TÜRK siyaseti çok kritik bir süreçten geçiyor. Bir tarafta, yaptıklarıyla, söyledikleriyle, mesajlarıyla ve ortaya koydukları ile bu ülkenin ve milletin ümidi ve geleceği olan Cumhur İttifakı var. Büyük bir gayretle Türkiye’yi muasır medeniyet seviyesine ulaştırmak için çırpınıyor. Sistem değişikliği bunun için yapıldı ve bunun çok faydalı sonuçlarını hep birlikte yaşıyoruz. Kısır tartışmalarla zaman kaybetmiyoruz. Demokrasimiz, hukuk sistemimiz, yasama ve yürütme organlarımız yerli yerine oturdu. Daha hızlı karar alınıyor ve sonuca ulaştırılıyor.

KURUMLAR İŞLER HALE GELDİ

Cumhur İttifakı’nı oluşturan partilerin kararlılığı, uyumu ve başarısı istikrar ve güven sağladı. Buna bağlı olarak kurumlar daha işler hale geldi. Başta terör olmak üzere, ülkenin başına bela olan sorunların bertaraf edilmesi için, güvenlik güçlerimiz gecesini gündüzüne katıyor. PKK denilen bölücüleri bir daha başlarını kaldıramayacak şekilde bu topraklardan söküp atmak ve hatta sınırımızın dışında da yok etmek için insanüstü bir gayret gösteriyor. Doğu Akdeniz’de hak ve hukukumuz her ne pahasına olursa olsun korunuyor. Kıbrıs’ta Maraş’ın kullanıma açılması gibi, çok önemli ve yerinde tarihi kararlar veriliyor. Ekonomideki sorunların üstesinden gelebilmek için çok hassas bir mücadele yürütülüyor.

FEDA EDEMEYECEKLERİ ŞEY YOK

Diğer tarafta ise CHP ve yancıları var. HDP ve İP ve diğer küsartlardan oluşan bu yancılara, şimdi AK Parti’nin eskileri de eklendi. Ne ülkenin geleceği umurlarında, ne milletin meseleleri gündemlerinde. Bütün hesapları, bütün beklentileri, bütün işleri, her ne pahasına olursa olsun Cumhur İttifakı’nı bozmak, başarısız kılmak ve doğabilecek siyasi belirsizlik ortamında aradan sıyrılmak üzerine kurulu. Ne bir programları, ne bir iddiaları var. Cumhur İttifakı’nı bozmak, hükümeti yıkmak için, ülkenin felaketi de dahil, feda edemeyecekleri hiçbir şey yok. Türkiye’nin sınır ötesi operasyonlarda sonuç alamamasını, Suriye’de zor durumlara düşmesini, Doğu Akdeniz’de geri çekilmesini bekledi ve istediler, sukutu hayale uğradılar. Ekonomideki olumsuzluklara bel bağlamışlardı, beklediklerini bulamadılar. Seçimlerde birkaç belediye fazla almak üzerinden siyasette bir kriz ve kaos ortamı oluşturmayı denediler, fayda etmedi.

BAHANE HEP AYNI

Davutoğlu ve Gül cephesi ayrı ayrı da olsa, doğrudan AK Parti’yi hedef alıyor. Kendi partisi içinde önemli mevkilerinde bulunduğu ve birinci derece sorumluk taşıdığı halde, bir yerlerin itmesi ile sorun çıkaranları daha önce çok gördük. Genellikle önce partiyi içeriden ele geçirmeye çalışırlar. Bunu yaparken de bahane hep aynıdır. “Parti kuruluş amacından uzaklaştı, parti içi demokrasi kalmadı, böyle devam edilemez, bir yenilik gerekiyor” diyerek, meydana çıkarlar. İmza toplamayı, parti yönetimi devirmeyi denerler. Bütün bunları yaparken ne tüzük dinlerler, ne nezaketten anlarlar ve bütün değerleri yerle bir ederek saldırırlar. Bu şekilde sonuç alabilen neredeyse yoktur. Günün sonunda ya istifa edip ayrılırlar veya ihraç edilirler. Aslında bütün bunlar daha sonra yapacakları için zemin hazırlamaktır. “Bize ayrılmaktan, başka parti kurmaktan başka çare kalmadı” diyebilmek içindir. Bunun o kadar çok örneği var ki, saymakla bitmez. Sonuncusunu MHP yaşadı.

İP, DAVUTOĞLU VE GÜL SÜRECİ

Şimdi benzer şeyler AK Parti’de yaşanıyor. İP süreciyle Davutoğlu ve Gül’ün yaptıkları arasında fazla bir fark bulamazsınız. Tek fark, onların parti içinde bir hareket başlatmak için imkan ve cesaret bulamamalarıdır. AK Parti’yi içeriden çökertemeyeceklerini peşinen kabul edip, dışarıdan hücuma geçmeleridir. Kuracakları partinin hiçbir yere varamayacağını onlar da biliyor ve görüyorlar. Makul ve mantıklı biçimde ortaya koydukları hiçbir program olmadığı gibi, koyabilme ihtimalleri de bulunmuyor. Maksat zaten bu değil. Hedef, Cumhur İttifakı’nı bozmak ve Türkiye’de iktidarı değiştirecek bir siyasi zemin hazırlamaktır.

HDP İLE AYNI ÇİZGİDELER

Cumhur İttifakı’ndan ve mevcut hükümetten neden bu kadar rahatsızlar? Niye her ne pahasına olursa olsun, bu hükümetten kurtulmak istiyorlar? Sebep gayet açıktır. Bu hükümet milli bir çizgiye gelmiştir. Ülkenin bölünmez bütünlüğünü öncelemekte ve bunu gereğini yapmaktadır. Türk milletinin iradesine bağlı kalmakta ve bağımsızlığımızı her şeyin üzerinde tutmaktadır. Bunlar, bu devlet ve bu milletle meselesi olanlar için kabul edilemez bir durumdur. Ve şu tesadüfe bakınız ki, Cumhur İttifakı’na karşı olup, bu hükümeti devirmek isteyenlerin tamamı HDP ile aynı çizgidedir. Hepsi HDP ile iş birliğini her şeyden önemli görüyor. Hepsi FETÖ’nün ümididir ve açık desteğine sahiptir. MHP ise tamamının hedefindedir. Her fırsatta saldırmak, yalan ve iftiralarla karalamak için seferber olmuşlardır. Ne yaparlarsa yapsınlar fayda etmeyecektir. Zilletin kendine yeni ortaklar bulmuş olması, Cumhur ittifakı’nın önemini ve değerini daha da arttırmıştır. Türk milleti her şeyin farkındadır ve zillete hiçbir şart altında geçit vermeyecektir.

Mail: [email protected]