Geçen zaman ve dünyadaki örnekler, koronovirüs konusunda çok farklı gelişmelerin yaşanabileceğini gösteriyor. Ülke olarak başından itibaren tedbirlerimizi zamanında alıp, bu belayı en hafif ve hızlı şekilde atlatabilmek için her şeyi seferber etmemize rağmen, genel gelişmelerin dışında kalamadık. Vaka sayısı artıyor ve ne yazık ki, ölümler meydana gelmeye başlamıştır. Her ne olursa olsun, bizim bu virüsü en kısa zamanda ve en az hasarla atlatacağımıza olan inancımız tamdır.

HERKES ÜZERİNE DÜŞENİ YAPIYOR

Bu inancı bize ortaya konulan samimi gayretler ve Türk milletinin sağduyusu veriyor. Millet olarak şu ana kadar çok doğru, çok isabetli bir tavır ortaya koyduk. Bazı ahlaksızları, düzenbazları, kanı bozukları elbette bunun dışında tutuyoruz. Salgına maruz kalan Avrupa ülkelerinde yaşanan panik ve buna bağlı olarak ortaya çıkan düzensizlik, dengesizlik, kendi derdine düşme durumu bizde çok şükür yoktur ve hiçbir zaman da olmayacaktır. Milletimiz çok büyük bir oranda yapılan tavsiyelere, alınan tedbirlere, istenilen dikkate uyum gösteriyor. Herkes üzerine düşeni yapıyor ve böyle devam edileceği konusunda hiç kimsede bir tereddüt yok.

HER İHTİMALE GÖRE SENARYO HAZIR

Bu salgının ekonomi, sosyal hayat, eğitim ve sağlık alanları başta olmak üzere, her manada sonuçları olacağı bugünden bellidir, hatta şimdiden ortaya çıkanlar olmuştur. Bazı ülkelerde siyasi sonuçlar doğurması da kuvvetle muhtemeldir. Dolayısı ile ülkeleri yönetenler tarihi bir sınavdan geçiyorlar. İtalya, İngiltere, Fransa şimdiden sınıfta kalmışlardır. ABD ve Almanya bıçak sırtındadır. Güney Kore’nin başarılı olduğu anlaşılırken, Türkiye’nin de çok dikkat çeken olumlu bir performans gösterdiğini herkes kabul ediyor. Nitekim, hükümet salgını önlemek, vakaları tespit etmek, tedavi sürecini aksatmadan ve hızlı şekilde yürütebilmek için olağanüstü tedbirleri uygulamaya koymuştur. Şu ana kadar hiçbir konuda bir yetersizlik görülmediği gibi, her ihtimale göre yeni senaryoların da hazır bekletildiği anlaşılmaktadır.

SOĞUK HAVA İŞLERİ ZORLAŞTIRDI

Mart ayının ikinci yarısında hava şartları olumsuza dönmüştür. Yurdumuzun birçok yerinde kar yağışı ve soğuk hava hakimdir. Ani hava değişikliklerinin insan sağlığı üstündeki etkileri de hesaba katılırsa, bazı gribal enfeksiyonların artış göstermesi çok normal sayılmalıdır. Bu durum işleri biraz zorlaştırıyor. Gerek yakın çevremizden edindiğimiz intiba, gerek uzmanların açıklamaları en küçük bir soğuk algınlığının veya mevsime bağlı gribal enfeksiyonların arttığını ortaya koyuyor. Çok kimse, evde dinlenme ile çok kolay atlatılabilecek bir rahatsızlığı, algıya bağlı olarak koronavirisü zannedip hastanelere koşuyor. Bu durum hem hastanelerin yükünü arttırıyor, hem riski çok daha yüksek seviyeye çıkarıyor.

TEST HIZLI VE YAYGIN YAPILMALI

Hastaneler ve sağlık kurumları belli bir şikayetle gelen herkesi dikkate almak zorundadır. Her vatandaşımızın da şikayetine bağlı olarak en doğru şekilde testlerden geçirilmesi ve net teşhis sonucu alması gibi bir hakkı var. Sosyal medyada dolaşan, bilgi kirliliğine ve yanlış algılara sebep olan söylem ve görüntülerin kaynağı tam olarak budur. Dolayısı ile hastanelerin ve sağlık kurumlarının çok hızlı şekilde test yapabilmesi ve sonuç açıklaması hem yığılmayı önleyecek, hem asıl vakaları tespit etmeyi kolaylaştıracak, hem de psikolojik bir rahatlama sağlayacaktır. Test merkezlerinin çoğaltılması, test kitlerinin çok daha yaygın hale getirilmesi ve mümkünse en hızlı sonuç verenlerin kullanılması hayati önemdedir. Sağlık Bakanlığı ve hükümetin bu konuda çok gayretli olduğunu, yerinde tedbirler aldığını memnuniyetle görüyoruz. Aynı şekilde tedavi sürecinde ihtiyaç duyulan malzeme ve ekipman için de çok önceden harekete geçildiğini ve stoklandığını en yetkili isimler açıklamışlardır. Medyada yer alan ve tedaviyi kolaylaştırdığı ve hızlandırdığı söylenen bazı ilaçlar konusunda ise oluşturulan Bilim Kurulu ve Sağlık Bakanlığı’na güvenmek gerekiyor.

KİMLER MASKE KULLANACAK?

Gördüğümüz kadarıyla kafa karışıklığı yaşanan şeylerden birisi maske kullanımı, diğeri de evde kalmanın sınırlarıdır. Televizyon ekranlarına uzman olarak çıkan, Prof. ünvanlı isimler bile bu konularda tam bir görüş birliği sağlayamıyorlar. Kimlerin, ne şekilde, hangi durumlarda ve ne kadar süreyle maske kullanacağının çok daha net ve açık şekilde anlatılmasında fayda var. Evde kalmanın esas olduğu konusunda bir görüş birliği olsa da, insan bir sosyal varlıktır. Dışarı çıkmanın hangi durumlarda, nerelerde ve ne şekilde olabileceği çok daha iyi anlatılmalıdır. Diğer yandan, vaka sayısı ve bunların bulunduğu iller ve hastaneler konusunda çok sorgulama yapılıyor. Şimdiye kadar bu konularda ayrıntı verilmedi. Bu şartlarda verilmesinin de çok faydalı olacağı kanaati taşımıyoruz. Yine de bu konunun Bilim Kurulu’nda değerlendirildiği ve yeni bir yol izlenebileceği yapılan açıklamalardan anlaşılıyor. Her durumda yapılacak resmi açıklamalara itibar etmek ve uymak en doğrusudur.