Türkçe Düşün
İstanbul
HAFİF YAĞMUR
27°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Türk yargısı “madalyayı” taktı

Türk yargısı “madalyayı” taktı

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Türk adaleti, kılıcını salladı ve terörün siyasi ayağını biçti. Kobani Davası'nın sonucu, hukukun zaferi oldu. HDP’nin iki eş genel başkanı Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ gün yüzü görmelerinin mümkün olmadığı hapis cezalarına çarptırıldılar. Kobani Davası’nın en kilit ismi Selahattin Demirtaş, CHP Eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Selahattin Demirtaş bu iddiaları göğsüne şeref madalyası olarak takacak” dediği suçlardan 42 yıl hapis cezası aldı. Türk Yargısı, Kemal Kılıçdaroğlu'nun sözlerine adeta cevap verircesine, "madalyayı" Demirtaş’ın boynuna taktı.

Kobani Davası'nda verilen kararlar, Türkiye'nin yargı sistemi ve adalet anlayışı açısından tarihi bir dönüm noktasıdır. 108 kişinin yargılandığı bu davada, özellikle Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ gibi isimlerin aldığı ağır cezalar, teröre karşı verilen mücadelenin kararlılığını bir kez daha gözler önüne sermiştir. 2014 yılındaki Kobani olayları sırasında halkı sokağa döken HDP’li siyasetçilerin, 37 vatandaşın ölümüne sebep olan provokatif çağrıları, bugün hak ettikleri cezaları bulmuştur. 

Aynı zamanda bu kararlar, adaleti ekonomik çıkarlara feda edenlerin suratına bir tokat gibi inmiştir. Haftalardır Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’nın serbest bırakılmasının, Türkiye’nin ekonomik sıkıntılarını hafifleteceğini savunanlar Kobani Davası’nın sonuçlarıyla birlikte hezimete uğramıştır. 

Teröristlerin serbest bırakılmasının ülke ekonomisine katkı sağlayacağını söylemek, ya büyük bir cehaletin ya da kötü niyetin göstergesidir. Ülke ekonomisinin canlanması, teröristlerin serbest bırakılmasından değil, hukukun üstünlüğünün sağlanmasından geçer. Terörle mücadeledeki kararlılığın gösterilmesi için, teröristlere karşı verilen cezaların da caydırıcı olması gerekir. Ekonominin kötü durumundan terör yanlısı argümanlar çıkarmak, terörle mücadeledeki kararlılığımızı zayıflatmanın ve teröristlere cesaret vermenin bir yoludur. Oysa teröristlere hoşgörü göstermek, gelecekte daha büyük sorunlara davetiye çıkarmaktan başka ne anlama gelebilir? Sonra terör, sadece maddi zararlarla mı sınırlıdır? Hangi ekonomik getiri, teröre kurban verdiğimiz şehitlerimizi bize geri getirebilir? Yıllardır Türkiye'yi kan gölüne çevirmiş, binlerce masum insanın ölümüne sebep olmuş bir terör örgütü üyelerinin cezalarının hafifletilmesi veya serbest bırakılmaları, sadece teröre karşı mücadelemizi zayıflatmakla kalmaz, aynı zamanda adalet duygumuzu da yerinden etmez miydi?

Dolayısıyla, teröre karşı mücadelenin zaferi, teröristlere karşı verilen cezalarda yatar. Kobani Davası’nda açıklanan cezalar terörün gölgesinde siyaset yapanlara karşı verilen en net mesaj olmuştur: Türk adaleti, terörün yanında saf tutanlara asla merhamet göstermeyecektir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *