Yunanistan’la oynayıp kaybettiğimiz maçlardan sonra kılıcı elimize aldık Orhun Ene’yi, oyuncuları doğramaya başladık. Ömrü basketbolla geçen ülkenin en iyi oyun kurucularından birinin, basketbol bilgisini yerden yere vuranlar mı ararsınız, basketbol vahamızda yeşermeye çalışan Furkan, Muhsin, Okben gibi isimlerin milli takımda yer almamaları gerektiğini iddia edenleri mi?

Geriye dönüp baktığımızda Türkiye A milli takımı düzeyinde ilk milli maçını 1936’da Yunanistan ile oynayıp 49-12 kazandı. Şimdi, biz hazırlık maçlarını kazanırken, ciddi maçlarda hep onlar galip. Toplam, 67 maçta 41 kez kazanan Yunanistan, ne olursa olsun, belli seviyede kalırken, biz, bir ileri iki geri.

Son iki maçta, Sertaç, Alperen, Cedi Osman, Furkan gibi oyuncularımızdan faydalanamadık. Birçok oyuncumuz takvim nedeniyle yorgun. Ligde ikinci baharını yaşayan görece yaşlı Oğuz Savaş’a bile muhtaç kalmışız. Yunanistan da aynı sorunlar var. En iyi oyuncuları NBA’da. Sloukas, Papanikalao, Printesiz gibi bilindik isimlerle oynuyor, Agravanis, Papagiannis, ilk maçta Mouratos, ikinci maçta Moraitis’in gibi oyunculardan da katkı alıyorlar. Devşirmeleri de yok.

Biz, Larkin başta belli isimlerin eline bakıyoruz. Üst düzey basketbol üst düzey oyuncuyla oynanır. 2001 ve 2010 da ikincilik kazanan milli takım kadrolarında ‘kulüplerinde gelişen’ böyle isimler vardı. Orhun Ene onlardandı. Şu anda elimizde onun gibi bir oyun kurucu var mı? Tamer gibi, Hüseyin gibi pivotumuz? Mirsad gibi ribaundcu dört numaramız ya da İbrahim gibi fizikli keskin şutörümüz? Onları yetiştiren de biz değil miyiz? Hep alt yapıdaki eksiklerden dem vuruyoruz. Peki bu gençlerin, üstte süre alamadıkça yerinde sayacağını, yok olacağını bilerek neden aynı sistemle devam ediyoruz? Yaşatılamayan Banvit de olmasa Alperen, Şehmuz, Furkan, Sadıklar da olmayacaktı. Düşünün ki, Egehan, Fenerbahçe’de dünyanın en iyi koçlarından Obradoviç’le çalıştı, yıllarca. Beşiktaş’ta oynamaya başladı da milli takım seviyesine geldi. Artık bir karar vermeli. Ya yabancılarla oynayan takımların kupa şampiyonluklarıyla övünmeye devam edeceğiz. Ya da daha fazla iyi, çok yönlü oyuncu yetiştireceğiz. Onlara güvenip, geliştirip, oynatacağız. Kalite ile deneyimi harmanlayacağız. Milli takımla kupalar o zaman gelecek. Yoksa değil Orhun Ene, Obradoviç olsa farketmez.