Öneri yok! Çözüm yok! Eylem yok!..

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Öneri yok! Çözüm yok! Eylem yok!..

Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), 2025 yılı için ekmeklik buğday, makarnalık buğday ve arpa satış fiyatlarını açıkladı.

Açıklamanın arkasından yine o tanıdık eleştiriler ve yine o tanıdık yanlış bilgilendirme yüklü yazılar… Konuşanlar ve yazanlar ne yazık ki ne üretim planlamasını ne de yeni destekleme modelini anlamışlar.

Her zaman ki gibi muhalefet ve muhalefete yakın yazarlar adeta bir hesap uzmanı edasıyla yeni destekleme modelinin röntgenini çekmişler. Dostlar diğer sektörleri bilemiyorum ama özellikle tarım sektöründe çok tuhaf ve bir o kadar da kalitesiz bir muhalefet örneği var. 

İktidarın yanlışlarına karşı çıkmak, uyarmak, yanlışı göstermek elbette muhalefetin görevidir ama muhalefet eğer “Sayın İbrahim Yumaklı dünyanın en doğru işini bile yapsa bizim bu bakanı ve tarım sektörüne kazandırdıklarını alkışlayacak halimiz yok. Milletin bize verdiği görev bu kardeşim.” denilebiliyorsa inanın burada değişik bir psikolojik sorun yatıyor. 

Özellikle son dönemde Tarım ve Orman Bakanlığı dolaysıyla da Sayın İbrahim Yumaklı’nın başarılı olup olmadığı sürekli sorgulanıyor. Neden ana ve yavru muhalefetlerin tarım konusunda takip, öneri, çözüm, başarılı veya başarısız olduğu gündemde olmuyor, konuşulmuyor, sorgulanmıyor? Hiç düşündünüz mü?

Tarım konusunda gözden kaçan bir durum bu! Aynı şeyi ana muhalefet ve yavru muhalefetler için de sorabiliriz. Neden sormuyoruz? Oysaki ülke tarımı için ana ve yavru muhalefetlerde: Öneri yok! Çözüm yok! Eylem yok!.. Sürekli ümitsizliği dillendiren bir ana ve yavru muhalefet var…

Evet dostlarım, ülke tarımı için “muhalefete muhalefet edilmeli!”

TMO’nun 2025 yılı için ekmeklik buğday, makarnalık buğday ve arpa satış fiyatlarına kükreyen muhalefet sözcülerinin, genelde ülke tarımıyla ilgili söyleyecek iki çift lafı olmuyor maalesef.” Sahada zaten yoksunuz; İstanbul’dan, Ankara’dan, TBMM’den basın açıklamasıyla, makamlarınızdan seslenmeyle, masa başında yazılıp çizilmeyle olmaz, olmuyor bu işler! “Bir kâğıt, bir kalem, bir de hesap makinesiyle de olacak işler değil!” Bir gözünüz, bir kulağınız ve bir eliniz sahada olmalı...

Bahsettiklerimin birçoğu bilinmekte ama kapsamlı ve çözüm odaklı bir şekilde dillendirilmemektedir. Ne yazık ki ülke tarımından bihaber yaşayan, sürekli ümitsizliği dillendiren, başta çiftinin, sektör çalışanlarının ve sektörün itibarını düşüren bir muhalefet var. 

Gelecekte tarih nasıl adlandırır bilmiyorum ama “ana ve yavru muhalefetlerin içinde bulunduğu yetersizlik nedeniyle ülkemiz tarımına gerçekten yazık oluyor.” Ana ve yavru muhalefet artıyı, eksiyi iyi tartmalı, söylem ve eylemlerine zaman kaybetmeksizin çeki düzen vermelidir. 

TMO, EKMEKLİK, MAKARNALIK BUĞDAY VE ARPA ALIŞ FİYATLARINI AÇIKLADI

2025 yılı TMO hububat alım fiyatları (2. grup ürünler için) ton başına; Makarnalık buğdayda 13 bin 500 TL, Ekmeklik buğdayda 13 bin 500 TL, Arpada ise 11 bin TL, olarak açıkladı. 

Açıklamanın arkasından sektörden çok muhalefet ve muhalefet yazarları çizerleri tarafından yapılan tek şey primli ve primsiz olarak 2024 ve 2025 yılı fiyat mukayesesi yapmak oldu. 

Millet olarak biraz unutkan bir yapıya sahibiz. Dolaysıyla hafızadan 2023-2024 yılı üretim dönemi bilgilerini çağırmakta fayda var diye düşünüyorum. Veresiye tohum, gübre, ilaç alan üretici piyasa fiyatına satış yaptı. Yer yer de tüccarlar istedikleri fiyattan alımlar yaptı.  Başka bir bakış açısıyla piyasa fiyatı ve tüccar alım fiyatlarına baktığımızda 2024 ve 2025 yılı fiyat mukayesesinde TMO’nun yapmış olduğu artış oranları primsiz olarak makarnalık buğdayda yüzde 35, ekmeklik buğdayda yüzde 46. Arpada ise yüzde 51 oranlarında artış oldu.

2024 üretim yılında 1.750 TL/Ton fark ödemesi desteğinden Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) kayıtlı 1 Milyon buğday üreticisinden 430 bini faydalanırken;

2025 üretim yılında temel ve planlama desteğinden Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) kayıtlı ve üretim planlamasına uyan tüm üreticiler faydalanacak.

2024 üretim yılında 750 TL/Ton fark ödemesi desteğinden Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) kayıtlı 466 bin arpa üreticisinden 167 bini faydalanırken; 

2025 üretim yılında temel ve planlama desteğinden Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) kayıtlı ve üretim planlamasına uyan tüm üreticiler faydalanacak.

2025 yılında yeni destekleme modeli ile birlikte açıklanan bu fiyat Türk çiftçisi açısından makul bir fiyattır. Gönül istiyor ki bu fiyattan daha yüksek fiyatlar verilebilsin. Hatta buğday üreticisine temel ve planlı üretim desteğinden hariç seyyanen destek verilsin. Ama yurt dışında özellikle Rusya’da, Ukrayna da ciddi miktarda düşük maliyette buğday üretimi var. Dolaysıyla çiftçi mağdur edilemeden piyasa dengeye ulaşsın diye böyle bir gayrette var.

Muhalefet, odalar, birlikler STK temsilcileri ve tarım yazarlarının bazıları ve tarım paydaşları buğdayın 16 TL, 18 TL ve 20 TL bantlarında olmasını istiyor. Düşünsenize aynı muhalefet temsilcileri biri 18 TL olacak diğeri 20 TL olacak diyor. Dostlar gerisini siz düşünün! 18 TL olduğunda ülkeye enflasyon olarak geri döneceğinin ya farkında değiller ya da tecahül-i arif sanatı yapıyorlar. Reel fiyatın açıklanan fiyatın üzerinde olması başta ekmek fiyatları olmak üzere birçok gıda ürünlerinin fiyatlarının artması anlamına gelir.

ÇİFTÇİ ASIL DARBEYİ VERİMDEN YİYECEK!

Sürekli sahadayım, bölge ve birçok şehirdeki çiftçilerle de görüşüyorum. 2025 yılı 2024 üretim sezonu gibi çok verimli bir yıl olmayacak gibi görünüyor. Konya, Ankara, Yozgat-Sorgun, Sivas, Kırşehir ve Eskişehir gibi illerimizden tarladaki fiziksel durumlarla ilgili gelen haberler hiçte iç açıcı değil, maalesef. Geçen yıl İç Anadolu şartlarında yağış rejimine dayalı tarımda 300-350 kg/da olan verim bir mucizeydi. 2025 yılı üretim döneminde İç Anadolu şartlarında yağış rejimine dayalı tarımda 150-200 kg/da verim almada zorlanacak gibi görüyorum. Bu arada 2025 buğday rekoltesi için 19 milyon tonun gerçekçi bir rakam olduğunu da düşünmüyorum. Daha az bir üretim olacağı kanaatindeyim. Dolaysıyla asıl darbeyi çiftçiler verimlerdeki düşüşlerden alacaktır.

KİMSE ÇİFTÇİLİK YAPMAK İSTEMİYOR!

Bu yanlış bir bilgidir. Çiftçiye yapılan haksızlıkları hangi mesleğin insanına yapsanız o da o mesleği yapmak istemez. Ama çiftçilerimiz her türlü olumsuz şartlar da dahi üretimden asla vazgeçmiyor. “Bizim çiftçimiz ülkesine, milletine ve devletine sadıktır.”

Çiftçinin mütevazılığını kimse eziklik zannetmesin, zira çok yanılırlar. Çiftçi tohumun tarlayla buluşmasından sonra verdiği enerjiyle topraktan çıkışı sağlayan ve hasat dönemine kadar toprağın ve tohumun doğayla ahengini gözlemleyen, hayatını doğayla harmanlayan bir bilgedir.

Son söz: Kim derki çiftçi kazanamıyor. Bilin ki ezbere konuşuyor. Çiftçi dertli, doğrudur! Çiftçi zorda, doğrudur! Çiftçi borçlu, doğrudur! Çiftçinin kazancı giderek azalmakta, bu da doğrudur! Çiftçi kazanıyor fakat üretim maliyetlerinin ürün fiyatları karşısındaki üstünlüğünden dolayı bir sonraki yılın üretim dönemine hazırlık yapma da zorluk çekiyor.

Başta çifti olan ailemin ve tüm çiftçi-üreticilerimizin, Yüce Türk Milletinin Kurban Bayramı’nı kutluyorum. 

Kalın sağlıcakla…

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *