Yanlış kimden gelirse gelsin yanlıştır. Türkiye ile hesabı olanları daha da ümitlendirecek ve azdıracak bir yanlışa hiçbir şartta ortak olmamak gerekiyor.

   MHP’nin Cumhur ittifakı içindeki onurlu duruşu; samimi, gayretli ve kararlı çabası, bu ülke ve milletle meselesi olanları çok ama çok rahatsız ediyor. Bütün işleri güçlerini bir kenara bıraktılar, MHP’yi kışkırtmak, provoke etmek ve ittifaka fitne sokmak için akla hayale gelmeyecek şeyler söylüyorlar. CHP ve yancılarının bu konuda özel bir çaba içinde olduğunu ibretle izliyoruz. Eski defterleri karıştırıyorlar, uydurdukları yalanları gerçekmiş gibi servis ediyorlar, yapılan açıklamalara kendilerince anlamlar yükleyip çarpıtma ve yanıltma yaparak milletin zihnini bulandırmaya uğraşıyorlar. İP’in kendi perişan haline bakmadan MHP’yi hedef almasını hayretle takip ediyoruz. Kandil uzantıları, PKK savunucuları ile biraraya gelip, MHP’ye muhalefet etmek ve buradan da bir eski ülkücülük sonucu çıkarmak, sözün bittiği yerdir. Bunu yapanları millet affetse bile, tarih affetmeyecektir.

ÇÖZÜLEMEYECEK MESELE YOK

  Bu fitne güruhu boş bir çaba içindedir. Türkiye'nin başarısız olmasını ve buradan kendilerine bir alan açılmasını arzulayan çevrelerin, yürüttükleri kara propaganda, kaos, kriz ve kargaşa çıkarma arayışı varlık sebeplerine uygun olsa da, büyük bir vebaldir. Böyle bir ortam içerisinde MHP’nin kararı net, tavrı kesin, siyaseti temiz, hedefi açıktır. Türkiye sistem değişikliği yapmıştır ve yepyeni bir döneme girmiştir. Bunun yerleşip işlemesine kimse engel olamayacaktır. İstanbul seçimlerinden sonra 4 yıl Türkiye'de bir seçim olmayacaktır. Bu zamanın doğru değerlendirilmesi durumunda, ülkemizin çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi istikrarın teminatıdır.Cumhuriyetin 100'üncü yılı bu dönem içinde kutlanacaktır. Güçlü, iddialı, lider bir ülke olarak bu muhteşem yıl dönümüne ulaşmak, MHP’nin önceliği ve vazgeçilmez hedefidir.

PUSUDA BEKLEYENLER

  CHP ve yancılarının bütün bu gelişmelerden, MHP’nin ülkesi ve milletine sahip çıkmasından rahatsız olması, aynı zamanda neye ve kime hizmet ettiklerinin de ispatıdır. PKK ve FETÖ uzantıları ile işbirliği yapanlardan zaten başka türlü bir tavır da beklenemezdi. Bu arada birkaç belediyenin el değiştirmesi ile birlikte pusuda bekleyenlerin birden bire ortalığa çıkıp, gerçek yüzlerini göstermelerini ibretle izliyoruz. Televizyonlarda ve sosyal medyada keskin dönüşlerin, kıvırmaların, duruma göre vaziyet almanın çarpıcı örneklerine şahit oluyoruz. HDP ve PKK ile Kürt kökenli kardeşlerimizi aynı kabın içerisine sokarak zihin bulandırmaya uğraşıyorlar.  Bu vatansever Kürt kökenli kardeşlerimize yapılabilecek en büyük kötülük, hatta ihanettir. PKK ve Kürt kökenli kardeşlerimizi aynı kabın içinde gösterenlerin, Kandil’deki katillerden hiçbir farkı yoktur. 

GÜÇLÜ VE LİDER TÜRKİYE

  MHP tarihi bir misyon üstlenmiş, varlık sebebine uygun olarak ülkesine ve milletine sahip çıkmıştır. Cumhur ittifakı bunun sonucudur ve Yenikapı ruhuna dayanır. Yenikapı, 15 Temmuz gecesine Türk milletinin cevabıdır. Karşı karşıya kaldığımız iç ve dış şartlar, güçlü bir Türkiye'nin şart olduğunu gösteriyor. Bunun için iktisadi büyümemizi hedeflenen biçimde gerçekleştireceğiz, sosyal gelişmemizi tamamlayacağız ve bunlara bağlı olarak milli bütünleşmemizi sağlayacağız. Bu konuda siyasi iktidara büyük görev düşmektedir. Ekonomimizin bir an önce bıçak sırtı durumdan kurtulması, yatırım ve üretim dengesinin doğru kurulması ve kalıcı tedbirler alınmasının zamanı çoktan gelmiştir. Sosyal yapılardaki tartışmalara son vermek, kaynaşmak, kucaklaşmak ve milli bütünlüğümüzü pekiştirmek, lider olma hedefimizi kolaylaştıracaktır.  

İSTANBUL’UN ÖNEMİ

  MHP üzerine düşeni yapmaktadır ve Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu bütün meselelerin çözümünde katkı sağlıyor. Elbette sosyal ve ekonomik konularda kendine ait çözüm önerilerine sahiptir. Farklı projeleri, görüşler ve politikaları vardır. Sayın Bahçeli, bunlar saklı kalmak kaydıyla bugünkü siyasi iktidara terör başta olmak üzere uluslararası ilişkilerde, her türlü konuda destek verdiklerini net bir dille ilan etmiştir. Şu anda siyaset tamamen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimine odaklanmıştır. Bu seçimin anlamı ve anlamı çok daha artmıştır. Telafisi olmayan bir sürece girdik. Böyle bir ortamda Cumhur ittifakı adayı sayın Yıldırım’ın Diyarbakır’da söylediği sözler büyük bir talihsizlik olmuştur. Yanlış kimden gelirse gelsin yanlıştır. Türkiye’de Kürdistan, Lazistan yoktur ve bundan sonra da olmayacaktır. MHP’nin olduğu yerde bunların olması da hiçbir şartta mümkün değildir.

YANLIŞ İSİM SEÇİLDİ

  Bu arada İstanbul adaylarının Televizyon tartışmalarının tarihi de belli olmuştur. Tartışmayı yönetecek ismin seçiminde çok büyük yanlış yapılmıştır. Böyle bir programı gündeme getiren, yaptığı programlarla her kesimin takdirini ve beğenisini kazanan, birikim ve tecrübesiyle öne çıkan gazeteci arkadaşımız Didem Arslan Yılmaz’ın neden tercih edilmediğini anlamak mümkün değildir. Türkiye ile hesabı olanları daha da ümitlendirecek ve azdıracak bir yanlışa hiçbir şartta ortak olmamak gerekiyor. Cumhur İttifakı'nın bütün unsurları ile yerleştirmeye çalıştığı yeni yönetim sistemi, buna bağlı olarak çok daha hızlı bir kalkınma ve iddialı bir Türkiye hedefi, belediye başkanlığı hesaplarına kurban edilmemelidir.