Zaten, Fatih Terim kenarda olmayınca sıkıntı çeken bir takım. Üstelik ligin en tehlikeli hareketli hücum takımlarından birine karşı oynarken, savunma bloğundaki eksikler başa dert. Ve kazanılması gereken bir maç… Aksi durumda Siyah Beyaz zirveyi el sallarken, Sarı Lacivertli bir başka rakibe Şampiyonlar Ligini yolunda başarı dilemek söz konusu…

Kaybetmemek için değil kazanmak için rakibi kaleden uzak tutmak gerekiyordu.

Mohamed doğru tercih olabilirdi, rakibe baskı kuracak, fizikli ve enerjik bir santrfor. Arkasında topu yönetecek Arda, Feghouli, tempo verecek Ömer, Etobo ve Onyekuru arkasında… Bu taktik, rakibi kaleden uzak tutardı.

Doğru düşünce…

Ama ya topu kazayla kaptırırsan?

İşte orada savunma da biraz dirençli olmalıydı. Ama Terim, bu kadar kritik maçta savunmaya ‘dokundu’. Donk’un yanına Ferdandes’i, sağ beke de Şener’i koydu. Saracchi olmasa, savunmacısı olmayan bir savunma…

Ve rakip başta da dediğimiz gibi, ‘yakalarsam affetmem’ becerili bir ev sahibi oyuncu grubu… Daha ne olduğunu anlamadan gelen iki gol… Devre arasında müdahale edermiş gibi yapılan değişiklikler… Hepsi kaçınılmaz sonu getirdi.

Galatasaray ligi dün mü kaybetti?

Sahayı, hakemi, tribünü, transferi, seçimi konuşup, futbol oynamadığı gün kaybetti…

Ötesi laf-ü güzaf…