Hapishanedeki kravatlı terörist Selahattin Demirtaş’ın açıklamaları, zillet güruhunun PKK’ya nasıl teslim olduğunun ifşaatıdır. Her ne kadar televizyon ekranlarında malum zevat telaşla işin aslını gizlemeye çalışsa da, her şey orta yerde duruyor. Kaldı ki, en başından itibaren zilletin gerçek yüzünü de, aralarındaki kirli ve karanlık ilişkileri de, diyet ödeme mecburiyetlerini de ifşa eden hep HDP, yani PKK oldu. Nitekim, HDP-PKK’dan gelen ve doğrudan CHP ve İP’in verdikleri sözleri hatırlatıp gereğini yapmalarını isteyen açıklamalara bırakın itiraz etmeyi, seslerini bile çıkaramadılar. Susmak kabullenmektir.

KASTEDİLEN İP’TİR

Kravatlı terörist Demirtaş, “Eğer muhalefetteki milliyetçi odaklar, demokrasi ittifakına ısrarla engel olmaya devam edeceklerse, bu durumda HDP öncülüğünde üçüncü bir ittifak, demokrasi ittifakı ilan edilebilir” diyor. Hiç kimse kıvırmasın, aklımızla da alay etmesin. Bu cümle zilletin bütün şifrelerini çözmüştür. Birincisi demek ki, zillet kendini demokrasi ittifakı olarak tanımlıyor ve içinde de milliyetçi odaklar var. O milliyetçi odaklarla İP’in kastedildiğini anlamak için allame olmak gerekmiyor. PKK’nın demokrasiden anladığı ve kastettiği, ihanetin, terörün, bölücülüğün, cinayetlerin normal görülmesi ve Türkiye’nin birliğinin ve bütünlüğünün yok edilmesi olduğuna göre, CHP ve İP de bunu peşin olarak kabul etmiş oluyorlar.

MESAJ DOĞRUDAN İP’E

Gelelim ikinci meseleye. Kravatlı terörist, “milliyetçi odakların demokrasi ittifakına ısrarla engel olmaya devam etmeleri” cümlesiyle, açık şekilde İP’in verdiği sözleri yerine getirmesini istiyor. İçeride başka dışarıda başka şeyler söylemesinden duyulan rahatsızlığı ortaya koyuyor. İP’in milletin gazabından korkarak zaman zaman çark etmesini kabul etmeyeceklerini söylüyor. Kravatlı terörist, İP’e siyasette neden bulunduğunu hatırlatmış, verilen sözlerin dışına çıkılması durumunda olacakların altını çizmiş ve açık şekilde bir ayar vermiştir. “HDP öncülüğünde üçüncü bir ittifak, demokrasi ittifakı ilan edilebilir” diyerek, siyasi sopa göstermiştir. “Sözünüzde durun, daha önce anlaştığımız gibi demokrasi maskesi ile yapılan ihanetleri onaylayın ve destek verin, aksi hâlde zillet ittifakının dışında kalırsınız” demiştir.

İP’in bu kirli ortaklığın dışında kalması demek, siyasi sonunu kabul etmesi demektir. Zira, CHP sayesinde seçime girmiş, PKK-HDP sayesinde de Mecliste yer almışlardır. Bunu biz söylemiyoruz, kendileri açık ve net şekilde ilan ettiler. İP’in gözünün içine bakarak, “bizim sayemizde orada oturuyorsunuz” dediler. Başta da belirttiğim gibi, zaten zilletin gerçek yüzünü her zaman HDP ve PKK ifşa ediyor.

SİYASETTE NEDEN BULUNDUKLARINI HATIRLATTI

Açıklamanın üzerinden günler geçmiştir ve İP’ten herhangi bir itiraz gelmemiştir. Gelmez ve gelemez. İP’in ucunu tutanlar buna müsaade etmezler. Verilen mesajı almışlardır, yapılan ayara uyacaklardır. Bunu hep birlikte göreceğiz. Başka türlüsü mümkün görünmüyor. Kaldı ki, bu da bizim iddiamız değildir, bizzat İP’in içinde olup da, gördükleri, yaşadıkları, şahit oldukları karşısında şaşkınlığa uğrayıp ayrılanların söyledikleridir. Partinin kurucusu, milletvekili, teşkilat görevlisi olup da, İP’in PKK’ya teslim olduğunu anlatarak istifa edenlerin sayısını, zannediyorum kendileri de tutamamıştır.

CHP’Yİ ZATEN KONTROLE ALDILAR

Açıklamanın verdiği mesaj elbette burada bitmiyor. Son bölümü CHP’nin nasıl teslim alındığını, kimin kime Deva, kimin kime Gelecek olduğunu ortaya koymaktadır. “HDP öncülüğünde” kısmının altını özellikle çizmek istiyorum. Bugün CHP’yi HDP’den ayrı düşünen, bu ortaklığın bozulabileceğine ihtimal veren var mı? Bırakın böyle bir ihtimali, CHP’nin HDP tarafından tamamen kontrole alındığını bilmeyen var mı? Daha dünkü yazımda zilletin HDP’ye nasıl köle olduğunu ayrıntılı biçimde yazdım. Nitekim, kravatlı terörist de bunu söylüyor. Zilletin, HDP öncülüğünde ihanet yolunda ilerlediğini açık şekilde ilan ediyor. CHP, HDP’nin ta kendisi olmuştur. Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu partinin bu durumlara düşmüş olması çok hazin bir durumdur. Deva ve Gelecek takviyesi ile alın size üçüncü ittifak.

TESLİM OLMAKTAN BAŞKA ÇARELERİ YOK

Deva ve Gelecek’i ayırıp İP’le birlikte farklı bir ittifak oluşturulabileceğini iddia edenler de var. Ancak, bunu ciddiye almak mümkün değildir. Zira, bunların üçün toplamı bir dirhem etmediği için, ne millette bir karşılık bulmaları, ne de barajı geçebilmeleri mümkündür. Kendileri de çok büyük ihtimalle bunun farkındadırlar. Dolayısı ile İP için de, diğer küsurat partileri için de HDP’ye teslim olmak, kravatlı teröristin verdiği ayarı kabullenip, ihaneti daha da keskinleştirmek dışında bir ihtimal görünmüyor. Zaten, bu konuda bir irade ortaya koymaları da imkânsız. Kendilerini piyasaya sürenler ne diyor, ne istiyorsa o olacaktır. Bugüne kadar yaptıklarına, kime ve neye hizmet ettiklerine bakınca da, bundan sonrasını kestirmek kolaydır. HDP’nin köleleri varlık sebeplerine uygun hareket ediyorlar da, Türk milletinin bütün bu rezillikleri dikkatle ve hayretle izlediğini ve günü gelince de gereğini yapacağını unutuyorlar.