Dillerinden demokrasi sloganları düşmeyenlerin, her olayda ne kadar demokratik(!) olduklarını görüyoruz. Demokrasinin tanımını bilen bir insan için neyin demokratik bir tavır olduğunu, neyin tahammülsüz bir yaklaşım yani antidemokratik bir tavır olduğunu anlamak çok kolay. Ama tanımlara değil duyumlara göre hareket eden ve kaosla yönlendirilenler için aynı şey geçerli değil… İşte demokrasiyi sadece sloganlarda kullananların hedef kitlesi de bunlar. Ahmak kandıran bir siyaset güdüyorlar. ***Sanki seçmen kitleleri, Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşları değil de ahmaklar trajikomedisinin kuklaları… Takındıkları tavır, vatandaşı ahmak konumuna sokuyor. Siyasetleriyle, söylemleriyle hakaret ediyorlar; milletin aklıyla dalga geçiyorlar.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, yaptığı ziyarette eleştiriliyor ve buna karşı vatandaşa beddua ediyor… Nerede demokrasi..? Nerede kucaklayıcı tavır..? Hani bu hanımefendi memleketin anası olmaya geliyordu... Bu, memleketin anası olmaktan ziyade anasını ağlatmak oluyor. Zaten memleketin analarının bağrını yakanlarla da saf tutuyor. Terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı olan HDP ile ittifakları, ne kadar saklasalar da ifşa oldu değil mi..? Gizli kapaklı ittifaklarla katilin elini sıkarken iyi ama hanımefendiye bu yaptığı söylendiği zaman, saf tuttuklarının çirkef tavrına bürünüveriyor hemen… Yönetimine talip olduğu vatandaşa beddualar yağdırıyor, yetmiyor bir de eleştiren esnafın üstüne korumalarını salıyor. Hayırdır Firavun musunuz Meral Hanım? Yoksa kendi yaptığınızı duymaya tahammülünüz mü yok..? Tabii az çok milliyetçi düstura şahit olmuşsunuz, belki vicdanınız sızlıyordur… Diyeceğim ama sanmıyorum, işi siyasi ittifaktan kahvaltı davetlerine kadar götürmüşlerdi nihayetinde.

Şimdi millet haklı olarak bunları yüzlerine vuruyor. Onlar da otomatik olarak; “MHP, AKP ile ittifak yapıyor, AKP megri megri dedi…” diye başlıyorlar. Yahu dün yapılanları eleştiriyorlar ama eleştirdiklerini de bugün kendileri yapıyorlar bu ne yaman çelişkidir… Üstelik dün bunu yapan hükümet, terörle mücadele yöntemlerinden biri olarak yaptı; doğru bulunur veya bulunmaz, o dönem herkes fikrini net bir şekilde beyan etti zaten ve o dönem bitti. Bugünün meselesi bugün olanlardır. *CHP ve İYİ Parti hükümet değil muhalefet, yani HDP ile terörle mücadele için ittifak kurmadılar, e geriye ne kaldı..? İYİ Parti ve CHP kirli bir muhalefet yaparak sırf hükümet düşsün diye teröristle ittifak kurdu, teröriste bu memleketin belediyelerinde hak verdi! Milliyetçilere karşı HDP’yi destekledi. Bu mu vatan sevgisi? Vatanını seven ve bu vatanı hakkıyla yönetmek için iktidara talip olan; gerektiğinde muhalefet ettiği parti ile teröriste karşı bir olur ama o beldenin milliyetçilerine karşı teröristle bir olup da teröriste belediye kazandırmaz! İktidarı düşürmek için teröristle iş tutmaz! İktidar gitsin diye teröristle bir olan eğer iktidar olursa, teröriste haracını vatan topraklarından verir. Bunlar bu millete iktidar olabilmek için bu millete değil bu milletin evladının katiline sarıldılar. Meral Akşener, Yavuz Ağıralioğlu değil miydi, çocuk katili Apo’nun eş başkanı Demirtaş’a özgürlük isteyen? Yavuz Bey bugün dev milliyetçilik profili çizmeye çalışıyor ancak o milliyetçi camiada kendi adını terörist eş başkanların kalemiyle çizdi zaten. Duygu sömürüsüyle, bizi teröristlerle yakıştırıyorsunuz biz de Netanyahu benzetmesi yaparız, diyor da bu görüntüde kimin Netanyahu ve Paşinyan çizgisinde gittiği apaçık ortada.

*Teröristle ittifak kurup, teröristle ittifak kurdunuz dendiğinde bozuluyorlar ya hani; biz de her şeyi bir kenara koyup söylem ve tavırlarına bakalım. Bir kadın olarak, tavırları ile kendi cinsini aşağı gören bir Meral Akşener çıkıyor karşımıza… Hani “erkek gibi kadın” derler ya iltifat sayılır hâlbuki kadını aşağılayan bir tabirdir. İşte Meral Hanım da o “erkek gibi kadın” tavrı ile ağır abi edasını takınıyor. Kabul edilsin veya edilmesin, erkek ve kadın haklar bazında eşit ancak ayrı yaratılış özelliklerine sahip iki figürdür. Bu tavırsal ayrıcalıklar ise zenginliktir. Kadının rüştü, erkeksi bir tavırla ispat olunamaz. Bu, kadın kavramına yapılan sosyolojik bir şiddettir. *Meral Hanım bunu bilinçli olarak sergiliyor, önceki dönemlerde sergilediği tavır ile kıyaslandığında, değişim açık bir şekilde görünmekte… Bu değişen tavrı ile açık bir şekilde; iktidarın ancak “erkek gibi olmak” ile mümkün olacağını vurguluyor. *Geçelim üslubundaki kavgaya, nezaketten ve hoşgörüden zerre iz yok. Sürekli bir tahammülsüzlük, bir saldırı hâli.. Nerede devlet terbiyesi, nerede nezaket? Bunlar muhalefet olarak milleti kendilerine ikna etmek yerine, millete saldırıyor. Sanırım saf tuttuklarının meziyetlerini iyice sahiplenmişler.

Ne diyelim, *kendi iplerini çekiyorlar.*