Sınavsız kariyer
Üniversiteye giriş sınavı olarak bilinen Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS), Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından hafta sonu gerçekleştirildi. Sınava 3 milyondan fazla aday katıldı. Yapılan sınavın amacı, sınava girenler arasında bir başarı sıralaması yapmak. Böylece üniversitelerde öğrenim görecek öğrenciler belirlenecek.
Sınav sonucunda adaylar hayatının en önemli kararlarından biri olan meslek tercihini yapacaklar. Bu bakımdan sınav başta öğrenciler ve aileler olmak üzere toplumun tüm kesimlerini çok yakından ilgilendirmekte.
Sıralama ve eleme sınavları ülkemizde son 50 yıldır uygulanmakta. 1960’lı yıllara kadar öğrenciler eğitim-öğretim kurumlarına sınavsız kabul edilmekteydi. İlerleyen yıllarda öğrenci sayılarındaki artış ve yerleştirmede yaşanan zorluklar, giriş sınavlarının kolay uygulanabilir bir tercih olarak ortaya çıkmasına neden oldu. 1974 yılına gelindiğinde ise, üniversiteye giriş sınavlarının tek merkezden yapılması uygun bulundu. Böylece ÖSYM tarafından yerleştirme sınavları başta olmak üzere çeşitli kariyer alanlarına yönelik sayısız sınav yapılmaktadır.
Sınavlarla günlerini yıllarını geçiren öğrencilerin davranışlarına baktığımızda gelecek nesillerimizin hayata değil sınava hazırlandığını görebiliyoruz. Sınav üzerine yapılandırılmış eğitim sistemimiz gösteriyor ki, gençliğimizi, geleceğimizi kaybediyoruz.
Sorumlu siyaset anlayışı ve öngörüsüyle Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı, bilge lideri Sayın Devlet Bahçeli “Biz gençliği sınavlarla bulmadık, bu yolla da kaybetmeyiz, kaybedemeyiz, kaybetmeyeceğiz.” vurgusu yaparak sınavların Türkiye’de önemli bir sorun haline geldiğini uzun süredir vurgulamasının en önemli nedenlerinden biri de budur.
Türkiye’de iki bakanlığın önünde özellikle “milli” kelimesi bulunmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı. Bunun böyle olması tesadüf değildir. Bunun anlamı, biz Türkler savaşla vatan kıldığımız toprakları ancak Türk eğitim ordusuyla koruyabiliriz, demektir.
Milli Eğitim Temel Kanunu’na göre Türk milli eğitiminin en genel amacı, Türk milletinin geleceği olan nesillerini milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren, ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan, devletine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş vatandaşlar olarak yetiştirmektir. Bu genel amaca ulaşmak geleceğimiz olan nesillerin beden, zihin, ahlak, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, girişime önem veren, topluma karşı sorumluluk duyan, yapıcı, yaratıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirilmesi esastır.
Sınavlar Türk gençliğine özellikle iki noktada büyük zararlar vermektedir.
Birincisi, yapılan sınavlarla Kanunda belirlenen amaçlara uygun insan yetiştirilmesi mümkün görülmemektedir. Son yıllarda başta FETÖ olmak üzere gayrı milli tüm unsurlar sınavlara hazırlıkları Türk gençliğinin kendisiyle, ailesiyle, milletiyle, vatanıyla, devletiyle sorunlu hale gelmesinde bir araç olarak kullandı. Maalesef olup bitenlerden ders almayıp aynı yolun yolcusu olmaya talip birçok gayrı milli unsurun var olduğu da görülmektedir.
İkincisi, milyonlarca öğrencimiz zamanının büyük bir kısmını okullarda, dershanelerde, etüt merkezlerinde ve özel derslerde soru çözerek sınavlara hazırlanarak geçirmektedir. Geleceğimiz Türk gençliği zamanını hayata değil sınavlara hazırlanarak her anlamda daha kırılgan hale gelebilmektedir.
Sınavlarla kaybedilen bir nesil dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Bizim gibi jeopolitik bakımdan hassas bir coğrafi konumda bulunan bir ülkede ise hiç olmamalıdır.
Dolayısı ile kurumlar arası giriş sınavlarının kaldırılması ve yerine yeni bir sistemin belirlenmesi gerekliliği akademisyenler, eğitmenler, siyasiler ve hatta veliler tarafından dillendirildiğini biliyoruz. Artık sınavsız akademik kariyer için elini taşın altına koyma zamanı çoktan gelmiştir.
MEB, YÖK ve ÖSYM başta olmak üzere tüm paydaş yetkili kurumlarımız alternatif yollar konusunda yapacakları çalışmalara hız vermelidir. Sınavsız bir sistem hayalimiz, hedefimiz ve planımız olmalıdır.
Hayali olmayanın istikbali olmaz. Hedefi olmayanın mazereti çok olur. Planı olmayanın başarısı hiç olmaz.
Gelin hep birlikte sınavsız bir eğitim sistemi var edelim, geleceğimizi heba etmeyelim!