Tatlı su kurnazları
Türkiye terörle mücadelede öylesine güçlüdür ki bölücü örgütün oyunlarını boşa çıkarmak için kimseden icazet almaya ihtiyaç duymaz. Devlet bugün her anlamda muktedirdir. Siyasi irade sağlam, güvenlik güçleri kararlı, halk terörün kökünün kazınmasını tüm kalbiyle istemektedir.
Türkiye terör belasından kurtulduğunda, PKK diye bir yapı kalmayacak. Bölücü örgütün siyasi ayağı ise ya Türkiye’nin bir partisi olmayı kabul edecek ya da terörle birlikte tarihin çöplüğüne gömülecek.
İçeride ve dışarıda hiçbir tehdide boyun eğmeyen Türkiye’nin terörle mücadelede geri adım atması zaten söz konusu bile değil.
Terör, 40 yılı aşkın süredir milletimizin sırtına kambur olmuştu. Binlerce vatan evladının canına kasteden, şehirleri kana bulayan, devleti zayıflatmak için küresel emperyalizmin taşeronluğunu yapan bu kanlı şebekenin günleri artık sayılı. Çünkü Türkiye, kaderine ipotek koymaya çalışan bu musibeti ortadan kaldırmak için Sayın Devlet Bahçeli ve Sayım Erdoğan’ın omuz omuza yürüttüğü bir mücadeleyle nihai zafere yaklaşıyor. Teröristler için artık kaçış yolu yok, bahaneler tükendi.
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın altını çizdiği gibi ya silahlar gömülecek ya da silahları tutanlar. Bu işin ortası yok…
Ancak ne yazık ki, bu kadar önemli bir dönüm noktasında dahi süreci sabote etmeye çalışan, devletin terörle mücadelesini sulandırmaya uğraşan, bu mücadeleyi çarpıtarak farklı anlamlara çekmek isteyen bazı kesimler harekete geçmiş durumda.
Bu isimler net şekilde "Terörsüz Türkiye" kavramının altını oymaya çalışıyorlar.
Terör elebaşı Abdullah Öcalan’ın ifadelerini çarpıtarak, süreci pazarlık varmış gibi göstermeye çalışarak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin meşru mücadelesini gölgelemeye uğraşıyorlar.
Vatandaşlık tanımı üzerinden suni tartışmalar açarak milli kimlik anlayışını aşındırmaya çabalıyorlar.
Ortada olmayan müzakerelerin dedikodusunu yayarak milletin zihnini bulandırmanın ve “Acaba perde arkasında bir anlaşma mı var?” algısı yaratmanın peşindeler.
Yani hem bölücülerin umudunu diri tutmaya hem de halkın güvenini sarsmaya uğraşıyorlar. Oysa devletin ve milletin iradesi çok net! Türkiye Cumhuriyeti Devleti terörle pazarlık yapmaz, terör örgütüne taviz vermez, Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarını tartışmaya açmaz.
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli, terörün ortadan kaldırılmasına yönelik yürütülen bu süreci baltalamaya kalkanlara bir mesaj vererek şöyle dedi: “Terör örgütünü kuran feshini istemiştir. Bunun dışında zamana oynamak, ortamı bulandırmak, süregelen pozitif gündemi tahrip ve tahrik edici nitelikte top çevirmek, siyasi ve hukuki düzenleme taleplerini yoğunlaştırmak aymazlıktır. Bilhassa melezleşmiş bir millet yapısını dikte etmenin peşine düşenler, yürürlükteki Anayasa’da ifadesini bulan Türk vatandaşlığı tanımını pervasızca ve peşin hükümlerle tartışmaya açanlar terörsüz Türkiye seferberliğini kesintiye uğratmanın düşünü kuran tatlı su kurnazlarıdır”
Bütün bu gerçekler karşısında süreci sulandırmaya, terör üzerinden siyasi rant elde etmeye, kötü alışkanlıklarından vazgeçmemeye devam edenlerin kaçınılmaz sonları, tarihin ve milletin vicdanında mahkûmiyettir. Çünkü Türkiye, terörle mücadelesinde artık geri dönüşü olmayan bir noktadadır. Bu saatten sonra terörün akıbeti değişmeyecektir. Ya koşulsuz şekilde sona erecek ya da adım adım, parça parça ezilerek yok oluşun en ağır ve acı verici biçimini yaşayacaktır.