Geçtiğimiz hafta içerisinde Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, bakanlar ve iş insanlarından oluşan bir heyet ile Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne ziyarette bulundu.

Ziyaretler kapsamında gerçekleştirilen görüşmelerde üç ülke ile ekonomik ve ikili ilişkilere önemli katkıları olacak anlaşmalar imzalanmıştır. Suudi Arabistan ve Türkiye arasında imzalanan 5 mutabakat zaptı –ki bu mutabakatlar savunma sanayii, enerji, iletişim ve doğrudan yatırımın teşvik edilmesi hususlarını içermektedir- iki ülke arasındaki ilişkilerin bundan sonraki seyri açısından önemli bir kavşak olarak değerlendirilebilmektedir. Diğer yandan Birleşik Arap Emirlikleri ile 50,7 milyar dolarlık 13 anlaşma imzalanması ile ilişkiler stratejik ortaklık seviyesine gelmiştir. Ayrıca Katar ile ortak bildiri imzalanarak ekonomik ve ticari ilişkilerin güçlendirilerek sürdürülmesi yönünde mutabakata varılması da önemli bir gelişme olmuştur.

Bilindiği üzere Türkiye’yi Ovacık üzerinden Basra Körfezi’ne 1200 kilometrelik kara ve demir yolu ile bağlayacak olan “Kalkınma Yolu” projesinde somut adımlar atılması önümüzdeki süreçte bölgenin ekonomik açıdan olumlu anlamda yeniden şekilleneceğini şimdiden göstermeye koyulmuştur. Kalkınma Yolu projesinin yaratacağı etki sadece Orta Doğu ve Körfez üzerinde değil Avrupa, Kafkaslar ve Orta Asya üzerinde de olumlu katkılar sunabilecektir. Bu anlamda Körfez ülkeleri ile olan ekonomik, ticari ve ikili ilişkilerin geliştirilmesi sadece bir tercih değil aynı zamanda zorunluluk hâline gelmektedir. Ayrıca ABD’nin neoliberal politikalarının etkisini yitirmeye başladığı ve geçtiğimiz süreç içerisinde bölgede olan etkinliğini yitirmeye başlaması, beklentilerine karşılık bulamaması bununla beraber de Çin’in diplomatik ve ekonomik etkisinin Körfez’deki etkinliğinin artmaya koyulduğu görülmektedir.

Önümüzdeki süreç içerisinde “Kalkınma Yolu”nun hayata geçmesiyle beraber Türkiye, Körfez ve Avrupa arasında tam manasıyla bir köprü olma kabiliyetine erişirken, Avrupa ile Orta Doğu arasında önemli bir lojistik merkezi hâline gelecektir. Hâl böyleyken Körfez ile artan iş birliği Türk ekonomisine olumlu yansırken Avrupa açısından da önem ifade etmektedir. Rusya-Ukrayna savaşı sonrası ekonomik açıdan sarsılan Avrupa ülkeleri Rusya’ya olan bağımlılığı azaltmak için özellikle de enerji alanında alternatif arayışları çabasına girmişken bu anlamda Körfez bölgesi ön plana çıkmıştır. Hâlihazırda Avrupa ile Körfez’i en güvenli şekilde birbirine bağlayabilecek olan ülkenin Türkiye olduğu gerçeği Avrupa tarafından kabul görmüşken Cumhurbaşkanımızın ziyareti kapsamında varılan anlaşmalar uzun vadeli olarak değerlendirilmelidir.

Diğer yandan ziyaretler kapsamında yerli ve milli gururumuz TOGG’un tanıtımının yapılmış olması ve beğeniyle karşılanmış olması ilerleyen zaman zarfında Körfez pazarında yer edinmesine imkân tanıyabilecek bir potansiyele imkan tanıyabilecek bir gelişmedir. Her ne kadar Körfez’in petrol açısından sıkıntısı bulunmasa bile Körfez ülkelerinin ekonomilerini çeşitlendirme isteği TOGG’un Körfez pazarına girişinde elbette etkili olacaktır.

Bu çerçevede bakıldığında “Gelenin Türk Asrı”, 21. yüzyılın “Türkiye Yüzyılı” olacağı gerçeği ve inancıyla Körfez ile olan ilişkilerin geliştirilmesi; sadece Türkiye değil, yaratacağı çarpan etkisiyle Avrupa, Orta Doğu ve Orta Asya üzerinde ekonomik anlamda olumlu gelişmelerin önünü açacak potansiyeli taşımaktadır.