Her iki takım teknik direktörü de kendi risklerini kabul edip, artılarıyla oynamayı tercih ederek maça başladı.

Taraftarının desteğini arkasına alan Şenol Güneş, öndeki oyuncularının gücüne güvenerek, önce orta saha savaşını kazanmayı planlamıştı. Baskı karşısında sıkıntı yaşayabilecek stoperlerine hem göbekten hem de beklerden destek oluşturmayı da ihmal etmemişti.

Okan Buruk en temel hamlesini yumuşak karnı gibi görünen sol bekte, formda Redmond’un karşısında Adekugbe riskini üstlenmişti. Savunmadaki güç yerine Rashica’nın öndeki savunmasına ve Kerem’in geri koşularına güvenmişti.

Ötesi, orta sahada kıran kırana bir mücadele, forvettekilerin becerisine kalmıştı.

Maça lider daha iyi başladı. Önde baskı kurdu. Beşiktaş’ı çıkartmadı. İlk bulduğu boşlukta da Icardi ile gol buldu.

Gedson’un hırsıyla canlandırdığı siyah beyazlılar, daha fazla öne çıkmaya başladı. Savunmada kalan birkaç şut denemesinin sonrasında duran topta eşitliği sağladı. Saiss’in attığı gol de sahanın en uzunu Colley’i, en kısası Torreira’nın marke etmesi affedilir bir pozisyon hatası değildi.

Ev sahibi ikinci yarıda Adekugbe’nin üzerinden baskı kurdu. Pozisyonlar bulup psikolojik üstünlüğü ele geçirdi. Oliveira’nın, Hadziahmetovic’e kaptırdığı top da maçı siyah beyazlılara getirdi. Sonrasında liderin baskısı ve değişiklikleri maçı çevirmeye yetmedi.