Lig başladı, hayırlı uğurlu olsun. İlk maçlarda beklenti hep büyük olur, camialar yeni transferlerden büyük beklenti içerisinde olurlar. Bol gol isterler, rahat galip gelip 3 puanla başlama düşüncesinde olurlar. Ama “Kazın ayağı hiç de öyle değildir.”

Kolay olmaz ilk maçlar. Adaptasyon sorunu vardır, kondüsyon sorunu vardır, alışma sorunu vardır. Bir de buna yaşadığımız olağanüstü virüslü günleri eklersek, futbol da yavan olur, gol de zor gelir. Dün de öyle oldu. Fenerbahçe yeni transferlerinin büyük bir bölümü ile başlayamadı ilk maça. Hep eskiler vardı. Üstelik gidip dönen, gitmesi beklenenler gibi.

Zanka mesela, Frey mesela, son anda imza atılan Tolga mesela, bir ara yolların ayrılması düşünülen Deniz Türüç mesela. Birkaç pozisyon dışında etkili olamadı Fenerbahçe. Yenilerin oyuna girmesi ile daha etkili bir görüntü verdi Sarı Lacivertliler. Penaltıyı kaçıran Caner ortaladı, klasik Gökhan Gönül kafası skoru dengeledi. Sonrasında yeni transfer Sosa penaltıdan affetmedi ve skoru belirledi. Gelecek olan stoperler ve forvetlerle Sosa, Thiam, Sinan Gümüş, Valencia ve Lemos bu takıma çok katkı verecektir. Ama Altay’a da ayrı bir paragraf açmak lazım. Bıraktığı yerden devam ediyor genç kaleci.

Şöyle bir baktığımızda sezonun ilk maçında, zorlu Rize deplasmanında, daha hiçbir şey şekillenmemişken alınan üç puanı çok iyi olarak değerlendirebiliriz. Üstelik de 1-0 geriye düşmüşken. Rizespor çok güçlü, dirençli ve mücadeleci bir takım. Etkili oyuncuları ile zaman zaman tehlike yarattılar, ama Altay’a takıldılar.

Dedik ya, daha ilk maç.

Bekleyelim ve görelim yeni Fenerbahçe’yi.