Bebek katili Netenyahu Arap liderlere “Çıkarlarınızı düşünüyorsanız sessiz kalın” diyerek raconu kesti.

Neye sessiz kalacaklar mesela?

Barbarca üzerine çullandıkları bebeklere, çocuklara, vurdukları okullara, hastanelere, işledikleri modern soykırıma, savaş suçuna, insanlık suçuna, kirli kursaklarından etrafa saçtıkları tüm vahşete.

Oysa Arap liderleri zaten fazlasıyla sessiz.

Arap Ayaklanması sırasında Osmanlı’nın sırtından hançerlendiği topraklarda bugün Filistinli çocuklar toplu katledilirken Arap ülkelerinin liderlerinin her biri sinema izleyicisidir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan “İsrail bizim sana diyet borcumuz yok. Ondan böyle rahat konuşuyoruz” derken, Siyonist İsrail’e diyet borcu olanları da Binyamin Netenyahu açığa çıkarıyor.

İsrail vahşetinin bölgede nasıl bir hareketlilik doğuracağına dair uluslararası siyasetin kulak kabarttığı tek ülke Türkiye.

ABD’ye yeniden başkan olacağı söylenen Donald Trump “Erdoğan İsrail'e karşı çok sert konuştu. Bu hiç iyi değil. Bazıları dahil olmaya başlarsa diğerleri de dahil olur ve sonunda dünya savaşı çıkar" diyerek Filistin meselesinde İsrail’in asıl dikkat etmesi gereken yerin Türkiye olduğu uyarısını yaptı.

Nitekim İslam İşbirliği Örgütü’nün toplantısında en isabetli konuşmayı yapan lider, Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan idi.

İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi'ne getirilen İsrail’e yaptırım önerisi Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Bahreyn ve Fas tarafından reddedildi.

Araplar daha aralarında bir anlaşmaya varıp çoğunluğunu bebek, çocuk ve kadınların oluşturduğu 11 bini aşkın Filistinlinin katledilmesine tepki koymaktan acizdir.

İsrail soykırım suçunun boynuna asılmasından kurtulamayacaktır fakat İsrail’in dümen suyunda ilerleyen haysiyetsiz Arap liderlerinin de teşhis ve teşhir edilmesi lazımdır.

Filistin’in bugünkü içler acısı halinin tarihsel mesuliyeti en çok da Ürdün Krallığı’nın üzerindedir.

Osmanlı’nın Birinci Dünya Savaşı’nda arkasından vurulduğu Büyük Arap İsyanı’nı İngilizlerle beraber tertipleyen Abdullah, Şerif Hüseyin’in oğludur ve isyanın başarılı olmasından sonra Ürdün Kralı yapılmıştır.

1. Abdullah bugünkü Ürdün Kralı olan 2. Abdullah’ın büyük dedesidir.

Mesela Almanya, Filistinlilere soykırım uygulayan İsrail’in arkasında durarak 6 milyon Yahudi’yi sistemli bir şekilde öldüren Nazilerin utanç mirasından kurtulmaya çalışırken Ürdün Kralı 2. Abdullah benzer bir mahcubiyeti Filistin halkına karşı duyuyor mu?

Duyuyorsa ne yapıyor mesela?

Peygamberimizin soyundan gelen Haşimi ailesinin en berbat üyeleri olan dedeleri, Türklerden kurtulup Büyük Arap Krallığı’nın tek hâkimi olmayı planlamıştı.

Ama Hicaz bölgesini Suudilere, Suriye’yi Fransız sömürgesine, Filistin’i önce İngiliz sömürgesine sonra da adım adım Siyonistlere kaptırmanın utancını yaşadılar.

Osmanlı kendilerinden vergi bile almıyorken Osmanlı’dan kurtulup kendilerini vatanlarında köleleştiren sömürgecilerin kucağına düştüler.

1. Abdullah “Biz Osmanlı’ya Neden İsyan Ettik” kitabında Filistin meselesiyle ilgili “Filistin halkına gelince; onlar Balfour Deklarasyonunu kabul etmeyecekler ve Filistin’in Arap ülkesi olduğunda ısrar edeceklerdir. Zaten Filistin gerçekten bir Arap ülkesidir” diye yazdı.

Ama nafileydi, çünkü iş işten çoktan geçmişti.

Filistin ancak Türklüğün gölgesi altındayken Arap’tı.

Talihe bakınız ki Filistinli meselesi çözülecekse yine Türkiye’nin gayretleriyle olacak…

BAHADIR ÇOBAN