Koronavirüs salgınının oluşturduğu olumsuzluklar her alanda olduğu gibi tarımı da etkiliyor. Otel, lokanta ve toplu tüketim yapılan yerlerde çok ciddi bir talep kaybı yaşandı ve doğal olarak bunun istenmeyen sonuçları ortaya çıktı. 2020 yılı mahsulü 300 bin ton patates, 40 bin ton kuru soğan ve 75 bin ton civarında çeltik, arz fazlası olarak üreticinin elinde kaldı.

BAKANLIK HAREKETE GEÇTİ

Tarım ve Orman Bakanlığı üreticinin mağdur olmaması için harekete geçti. Bakanlıktan, “Tüketimin azalması stokların artmasına ve fiyatların üretici aleyhine düşmesine neden olmuştur. Bu durum karşısında çiftçimizin olumsuz etkilenmemesi için Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatları ile TMO, üreticilerden yemeklik patates ve kuru soğan alımı ve ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza 81 il valilikleri aracılığıyla dağıtımı ile görevlendirilmiştir. Aynı zamanda Bakanımız Bekir Pakdemirli’nin patates ve soğan dağıtımına ramazan ayı öncesi başlanması ile ilgili açıklamaları kamuoyuna yansımıştır.

Toprak Mahsulleri Ofisi, 10 Nisan itibarıyla yemeklik patates, bugün itibarıyla kuru soğan alımlarına başlamıştır. TMO alımlarında herhangi bir miktar sınırlaması söz konusu değildir. ÇKS'ye kayıtlı üreticilerden, tüketilebilir nitelikteki ürünlerin tamamı alınacaktır. Alımı yapılan patates ve soğanlar ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza ulaştırılmak amacıyla başta büyükşehirlerimiz olmak üzere 81 ilimize sevk edilerek valiliklerimiz aracılığıyla ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza bedelsiz olarak dağıtılacaktır. Üreticilerimizden alınan çeltikler TMO tarafından stoklanacak ve görev tanımı kapsamında bilahare piyasa regülasyonu amacıyla kullanılacaktır” açıklaması yapıldı.

ANINDA İSTİSMAR

Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı üreticilerin elindeki soğan ve patatesin alımına başlandı. Burada özellikle altı çizilmesi gereken nokta, alımların doğrudan kayıtlı üreticiden yapılmasıdır. Tüccardan, aracıdan bir alım söz konusu değildir. Yeni bir stoklamaya gerek kalmadan, alınan ürünün ihtiyaç sahiplerine dağıtımı anında yapıldı ve buna devam ediliyor. Türkiye’nin faydasına, Türk milletinin hayrına olan her şeye itiraz etmekte hiç vakit kaybetmeyen zilletin unsurları, bu konuda da anında harekete geçti. Kısa süre önce arz fazlası ürünün devlet eliyle alınıp ihtiyaç sahiplerine dağıtılmasını isteyen CHP’nin başı, bu defa da soğan, patatesin niye dağıtıldığını sorgulamaya ve bunun üzerinden bir yoksulluk edebiyatı geliştirmeye başladı.

ARSIZLIĞIN BU KADARI

Her zaman söylüyorum, bu zillet tam bir hacıyatmaz. Duruma göre vaziyet almayı o kadar ileri götürdüler ki, kendi kendilerine bile yetişemiyorlar. Bir gün önce söylediklerini ertesi gün inkâr etmekle kalmıyor, bir de onun üzerinden suçlamalarda bulunuyorlar. Soğan, patates kamyonları şehirlere gönderiliyormuş, kamyonların önüne bayrak asılıyormuş, millet bir çuval patatese muhtaç hâle düşürülmüş, daha neler neler. Arsızlığın, yüzsüzlüğün, utanmazlığın ancak bu kadarı olabilir. Üreticinin elindeki ürünün değerlenmesi, ihtiyaç sahibi vatandaşa dağıtılması sizi niye bu kadar rahatsız etti? Soğanı, patatesi vatandaşa dağıtmanın neresinde bir yanlışlık var? Elbette herkes aldığı çuvalı bir şekilde evine götürüyor, bunun neresine itiraz ediyorsunuz? Buradan nasıl bir yoksulluk ve hatta felaket senaryosu çıkarabiliyorsunuz? Kamyonların nereden geldiğini, patatesi kimin dağıttığını vatandaşın bilmesinde nasıl bir sakınca mevcut?

VATANDAŞI AŞAĞILIYORLAR

Ekonominin siyasete etkisi muhakkaktır. Zillet de bunun görüyor ve biliyor. Vatandaşın sofrası, işi, aşı üzerinden istismara yönelerek, bir algı oluşturmaya uğraşıyorlar. Pandemi sürecinin olumsuzluklarını da sermaye yapıyorlar. Feda edemeyecekleri hiçbir değer olmadığı için yalanın, iftiranın her türlüsüyle zihin bulandırmaya uğraşıyorlar. Eleştirmek, karalamak kolay da, peki siz ne yapacaksınız? Türk milletine ne vadediyor, hangi garantiyi veriyorsunuz? Planınız, programınız, teklifiniz nedir? Niye bunca yıldır ortaya ciddi, kabul edilir, ümit ve heyecan veren bir şey koyamadınız? Bu perişan hâlinizi vatandaş görmüyor, anlamıyor ve değerlendirmiyor mu zannediyorsunuz? Soğan, patates aldı diye dalga geçtiğiniz, aşağıladığınız o vatandaşın günü ve zamanı gelince hesabı keseceğini hiç mi aklınıza getirmezsiniz? Bu zavallı, güdük, boş, savruk, karanlık anlayışla bir yere varamayacağınızı anlamanız için daha ne olması gerekiyor?

BU ZİLLETİ NE YAPACAĞIZ?

Bütün dünya pandeminin bedelini ödüyor. Bizim de bunun dışında kalmamız mümkün değil. Ancak, aşamayacağımız hiçbir zorluk yoktur. Her türlü tedbir alınıyor, gerekirse buna yenileri ilave ediliyor. Asıl sıkıntı, bu zilleti ne yapacağımızdır. Bunlara nasıl inanılır, nasıl güvenilir, nasıl devlet teslim edilir? Elbette Türk milleti bunların bu perişan hâlini görüyor ve değerlendiriyor. Nitekim, Cumhur İttifakı’nın uzun uzun yaptıklarını, yapacaklarını anlatmalarına gerek bile yoktur. Zamanı gelince, “biz gidersek işte bunlar gelecek” denmesi yeterli olacaktır.