Bir atasözümüz der ki ; “Lafla peynir gemisi yürümez…”

Yürümedi işte. Maç öncesi söylediklerinizi sahaya yansıtamazsanız, gerekli mücadeleyi gösteremezseniz, saha içerisinde arkadaşlarınızla anlaşamazsanız, ne söyleseniz boş. Ligin en iyi takımına karşı, liderine karşı “Bol keseden atamazsınız”, atarsanız, söyledikleriniz havada kalır.

Kulübede konuşup, geleceğin Sportif Direktörü, şimdinin kaptanı Emre Belözoğlu gibi kırmızı kart görmeyeceksin. Sahada oyununla konuşacaksın. Tıpkı Trabzonspor’da olduğu gibi. Sörloth gibi “Gol atacağım” dediğinde atacaksın. Başkan Ağaoğlu gibi “Finale çıkarız” deyince, çıkacaksın. Sosa oynamış, oynamamış umursamadan yoluna devam edeceksin. Nwakaeme sakatlandı diye karalar bağlamayacaksın. “Nasıl olsa arkadan gelen aslanlar var” demeyi bileceksin, güveneceksin. Ligde şampiyonluğa gidiyorum, kupa önemli değil düşüncesine girmeyeceksin. Sahanın her notasına terini akıtacaksın, elinde ne varsa kullanmasını bileceksin. Kısacası önce takım olacaksın, takım.

Bu Fenerbahçe’nin toparlanması, bu Trabzonspor’un tutulması gerçekten çok zor. Düşünsenize, kaptan Sosa gibi bir silahınız yok, Nwakaeme gibi futbol sihirbazınız sakatlanmış ama siz hala sahadasınız, hala iki cephede savaşıyorsunuz. Bu yılın tartışmasız parlayan yıldızı Trabzonspor. Başkanından, yönetimine, teknik kadrosundan, futbolcularına, hepsini alınlarından öpmek lazım. Trabzonspor için söylenecek tek söz, bu yol iki kupa yoludur.

Bu böyle bilinsin.