Doğada masum görünümünün ardında öldürücü zehrini saklayan bazı canlılar vardır. Kılıçdaroğlu CHP’sinin demokratlığı, özgürlükçülüğü, milliliği de bu cinsten.

Demokrasi, adalet, özgürlük gibi kavramlar güler yüzlü katilin masumiyet örüntüleri…

“Her kavram temsil ettiğini beyan ettiği şeyin yanlışlanmasıdır” der Nietzsche.

“Kuvayı Milliyeciyim” diye ortalıkta gezen Kılıçdaroğlu da ulusal bütünlüğü gözüne kestirmiş bölücülerin sadık müttefiki…

Basın özgürlüğünden dem vururken, partisinin yayın organlarından kovulan basın işçilerine karşı bigane.

Son zamanlarda vatandaşın hakkını koruma bahanesiyle devlet kurumlarının kapısına dayanan bir Kemal Kılıçdaroğlu profili var. Önce sosyal medyadan kışkırtıyor, tehdit diline sarılıyor, sonra içeri alınmayacağını bile bile kendisini kurumların kapısına zincirliyor. Bütün bunları halk adına yaptığını ileri sürüyor.

Kuşadası’nda yaşayanlar bu halkın bir parçası değil mi?

***

Yazar Ergün Poyraz…

Ergenekon davasından yıllarca hapis yatmıştı. Yazmış olduğu kitaplara ve ideolojik duruşuna bakarsanız AK Parti iktidarının tam karşısında olan isimlerden birisi.

CHP’li Kuşadası Belediyesi’ndeki yolsuzlukları soruşturduğu için ağır bir şekilde darbedildi ve yoğun bakıma kaldırıldı. Ergün Poyraz CHP’li Kuşadası Belediye’sinin yolsuzluklarını ifşa ederken, belediye tarafından 15 tane ihale paslanan şirket sahiplerinin PKK’lı olduklarını dile getiriyor. Ardından da PKK’lılar tarafından feci bir şekilde dövülerek hastanelik ediliyor.

Ergün Poyraz’ı darp eden saldırgan güruhun kimlikleri henüz belli değilken Kemal Kılıçdaroğlu klasik algı oyunlarına başvurarak suçu iktidarın üzerine yıkmaya kalktı.

Zaten en iyi bildiği iş bu, yıkmak… Bazen suçu, çoğu kez milli birliği!

Ergün Poyraz kendisine saldıranların PKK’lı olduğunu ve azmettirenin de CHP’li Kuşadası Belediye Başkanı olduğunu açıklayınca Kılıçdaroğlu derin bir sessizliğe gömüldü.

Devlet kurumlarının kapısında sergilediği halkçı Kemal pozlarını, halkın kaynaklarının PKK’lılara peşkeş çekildiği CHP’li belediyelerin önünde sergileyemedi.

Nitekim kendi ifadesiyle “o bir hesap adamı.”

Hadiselere, kavramlara, dünyaya bir hesap uzmanının ince eleyip sık dokuyan penceresinden bakıyor.

Ama “Beşli çeteden hesap soracağım” derken, PKK’lı çetelere ihale dağıtan Kuşadası Belediye Başkanı’ndan hesap soramıyor.

Kuşadası Belediye Başkanı’ndan hesap sormaya kalkarsa HDP ile kurduğu ittifakın yara alacağını düşünüyor.

Devlet bu hukuksuzluklardan hesap sorarsa “Muhalefete operasyon çekiliyor” algısına tutunmak daha “hesap”lı geliyor.

Her işi, her hareketi bir hesaptan ibaret. Halkçılıkla makyajlanmış çıkarcı hesaplar...