Ankaralıların sitemleriyle dolu.

Bir de bu iki projesiz ve vizyonsuz belediye başkanını cumhurbaşkanı yardımcısı adayı yapıp ödüllendirdiler. Dolayısıyla ne belediyeleri halka hizmet dokunuşu yapabilen ne de kendisi ayakları yere basan bir proje üretebilen Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim vaatleri toplumda maya tutmadı.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun gerçeğe en yakın vaadi “Demirtaş ve Kavala'nın serbest bırakılmasını istiyorsanız bize oy verin” olmuştur. Hizmet anlamında hiç kimseye güven veremeyen Kemal Bey’in tutuklu teröristleri serbest bırakma potansiyelini herkes çok iyi biliyor.

Muhalefetin yedinci ortağı olan HDP’nin bölücü vaatleri de Kılıçdaroğlu’nun siyasi potansiyelinin karanlık yönlerini deşifre etti ve bir bakıma eksik kalan fotoğrafın parçalarını tamamladı.

HDP’liler Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığını destekleme karşılığında “Abdullah Öcalan’ın serbest kalacağı bir dönem başlayacak”, “Türk ordusu operasyonlara son verecek”, “Kürtlere Kürdistan’da kendi kendilerini yönetmelerine imkân verecek bir statü tanınacak”, “100 yıllık Cumhuriyet’le hesaplaşılacak” vaatlerini sıralarken Kemal Kılıçdaroğlu suskunca bir kabulleniş göstererek bunları onayladı. HDP’li Sırrı Sakık’ın “Bize vadettiklerini topluma da açıkla” anlamındaki sözlerine cevap vermeyişi bu durumun sağlaması oldu.

Kemal Bey kendisini 14 Mayıs’ta emekliye ayıracak olan sandık hezimetinin muhasebesini işte bu konu başlıkları altında yapmalıdır. Zira HDP ve PKK’nın define bulmuş gibi sahip çıktığı bir cumhurbaşkanı adayına Türk milletinin sandıkta ne cevap vereceğini düşünmek bile zaman kaybı olsa gerek…