7 Ekim’de başlayan Hamas saldırılarının ardından dünya Filistin’i terörize etmeye başladı. ABD başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinden İsrail’e destek mesajları yağdı. İsrail’in Gazze’de yaptığı katliama seyirci kalındı.  İtidal değil savaş tamtamları çalındı, ateşkes yerine askeri yığınak çağrıları yapıldı. İki tarafa da yapılması beklenen “sivilleri hedef almayın” uyarısı sadece Hamas için dile getirildi. İsrail’in füzeleri meşru görülürken, Hamas’ın saldırıları terör eylemi olarak nitelendirildi.

Bu konuda en yapıcı ve çözüm odaklı tavır Türkiye’den geldi. Çünkü bölgede gizli ajandası olmayan, bir hesap üzerine kurgu yapmayan tek devlet Türkiye’ydi.

Saldırının ilk gününden itibaren ABD ise savaş ateşini harlayan, İsrail’i cesaretlendiren adımlar attı. İsrail ise aldığı cesaret hapıyla Gazze’yi ablukaya aldı, katliama başladı. Savaş hukukunu hiçe saydı. Filistin devletini tamamen haritadan silmek için var gücüyle saldırdı. Uluslararası hukuku katletti. İnsan hakları askıya alındı. Başta çocuklar olmak üzere Gazze’nin nefesi kesildi. İşte bütün bunlara ABD’de ortak oldu. Savaş, yerini katliama bıraktı. Birkaç ülke hariç neredeyse tüm dünya, haklının güçlü olduğu değil, güçlünün haklı olduğu bir pozisyonda saf tuttu.

İsrail, NATO üyesi olmaması rağmen ABD dünyanın en büyük uçak gemisi USS Gerald R. Ford’un da aralarında bulunduğu bir filoyu bölgeye gönderdi. Ayrıca bölgedeki ABD Hava Kuvvetleri F-15, F-16 ve A-10 savaş uçağı filolarını güçlendirdi. Aynı refleksi bugüne kadar terörle mücadele eden ve NATO’da müttefiki olan Türkiye için göstermedi. Hatta Türkiye’ye karşı terör örgütü PKK/YPG’yi destekledi, eğitti, donattı.

ABD, stratejik hakimiyet elde etmenin yanı sıra yer altı ve üstü zenginliklerini de sömürmek için Ortadoğu’ya demir attı. İsrail’i kara üssü haline getirdi. İleri karakolu, hatta garnizon devleti yaptı. İsrail’i kaybetmesi Ortadoğu’dan çekilmesi demekti. Bu bakımdan Hamas’ın İsrail’e saldırısı ABD’nin kalbine yapılan bir saldırıydı. İsrail’in düşeceğini gören Pentagon bunun için alelacele devreye girdi.

Bugüne kadar bölgeyi dizayn etmek için Arap baharı gibi bir çok girişimde bulundu ama nihai hedefine ulaşamadı. Son denemelerinden birini de 15 Temmuz 2016’da FETÖ üzerinden kalkıştığı işgal girişimiyle Türkiye’de yaptı. Türkiye’yi ele geçirdiğinde Akdeniz’de ve Ortadoğu’da daha rahat at koşturabilecekti. İstediğini alamadı!

ABD bu bölgeye kan, katliam, savaş, darbe ve terörden başka ne getirdi?

SÖZÜNE SADIK BAŞKAN

20 yılda yapılabilecek projeleri 4 yılda hayata geçirmeyi başaran, verdiği sözlerin tamamını yerine getirmekle kalmayıp daha da fazlasını halkın hizmetine sunan Mersin’in Silifke İlçesinin Belediye Başkanı Sadık Altunok belediyeyi vatandaşla birlikte yönetme kabiliyetiyle gönüllere girmiş. Belediyecilik hizmetlerinin yanı sıra üretken belediyecilik anlayışıyla örnek işlere imza atmış. Bunu da çiftçiye ve toprağa verdiği değeri üretim safhasına yansıtarak göstermiş.

Tarımsal kalkınma projeleri ile adından söz ettiren Başkan Altunok tarımsal önem taşıyan ama sulama sorunu nedeniyle atıl kalmış 65 bin dönüm araziyi tarıma kazandırmak için şehrin ortasından geçen Göksu ırmağını bu vesileyle kullanmayı amaçlamış. Belediyenin yükün önemli bir bölümünü sırtlandığı projeye muhtar ve çiftçileri de ortak ederek üretim kapasitesini daha fazla artırmayı hedeflemiş. Sohbet ettiğimiz çiftçiler bu girişimden gayet memnun olduklarını ifade ettiler. Belediye başkanından “Bizim Sadık” diye bahsediyor ve daha çok üretim yapılmasının önünü açan bu proje için dualarını eksik etmiyorlar.

Başkan Altunok bununla da yetinmeyip belediyenin önemli bir gider kalemi olan asfalt için ise elini taşın altına koyuyor. Belediyenin kendi asfaltını üretmesi için asfalt plenti satın alıyor. Plent, kısa bir sürede kendi masrafını çıkarıyor. Kent estetiği de Sadık Başkan için önemli. “Silifke sadece yoğurduyla değil turizmle de anılacak” diyerek sahil şeridinde önemli ıslah çalışmaları yapmış. Silifke’nin Akdeniz’de bir inci gibi parıldaması için kuyumcu titizliğiyle çalışmalar yapmış. Silifke’nin tarihi yapısıyla bütünleşen kent, akşamları büründüğü suretle turizmciler için cazip bir şehir haline gelmiş. Bu projeler buz dağının görünen kısmı. Görünmeyen kısmında ise bir derya var. Sadık Başkan emanetin ehil ellerde olduğunu ispatlamış.