Milli Stratejik Aklın Adresi: TASAV
Türkiye, son yıllarda tarihin yeniden yazıldığı, dengelerin yeniden kurulduğu bir çağdan geçiyor. Böylesi bir dönemde, ülkenin en büyük ihtiyacı; stratejik düşünceye, derin analize ve vizyoner bakış açısına sahip olmaktır. İşte Türk Akademisi Siyasi Sosyal Stratejik Araştırmalar Vakfı (TASAV), tam da bu ihtiyacın doğurduğu bir düşünce ocağı olarak karşımıza çıkıyor.
TASAV, yalnızca günübirlik olayları yorumlayan bir kuruluş değildir; Türkiye’de ve dünyada yaşanan ve yaşanmakta olan olayları tarihi, sosyal, kültürel ve stratejik derinliğiyle okuyan, geleceğe dair milli vizyonlar (özülküler) geliştiren bir fikir ocağı ve milli strateji merkezidir.
Bu müstesna düşünce kuruluşunun kurucusu Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli Beyefendi, başkanlığını ise MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu Bey yürütmektedir.
TASAV’ın faaliyet alanı geniştir.
Siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel konularda araştırmalar yapar; raporlar, kitaplar ve analizler yayımlar. Türkiye’nin iç siyasetinden dış politikasına, toplumun dönüşümünden Türk dünyasının geleceğine kadar uzanan geniş bir perspektifte fikir üretir. Düzenlediği konferanslar, sempozyumlar ve panellerle bu fikirleri hem kamuoyuyla hem de karar vericilerle paylaşır.
TASAV’ın temel hedefi, sadece bugünü anlamak değil; yarını tasarlamaktır. Bu anlamda TASAV, siyaseti, toplumu ve tarihi bütüncül bir bakışla ele alır. “Ne oldu?” sorusundan çok, “Ne olmalı?” sorusuna cevap arar. Zira milletlerin kaderini değiştiren şey, olayların değil, o olayları yönlendiren düşüncenin gücüdür. Türk Akademisi TASAV, işte bu nedenle, Türk milletinin bağımsızlığına ve devlet aklına hizmet eden bir fikir kalesidir.
Bu kapsamda, Cumartesi günü ATO Congresium Kongre ve Sergi Merkezi’nde, TASAV tarafından düzenlenen “Tarım, Gıda ve Hayvancılık: Durum Analizi, Sorun Alanları ve Çözüm Önerileri” başlıklı sempozyum, bilim insanlarından siyasetçilere, çiftçilerden sivil toplum kuruluşlarına, gençlerden basın mensuplarına kadar geniş bir katılımla gerçekleşti.
Açılış konuşmasını TASAV Başkanı İsmail Faruk Aksu yaptı. Ardından Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erol Turan, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı Vahit Kirişci, Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ahmet Bağcı ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, tarım gıda ve hayvancılık alanındaki güncel durum ve çözüm önerileri üzerine önemli değerlendirmelerde bulundular.
Bu kapsamda, 66 akademisyenin katkısıyla hazırlanan ve on aylık çalışmanın ürünü olan üç önemli eser tanıtıldı: “Türkiye’de Tarım Sektörü”, “Türkiye’de ve Dünyada Gıda Güvencesi ve Gıda Güvenliği” ve “Türkiye’de Hayvancılığın Gelişimi”.
Ardından bu eserler üzerinden hazırlanan sempozyuma geçildi. İki panelin gerçekleştirildiği etkinlikte, milletvekilleri, genel müdürler, akademisyenler ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri görüşlerini paylaştı ve sonuç bildirgesi okundu.
Sempozyum bir gerçeği bir kez daha hatırlattı: “Gıda meselesinde kendi kendine yetmeyen bir millet, bağımsızlığını koruyamaz.” Bu söz yalnızca bir tespit değil, aynı zamanda milli bir uyarıdır. Çünkü bugün gıda güvenliği, sadece bir ekonomi veya tarım konusu değil, bir milli güvenlik meselesidir.
Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, Türk ve Türkiye Yüzyılı vizyonu çerçevesinde, çiftçisi güçlü, üretimi bereketli ve tüketicisi güven içinde bir Türkiye mümkündür. Unutulmamalıdır ki: Çiftçisi güçlü olan bir ülke, sadece ekonomide değil, bağımsızlıkta da güçlüdür. Tüketicinin güven içinde olduğu bir Türkiye ise milli kalkınmanın en somut göstergesidir.
Bugün gıdaya hakim olan, yarının dünyasında insanlığın geleceğine yön veren güç olacaktır. Tarım ve hayvancılık politikaları, yalnızca üretim değil, stratejik bir beka meselesidir.
Dolayısıyla tarım ve hayvancılık, Türkiye’nin geleceğinin sigortasıdır. Üretimine sahip çıkan, emeğe saygı duyan ve alın terini koruyan bir millet, geleceğini teminat altına alır. Bu nedenle Türkiye’nin tarım ve hayvancılıkta kendi kendine yeterliliğini koruması, üreticisini desteklemesi ve köylüsünü yaşatması, geleceğe bırakılacak en büyük milli mirastır.
Tarım, hayvancılık ve gıda sadece üretim faaliyetleri değildir. Bunlar “milliği güvenliğimizin”, “bağımsızlığımızın” ve “toplumsal refahımızın” üç temel sütunudur. Bir ülkenin en büyük stratejik gücü sadece savunma sanayindeki gelişmişlik düzeyi ve yeraltı zenginlikleri değildir, aynı zamanda sofrasındaki gıdasıdır.
Bu bağlamda sempozyumun mesajı açıktır: “Çiftçimizin yanında duralım”, “hayvancılığımızı güçlendirelim”, “gıda güvenliğimizi teminat altına alalım.”
Bu son çalışmalar bir kez göstermektedir ki TASAV, bilimi, stratejiyi, aklı ve milli menfaati rehber edinerek Türk ve Türkiye Yüzyılı’nın fikir zeminini inşa etmeye devam edecektir.