Başarılı olmak seçenek değil mecburiyettir!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Başarılı olmak seçenek değil mecburiyettir!

Politikacı, bürokrat, akademisyen, teknokrat, çiftçi-üretici ve tarım dostu okurlarım. Bir mühendis ve bir tarım yazarı olarak içinde bulunduğumuz dönemde tarımın; ekonomi, siyasal, savunma, istihdam etkilerinin yanında dünya ya ve içinde bulunduğumuz coğrafyaya hükmetme açısından ne kadar hayati bir öneme sahip bir sektör olduğunu düşündünüz mü?

Ayrıca içinde bulunduğumuz dönemde sadece ülkemiz tarımını nelerin beklediği değil; çiftçiyi-üreticiyi nelerin beklediği, çiftçinin ve kırsalın içinde bulunduğu sosyal statünün nasıl göründüğünü ve bu görüntünün sonucu olarak ülkemiz tarımını ve kırsalını neler bekliyor sorusunun cevabının çok önemli olduğunu hatırladınız mı?

TÜRKİYE’NİN EN ÖNEMLİ SORUNU NEDİR?

Sokaktan geçen vatandaşlara “Türkiye’nin en önemli sorunu nedir” diye sorsanız. Vatandaşların yüzde 90’ı “ekonomi” der. Arkasından “emekli, asgari ücretli ve memur maaşlarından” konuşur. Sonra “gıda fiyatları” ve “mutfaktaki tencereden” bahseder.

Ekonomistlere “Türkiye’nin en önemli sorunu nedir” diye sorsanız. Yüzde 85’ “enflasyon” der. Ülkenin yatırım yapılabilir seviyeye ulaşması için “ülkemize güçlü sermaye akışı sağlanması gerekir” diye cümleye başlar. Bu sermaye akışı o kadar yoğun olmalı ki, “kur geriler halkın da hissedeceği bir enflasyonu düşüşü sağlanır” diye devam eder.

Hazine ve maliye bakanlığında görevli karar vericilere “Türkiye’nin en önemli sorunu nedir” diye sorsanız. Yüzde 85’i “gıda enflasyonu” der. Gıda enflasyonu pandeminin başından beri artmakta ve enflasyonu besleyen önemli faktörlerden biri değerlendirilir. Çözüm olarak “çiğ süt ve buğday fiyatlarını” baskılama savunulur.

Tarım sektörü ve paydaşlarına “Türkiye’nin en önemli sorunu nedir” diye sorsanız. Yüzde 90’ı “faizlerin yüksekliğinden” ve “tarımsal girdilerden”, yüzde 85’i “teknolojiyi takip ve kullanamama” ve “işçi istihdamı” der.

Oysaki tarım, gıda ihtiyacını karşılayan sektör olmakla birlikte ekonomi içerisinde de birçok rolü olan önemli bir başrol oyuncusudur. Ayrıca ülkelerin ekonomik gelişmişlik yapılarına göre tarımın oynadığı rol ekonomi içerisindeki etkinliğini belirler. Biz, ekonomi denildiğinde yalnızca rakamları düşünürsek aldanırız. Ekonominin içerisinde insan vardır ve insanın davranışları ekonominin yönünü belirler. 

Tarım; gıda, ekonomik, istihdam ve savunma açısından her zaman stratejik bir silahtı ve bu anlayış ve süreç hızla devam edecek. Bundan hiçbir zaman şüphe etmeyelim. “Gıda önümüzdeki süreçte giderek insanoğlunun ihtiyacından ziyade, stratejik bir silaha dönüşecektir!”  Dolaysıyla gıdası olmayan her millet her türlü operasyonu yemeye mahkûmdur! 

İşin siyasal ve sosyal boyutlarına halk bir şekilde direnç gösterebiliyor ancak iş gıda ve açlık meselesine gelince hiçbir halkın direnci kalmıyor. Bu cümlenin cevabı dolaylı olarak yerel seçimlerde “mutfaktaki tencere” benzetmesiyle verildi diye düşünüyorum. 

Tarım Önemlidir! Gıda Güvenliği Mecburiyettir! Üretim Şarttır! Ülkemiz için tarımda başarılı olmak seçenek değil mecburiyettir!

BİR ŞEYLERİ YANLIŞ YAPIYORUZ!

Anlayacağınız hem üreticiler mutsuz hem de tüketiciler dertli… Üstelik yeni bir konu da değil. Yılların kanayan yarası… Nasrettin Hoca misali kime gitseniz “sen haklısın, sen de haklısın” diyesiniz geliyor.

Şimdi, yıl 2025, aylardan Haziran, günlerden Perşembe ve bizler neler olacak, ne yapacağız diye hâlâ düşünüp duruyoruz…

Son söz: Etik değerleri kazanmadan her şey oluyoruz maşallah. En iyi muhalefet, en iyi yandaş, en iyi eleştirmen, en iyi tarım yazarı gibi daha birçok şey. Bu kadar EN İYİ varken, acaba neden başaramıyoruz? Olaya bütünsel baktığımızda ne sadece iktidarları ne de sadece muhalefetleri ve sadece Tarım Bakanlığını suçlamak doğru görünmüyor. 

Biraz da kendimize bakalım, ne dersiniz?

 

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...