Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?
23 Mart Pazar günü CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı ilan edilecek olan Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanlığı adaylığıyla belediye başkanlığı görevini birlikte yürütmenin İstanbul’un işlerini aksatıp aksatmayacağına ilişkin soruya büyük bir özgüvenle şöyle cevap veriyor:
"Hiçbir şekilde aksamaz, hepsi dengeli şekilde yürütülür. Altı yılı aşkın süredir bu iktidarla mücadelede sadece belediye başkanlığı yapmadan, aynı zamanda büyük bir kampanyayı da yönetiyorum."
Böyle bir açıklamayı okuyunca insan gerçekten hayret ediyor. Sanki Ekrem İmamoğlu belediye başkanı olarak büyük projelere imza atmış, İstanbul’u altyapıdan ulaşıma, trafikten çevreye dönüştürmüş de şimdi bunlara bir de Cumhurbaşkanlığı kampanyasını ekleyip görevlerini "dengeli" şekilde yürütmeye devam edecekmiş!
Oysa İstanbullular, İmamoğlu’nun belediye başkanlığı süresince şehirle ilgilenmek yerine tatillerle, seyahatlerle, siyasi PR kampanyalarıyla meşgul olduğunu defalarca gördü. Sel felaketinde Bodrum’da tatil yapan, kar felaketi sırasında büyükelçiyle lüks bir restoranda balık yiyen Ekrem İmamoğlu imgesi hafızalardan silinmiş değil.
Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’a hizmet etmek gibi bir önceliği hiç olmamışken, şimdi bir de Cumhurbaşkanlığı için kolları sıvaması, hâlihazırda aksattığı belediye başkanlığı vazifesini iyice ikinci plana iteceğinin göstergesi, değil mi? Tabii kendisi tam aksini iddia ediyor…
Öte yandan, CHP’li belediye başkanları Edirne’de düzenledikleri toplantının sonuç bildirgesinde Ekrem İmamoğlu’na "aday ol" çağrısı yaptılar. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? Ekrem İmamoğlu zaten partisinin Cumhurbaşkanlığı adaylığına hazırlanıyorken CHP’li belediye başkanlarının onu tekrar adaylığa davet etmelerinin mantığı ne? Net bir şekilde “Aday değilim” açıklaması yapmayan Mansur Yavaş’ın önünü kapatabilmek mi? Yoksa CHP’de kurultay sürecine ilişkin şaibe iddiaları yargıya taşınmışken, delegelerden "Bize Özgür Özel’e oy vermemiz için para teklif edildi" itirafları gelirken ve bu şaibe iddiaları İmamoğlu’na ve ona yakın baronlara uzanırken, şaibeleri örtbas etmeye mi çalışıyorlar?
Sebep her ne olursa olsun belediye başkanlarının apar topar bir araya gelip zaten aday olan Ekrem İmamoğlu’na "aday ol" çağrısı yapması, basit bir destek açıklamasından fazlası gibi görünüyor.
Aynı zamanda bu CHP’nin içine düştüğü çıkar ilişkileri ağını da gözler önüne seriyor. CHP’li belediye başkanları, şehirlerinin problemlerine odaklamak yerine parti içi iktidar savaşında doğru safta yer almaya çabalıyorlar. İstanbul’un yıllardır kronikleşen sorunlarına çare olamayan “kayıp başkanı” tüm ülkeyi yönetmeye aday göstermeye bu kadar hevesli olmaları, esasen kendi yetersizliklerinin de itirafını yapıyor. Eğer gerçekten halkın sorunlarını düşünüyor olsalardı, Ekrem İmamoğlu’na yapmaları gereken çağrı "Cumhurbaşkanı adayı ol" değil, "İhmal ettiğin İstanbul’a odaklan, şehrin sorunlarını çöz" olurdu. Ama CHP’de işini hakkıyla yapan birine rastlamak ne mümkün?