CHP’nin hangi ihanetine, hangi skandalına yetişeceğimize inanın şaşırıyoruz. Sezgin Tanrıkulu’nun Türk Ordusu’na "15 köylüyü helikopterden atan Türk Silahlı Kuvvetleri değil mi?” şeklinde attığı iftirası gündemde öfkeyle tartışılırken, CHP’den yeni bir ihanet/beceriksizlik karışımı bir hamle daha geldi.

Kemal Kılıçdaroğlu, Atatürk’ün kurduğu CHP ile ne alakası kaldıysa bugünlerde CHP’nin 100. yıl dönümünü kutlayan bir dizi program yapıyor. Aslında onun “13. yıl dönümü” diye yeni CHP’nin doğum gününü kutlaması gerekiyordu. Yeni CHP’yi yarattığı günden bugüne 13 yıl geçti çünkü…

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,  CHP’nin 100. yıl etkinlikleri çerçevesinde sosyal medya hesabından paylaştığı videoda Kıbrıs Barış Harekâtı'na giden süreçte Türk köylerine saldıran Rum milliyetçi grupların başını çeken EOKA’nın fotoğrafını kullanmış…

Aslında kendine ve yeni CHP’ye yakışanı yapmış…

Ama o fotoğrafı videoya koymalarına yönelik gelen tepkilere savunması ise tam evlere şenlik.

Kemal Kılıçdaroğlu diyor ki: "Orada söz konusu olan Kıbrıs çıkarması sırasında EOKA'cıların nasıl gömüldüklerini anlatan bir karedir o, çünkü önce onlar gösteriliyor.”

Aslında EOKA’lı teröristlerin fotoğrafını kullanmaları ya onları Türk mücahitler sanıp paylaşma beceriksizliği ya da CHP’nin Rum’a, Ermeni’ye, PKK’ya, YPG’ye sahip çıkma zihniyetinin yine sinsi bir mesajı olmuştur.

CHP’nin mevcut eylem ve söylemlerine baktığımızda sinsi bir mesaj vermiş olması kimseyi şaşırtmaz.

Nasıl ki, Türkiye ve Azerbaycan dayanışmasıyla Karabağ’ın Ermeni işgalinden kurtarılması sonrası "Maalesef gelen haberlerde, Türkiye’den Azerbaycan’a silah yardımı ve bazı söylentilere göre birtakım cihatçı grupların aktarıldığı şeklinde haberler var" şeklinde açıklama yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz bizi hiç şaşırtmadıysa…

Nasıl ki, PKK’nın Suriye kolu için “YPG terör örgütü değil, vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşum” şeklinde açıklama yapan Kemal Kılıçdaroğlu, "Sınırımızda başkası olacağına PYD olsun" diyen CHP Genel Başkan yardımcısı Muharrem Erkek, "O bölgede radikal İslami örgütler olacağına iyi ilişkilerimizi geliştireceğimiz güçlü merkezi otoritenin egemen olduğu federatif bir yapı içerisinde Kürtler olsun daha iyi. Laik yapısını da zaten biliyoruz PYD'nin." Diyen CHP’li emekli komutan Türker Ertürk bizi hiç şaşırtmadıysa…

Nasıl ki, “Kıbrıs’ı Kıbrıslılara bırakırsak, en doğrusu bu olacak. Ancak hiç bırakmıyoruz. Herkes Ada’nın bir tarafından çekiştiriyor. Ben bunu doğru bulmuyorum. Kıbrıs’ın jeopolitik önemini falan bir kenara koyup, adayı Kıbrıslılara bırakmak lazım. Kaderlerini kendileri belirlemeli. Ben iki halkın barış içinde yaşamalarından, birlikte karar üretmesinden yanayım. Herkes çok fazla müdahil oluyor, sadece Türkiye değil. Filler tepişir, çimenler ezilir. Onlar tepişiyor. Olan Kıbrıslılara oluyor” diyen İzmir Büyükşehir Başkanı Tunç Soyer bizi hiç şaşırtmadıysa…

Nasıl ki, Barzani’nin 2017 yılında yaptığı sözde Bağımsız Kürdistan referandumuna desteğini Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK) Genel Başkanı Mesut Tek’in ağzından “Görüşme oldukça olumlu bir atmosferde geçti. Olumlu bir görüşme oldu” şeklinde, Özgürlük ve Sosyalizm Partisi Genel Başkanı Sinan Çiftyürek’in ağzından da “Kemal Kılıçdaroğlu görüşmemizde bütün milletlerin olduğu gibi Güney’in de referanduma gitmeye hakları olduğunu söyledi” şeklinde duyduğumuz Kemal Kılıçdaroğlu bizi hiç şaşırtmadıysa…

Nasıl ki, "Adalar Yunanistan’ındır. Egemenliği şartlı verilmiştir filan, böyle bir şey yok" diyen CHP’li emekli büyükelçi Yalım Eralp bizi hiç şaşırtmadıysa…

Yani velhasıl CHP’de yaşanan, bundan sonra yaşanacak hiçbir şey bizi şaşırtmaz. Gün gelir PKK’cı, YPG’ci, Ermenici, Rumcu, EOKA’cı, Peşmergeci, Amerikancı olabilir bunlar. Çünkü CHP’nin ayarlarına Atatürk sonrası öyle bir format atıldı ki, CHP’nin Türk olma dışında her şeye karakteri müsaittir. Türkiye düşmanı kim varsa gönlünü kaptırması CHP’nin artık olağan bir halidir.

CHP içinden kimsenin bu karakter haline ve ihanet manzarasına sesini çıkarmaması da genetik değiştirme operasyonunun çok başarılı olduğunu gösteriyor değil mi?

CHP’nin yarattığı gündeme bakar mısınız?

CHP resmen Türk milletine düşman unsurların aparatı, Türkiye içine sokulmuş Truva atı olmuş durumdadır.

CHP’nin bu hallere düşeceğini Atatürk sağlığında hissetmiş olmalı ki kitaplara yazılmış anılarından bunu çok net anlıyoruz.

Kurtuluş Savaşı’nı, CHP’nin kuruluşunu, Atatürk yıllarını yaşayan yazarlarımızdan Falih Rıfkı Atay, “Babanız Atatürk” kitabında Atatürk’e atfedilen bir anıyı şöyle anlatmıştı: “CHP Genel Sekreteri Recep Peker CHP ile ilgili bir vesikayı Atatürk’e imzalatmaya getirdiğinde Atatürk, vesikanın üzerine ‘Partim’ sözünü yazar. Peker, ‘Paşam niçin CHP yazmıyorsunuz?’ diye sorar. Atatürk de ‘Ne bileyim sonuna kadar CHP’nin benim partim olarak kalacağını?’ diye yanıt verir.”

Kemal Kılıçdaroğlu CHP’yi bu hale getirerek Atatürk’ün ileri görüşlülüğünü bir kez daha ispatlamış bir adamdır. CHP artık Atatürk’ün partisi değildir ve bu haliyle Atatürk’ün kurduğu CHP ile uzaktan-yakından bir ilişkisi kalmamıştır.