İşte taraftarların görmek istediği Fenerbahçe bu. Rakibe baskısını hissettiren, pozisyonlar bulan, koşan, mücadele eden, kazanma coşkusunu sahaya yansıtan bir takım. Böyle oynasın, kimse sesini çıkartmaz, kimse eleştirmez.

Peki, ne değişti Fenerbahçe’de. Bir kere sahadaki futbolcuların hepsi görevini yapmaya çalıştı. Kimin nerede olacağı, ne yapacağı, nereye kaçıp, nasıl baskı uygulayacağı belliydi. Yani oyun planı vardı, Sarı Lacivertli takımın. Kanatlar iyi çalıştı, orta saha hem savunmaya, hem hücuma destek verdi. Sosa ilk kez bildiğimiz Sosa gibiydi. Ozan, Mert Hakan ve İrfan Can canını dişine taktı, kısacası yerli malı Fenerbahçe daha etkiliydi bu maçta. Mert Hakan’ın golü izlemeye değerdi. Keşke Emre hoca daha önce bu cesareti gösterip, erken müdahale etseydi takıma.

Fenerbahçe’de Pelkas’ı önceki performansından uzak gördük. Önünde bir duvar olmayınca Yunan oyuncu kendisini tam olarak gösteremedi. Belki, Cisse girdiğinde Pelkas kalsa, daha etkili olabilirdi. Bir sözümüz de genç kaleci Altay’a. 10 maç harika oynarsın, bir maç hatalı gol yersin ve yediğin o gol, 10 maçın başarısını alır götürür. Tıpkı dün olduğu gibi. Ne güzel Pelkas, barajın altına yatarak tedbirini almış, niye kaldırırsın ! Ve topa hakim olduktan sonra o kaymanın anlamı ne ? Allah’tan Valencia golü attı da, kurtardı Altay’ı yoksa, gündemden düşmezdi genç kaleci. Altay’ın bu maçtan ders çıkarması lazım.

Son bölümde çok zorlandı Fenerbahçe, çok tehlike yaşadı kalesinde. Uzatmalarda Sinan golü attı da, bu sezon ender yaşadığı “Oynayarak” 3 puana ulaştı Sarı Lacivertli takım ve zirve inadını sürdürdü.