Zilin Sesi, Geleceğin Sesi
Bugün yalnızca okullar açılmadı; bugün Türkiye’nin geleceği yeniden filizlenmeye başladı. Tüm kademelerde yaklaşık 20 milyon öğrenci ders sıralarına oturdu. 1,2 milyon öğretmen, yaklaşık 74 bin okul ve 750 bine yakın derslikte öğrencileriyle buluştu. Veliler ise çocuklarını umutla uğurladı; gözlerinde yarına dair heyecan ve güven vardı.
Çalan ilk ders zili, yalnızca bir eğitim yılını değil; aynı zamanda Türkiye Yüzyılını inşa edecek, Türk milletinin değerlerini ve özülküsünü (vizyonunu) kuşaktan kuşağa taşıyacak yeni bir sayfa açıyor. Çünkü eğitim, bir ülkenin en güçlü yatırımını temsil eder ve bu sabah, o yatırımın en canlı hâlini görmenin gururunu yaşıyoruz.
Her yeni eğitim yılı, yalnızca takvimde bir dönemin başlangıcı değildir; aynı zamanda paydaşların ortak hayallerini ve kaygılarını da beraberinde getirir.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) için bu yılın en önemli hedefi; eğitimi daha adil, daha nitelikli ve daha çağdaş bir yapıya kavuşturmaktır. Öğrencilerin yalnızca entelektüel değil, aynı zamanda ahlaki gelişimlerini de önceleyen bütüncül bir eğitim anlayışı bu hedefin merkezindedir. Çünkü eğitimdeki kalite ve nitelik, geleceğin Türkiye’sini inşa edecek en sağlam temeli oluşturur.
Öğretmenler için okulun ilk günü, öğrenciler kadar heyecan vericidir. Onlar yalnızca ders anlatmaz; hayatın yolunu aydınlatır, gençliğe rehberlik eder.
Veliler için eğitim demek, güvenli bir okul ortamında nitelikli bir öğretim demektir. Çocuklarının yalnızca sınavlara değil, hayata hazırlanmasını isterler.
Ve işin tam merkezindeki öğrenciler… Onların beklentisi çok sade: Anlaşıldıkları ve değer gördükleri bir okul. Yalnızca derslerle değil, sporla, sanatla, arkadaşlıkla büyüyebilecekleri bir eğitim ortamı. Çünkü okul onlar için hayatın bir provasıdır; hayallerini kurdukları sahnedir.
İyi bir okul, öğrenciyi merkeze alır ve toplumsal değerleri gözetir. Kapalı bir yapı değil; açık ve dinamik bir ekosistem olmalıdır. Ekonomik ve sosyal ihtiyaçları dikkate alır, öğrencilere yalnızca bilgi değil, aynı zamanda hayat becerileri kazandırır. Ezbere dayalı yöntemler yerine; soru sormayı, problem çözmeyi, teknoloji ve yapay zekâdan yararlanarak farklı yollar keşfetmeyi teşvik eden bir öğrenme ortamı sunar.
Güçlü bir okul kültürü, güven, etkileşim, iş birliği, istikrar, empati ve saygı üzerine kuruludur. Okula çocuğun gözünden bakabilmek, onun varlığının okulun anlamını belirlemesine izin vermek önemlidir. Bu nedenle tüm süreç ve kaynaklar öğrenci merkezli olmalı; esas hedef, sınıfı ve öğrenciyi sürekli geliştirmek olmalıdır.
Unutulmamalıdır ki, sağlıklı bir okul kültürü yalnızca bilgi aktaran bir yapı değildir; aynı zamanda geleceğin bilinçli, sorumlu ve üretken bireylerini yetiştiren en önemli zemindir. İyi bir okul, hem öğrencinin hem de toplumun ortak umududur. Bu nedenle, MEB’in kronikleşen sorunlara neşter vururken özellikle bazı hayati meselelere ivedilikle çözüm üretmesi beklenmektedir. Peki, bu sorunlar nelerdir?
Başta, 21. yüzyıl becerilerini kazandırmakta zorlanan ve her Bakan döneminde değişen müfredat istikrarsızlığı…
Sosyal, kültürel ve sanatsal gelişimi gölgede bırakan sınav odaklı sistem…
Öğretmenlerin mesleklerinin değerinin bilinmesi, emeklerinin karşılığını alması, yönetimde liyakat odaklı profesyonelleşmenin sağlanması, sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik uygulamalarına son verilmesi, yer değişikliği taleplerinin dikkate alınması, ekonomik sıkıntıların iyileştirilmesi, nitelikli hizmet içi eğitimlerin yeniden düzenlenmesi…
Kalabalık sınıflar, kırsalda yetersiz okul ve teknoloji imkanları…
Özel ve devlet okulları arasındaki belirgin farklar…
Öğrencilerin psikolojik, sosyal, akademik ve kariyer gelişimlerini destekleyen psikolojik danışma ve rehberlik hizmetlerindeki ciddi eksiklikler…
Çözüm önerileri ise açıktır: Uzun vadeli planlama ve istikrarlı politikalar…
Yeni eğitim yılı,yeni bir başlangıç demektir. Bakanlığın politikaları, öğretmenlerin emeği, velilerin desteği ve öğrencilerin heyecanı birleştiğinde ortaya çıkan tablo, ülkenin geleceğini şekillendirecektir. Bizlere düşen görev, bu ortak hayale sahip çıkmak ve eğitimi hep birlikte daha ileriye taşımaktır.
Diliyoruz ki yeni eğitim-öğretim yılı; öğrencilerimizin hayallerine, öğretmenlerimizin emeklerine, velilerimizin beklentilerine ve Türkiye’nin maziden atiye uzanan yolculuğuna karşılık versin. Yeni eğitim-öğretim yılı hayırlı olsun…