Üniversite Öğrencilerini Bekleyen Sorunlar
Yıllarca süren eğitim-öğretim, etütler, özel dersler, stres, uykusuz geceler ve sonunda sınav heyecanı… Gençlerimiz üniversiteye giriş maratonunu tamamladı, Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sonuçları açıklandı. Şimdi kayıt heyecanı başladı. Ama unutmayalım: Maraton bitti, asıl yolculuk şimdi başlıyor.
Üniversiteli olmak, yalnızca kayıt yaptırıp derse girip çıkmak değildir. Öğrenci, bir yandan meslek sahibi olabilmek için akademik beceriler kazanırken, diğer yandan hayatın en temel ihtiyaçlarını karşılamanın mücadelesini verir.
“Akademik başarı” dediğimiz şey sadece derslerle sınırlı değildir. Not ortalamasını yüksek tutmak, etkinliklere katılmak, araştırmalarda yer almak, yabancı dil öğrenmek… Bunların hepsi, öğrencinin geleceğe hazırlanma yolculuğunun parçalarıdır.
Fakat bu yolculuk, “temel ihtiyaçlar” karşılanmadan sağlıklı ilerlemez. Barınma, beslenme, ulaşım, burs, eğitim araçları ve psikolojik destek… Bunlar öğrencinin başarısını doğrudan etkileyen görünmez yüklerdir. Eğer öğrenci ailesinin yanında yaşamıyorsa, öncelikle uygun fiyatlı bir eve ya da yurda ihtiyaç duyar. Cebinde yol parasını çıkaracak ya da karnını doyuracak bir burs olmalı, okula kolay ulaşabilecek indirimli ulaşım aracı olmalı. Derse odaklanabilmesi için bilgisayarı, kitabı, dijital kaynakları olmalı. Sağlıklı beslenebilmeli. En önemlisi; geleceğe güvenle ve umutla bakabilmesi için psikolojik desteğe ulaşabilmeli.
Üniversiteli gençler, ülkemizin yarınlarının teminatıdır. Devletimiz, onların daha nitelikli eğitim alabilmesi için gerekli tüm önlemleri almaktadır. Burslar, yurtlar, ulaşım kolaylıkları ve modern eğitim altyapısı, öğrencilerin önündeki engelleri kaldırmakta ve eşit fırsatlar sunmaktadır.
Ancak tüm bunlara rağmen yapılması gerekenler de var. Devlet yurtlarının kapasitesi hâlâ yetersiz, özel yurtların ücretleri ise adeta ateş pahası. Büyük şehirlerde kiralık ev bulmak son derece güç; bulunan evlerin kiraları ise öğrencilerin bütçesini katbekat aşmaktadır.
Ulaşım masrafları da ayrı bir yük. Büyük şehirlerde okul yolculuğu tek başına aylık bütçeyi sarsıyor. Buna kitap, bilgisayar, dijital materyaller gibi eğitim araçları eklendiğinde tablo ağırlaşıyor.
Görünmeyen ama en hayati sorunlardan biri de psikolojik destek. Gelecek kaygısı, geçim sıkıntısı, sosyal baskılar, zararlı alışkanlıklar gençlerin ruh sağlığını zorluyor. Üniversitelerdeki danışmanlık merkezleri yetersiz, çoğu öğrenci yalnızca arkadaş çevresine ya da sosyal medyaya sığınarak ayakta kalmaya çalışıyor.
Türkiye’de üniversite öğrencisinin en temel meseleleri aslında çok açık: Barınma, beslenme, ulaşım, eğitim araçları ile kişisel, sosyal, akademik, kariyer danışmalığını içeren psikolojik destek. Yani hayata tutunmak için gereken en basit ihtiyaçlar. Ama bu ihtiyaçların olması gereken düzeyde karşılanamaması, öğrenciyi derslerinden çok temel ihtiyaçlarını karşılama derdine mahkûm ediyor.
Peki çözüm ne?
Barınma: Devlet yurtlarının kapasitesi mutlaka artırılmalı, öğrenciler için kira desteği sağlanmalıdır. KYK aracılığıyla uygun fiyatlı evler kiralanarak gençlerin yükü hafifletilebilir. Özel yurtlarda olduğu gibi öğrencilerin kiralayacağı evler de devletin denetimi altında olmalı, böylece hem güvenlik hem de fiyat istikrarı sağlanmalıdır. Ayrıca, öğrencilerin en temel ihtiyaçlarından olan elektrik ve su faturalarında indirim yapılması, maddi yüklerini önemli ölçüde azaltacaktır.
Beslenme: Üniversite yemekhaneleri ücretsiz olmalı ya da en fazla sembolik bir ücret karşılığında hizmet vermelidir. Kantinler, kâr amacı güden işletmeler değil; öğrencilerin sağlıklı ve dengeli gıdaya kolay, hızlı ve ucuz biçimde ulaşabileceği yerler haline getirilmelidir. Böylece gençlerimizin en temel ihtiyaçlarından biri olan beslenme, bir yük olmaktan çıkıp güvence altına alınmış olur.
Ulaşım: Öğrencilerin okula erişimini kolaylaştırmak için gerçek anlamda indirimli ulaşım imkânı sağlanmalıdır. Toplu taşıma ücretlerinde yapılacak kalıcı ve etkili indirimler, gençlerin eğitim yolculuğunu maddi bir yük olmaktan çıkaracaktır.
Eğitim araçları: Üniversiteler, öğrencilerine dijital kaynaklara ücretsiz erişim imkânı sunmalıdır. Bunun yanında bilgisayar ve kitap desteği sağlanarak her gencin eşit şartlarda eğitim alması güvence altına alınmalıdır.
Psikolojik destek: Üniversitelerde yeterli sayıda Psikolojik Danışmanlık Merkezi kurulmalı, öğrencilere kişisel, akademik ve kariyer gelişim desteği profesyonel bir şekilde sunulmalıdır. Bunun yanı sıra sosyal etkinlikler teşvik edilerek gençlerin hem ruh sağlığı hem de toplumsal dayanışma duygusu güçlendirilmelidir.
Netice itibarıyla, üniversite öğrencisinin ihtiyaçlarını karşılamak bir lütuf değil, sosyal devlet olmanın asli görevidir. Gençlerimize verilen her destek, aslında ülkemizin yarınlarına yapılan en değerli yatırımdır. Yükü hafifleyen bir üniversiteli, sadece kendi yolunu değil, milletimizin geleceğini de aydınlatır. Gençlerimizin önü açıldıkça, Türkiye’nin istikbali de ışıldayacaktır.!