Şehadet: Her Türk’ün nöbeti
Türkiye, herhangi bir ülke değildir; üç kıtanın kavşağında, tarihin akışını şekillendirmiş, medeniyetlerin kalbinde yer almış büyük bir devlettir. Türk ise; yüreği mert, sözü doğru, adaleti üstün tutan, emanete sahip çıkan, vatanını namusu bilen, imanla yaşayan insandır.
Bu nedenle bu topraklarda yaşamak, yalnızca bir coğrafyanın sakini olmak değildir. Bu topraklarda nefes almak; bir kaderin, bir sorumluluğun, bir yeminli duruşun parçası olmaktır. Çünkü bu toprakların üzerinde Türk olarak yaşamanın elbet bir bedeli vardır: Şehadet.
Türk milletinin varoluş destanı, korkunun değil cesaretin; geri adımın değil aidiyetle teslimiyetin; sıradan bir hayatın değil uğruna can verilen ideallerin eseridir. Türkiye, bugün ayaktaysa, bu bedeli ödeyen bozkurt yürekli yiğitlerin kanıyla ayaktadır. Türk’ün yüreğine sığdırdığı iman, bu vatanın ufkuna çekilmiş bir teminattır.
Şehadet, bu topraklarda bir son değil; bir hilalin gölgesinde sonsuzluğa açılan kapıdır. Bu kapıdan çıkan yiğitler tükenmedikçe Türkiye de ilelebet payidar kalacaktır.
Şehitler için ölüm, yok oluş değil; Peygamber’e komşu olma yoludur. Bu yüzden her şehit, sadece toprağa değil, göğe de köprü kurar. Geride kalanlar ise bu köprüyü dualarıyla, sabırlarıyla, dik duruşlarıyla sağlam tutar.
Türk’ün vatanı, şehitlerin kanıyla sulanmış bir emanettir. O emanete sahip çıktığımız sürece bu millet var olacak, bayrağımız göklerde özgürce dalgalanmaya devam edecektir.
Sessiz Kahramanlar: Şehit Aileleri
Şehit annesi olmak… Bu cümlenin ağırlığını kelimeler taşıyamaz. Çünkü onlar evladını toprağa değil; cennete uğurlayan yüce yüreklerdir. O anneler bilir ki evlatları ölmemiştir; sadece bu dünyadaki görevini tamamlayıp şehitlik mertebesine yürümüştür.Artık o anne, vatanın özgürlüğü için can veren bir yiğidin annesidir.
Türk kadını tarih boyunca hem cephede hem yürekte savaşmıştır. Nene Hatun’un torunlarıdır onlar; evladını askere gönderirken “Vatan sağ olsun” diyebilen, yüreği yanarken bile dimdik duran kahramanlardır.
Bir şehit annesinin duası bu milletin semasını korur; onların sabrı bu milletin bekasıdır. Evladının mezar taşına dokunurken “Sen rahat uyu oğlum” der, sonra gökyüzüne bakar; orada bir yıldızın biraz daha parladığını hisseder. Çünkü bilir: O yıldız onun evladıdır.
Şehit babası olmak… Söylemesi kolaydır ama yaşaması yüreği dağlar. O baba, evladının ardından ağlarken bile gözyaşını gizler; milletin önünde dimdik durur. Çünkü bilir ki oğlu artık yalnızca kendi evladı değil, bütün bir vatanın evladıdır.Her sabah yüreğinde bir taş, her akşam içinde bir dua vardır. Rüzgârda oğlunun sesini duyar, ezanda adını işitir. Cenaze töreninde başını dik tutar; çünkü onun oğlunun kefeni sadece beyaz bir bez değil, bir milletin onurudur.
Evladını toprağa bırakırken “Vatan sağ olsun” demek, sadece bir cümle değil; bir iman beyanıdır. Mezarını her ziyaretinde toprağa elini koyar ve fısıldar: “Sen rahat uyu oğlum, nöbetin bizde.”
Şehit eşi olmak… Kelimelerin taşıyamadığı kadar yüce bir mertebedir. Eşi şehit düştüğünde acıyı içine gömer, gururu dışarı taşır. Onun gönlü, vatanın bekasını ayakta tutan görünmez bir kale gibidir. Sessiz, vakur, kararlı. Şehit eşlerinin sabrı, şehadetin ardından gelen sessiz bir zaferdir.
Şehit çocuğu olmak… Şehit çocuğu olmak ise ayrı bir imtihandır. O çocuk, daha küçük yaşta öğrenir ki babası yıldızların arasındadır artık. Vatan sevgisini sütle değil, şehadetle öğrenir. Bu ağır yük, küçük kalbi büyütür; onu sıradan bir çocuk olmaktan çıkarır, bir milletin onurunu taşıyan evlat yapar.
Şehit anaları, babaları, eşleri, çocukları… Onların omuzladığı yük kelimelerle tarif edilemeyecek kadar ağırdır. Fakat bu ağır yükü taşımalarının tek bir sebebi vardır: Vatan.
Bugün biz huzur içinde uyuyorsak, minarelerden ezan sesi eksik olmuyorsa, bayrağımız göklerde özgürce dalgalanıyorsa; bu, şehadete yürüyen yiğitlerin emanetidir. Ve her emanet gibi onu yaşatmak geride kalanların borcudur.
Bazı sözler vardır ki yalnızca söylenmez; tarihe kazınır, nesillere miras olur. “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” işte o sözlerden biridir. Çünkü bu cümle, Türk milletinin bin yıllık iradesinin, imanının ve direnişinin özüdür.
Bu topraklarda her taşın altında bir şehidin hatırası, her dağın zirvesinde bir kahramanın nefesi vardır. Çağlar geçer, sınırlar değişir ama Türk’ün vatan sevgisi eksilmez. Çünkü Türk bilir ki vatan, üzerinde yaşanılan yer değil; uğruna can verilen değerdir.
Şehadet, her Türk’ün nöbetidir. Her nefeste, her duada, her adımda yaşanır. Türk milleti bu nöbetle ölmez, yok olmaz ve ebediyete mühürlenir.
Dua
Allah’ım, bu aziz vatanın bekası için toprağa düşen tüm şehitlerimizi rahmetine al; onların kutlu emanetine sahip çıkacak güç ve iradeyi milletimize daima lütfet.Onların kanıyla sulanan bu toprağı her türlü fitneden, bölünmeden ve ihanetten muhafaza eyle.Bayrağımızı indirme, ezanımızı dindirme, milletimizi birlik ve dirlik içinde daim eyle. Amin.