Şebeke suyuna karışan vizyonsuzluk

Mansur Yavaş döneminde Ankara “ilklerin şehri” oldu. Ama öyle iftiharla anılacak türden ilkler değil bunlar. Daha çok halkın sinir uçlarına basan, şehrin yaşanabilirlik endeksini dibe çeken ilkler.
Başkent olmanın kendine has bir asaleti, ayrıcalığı vardır. Ankaralılar Mansur Yavaş döneminde “başkentliğin ayrıcalıklarını” elbette deneyimliyorlar ama bunların tamamı “negatif ayrıcalık” kategorisinde.
Onu başkan seçme talihsizliğinin ardından, daha önce trafik sorunu nedir bilmeyen Ankara İstanbul’a nazire yapar hale geldi. Ulaşım sorunu giderek sinirleri hırpalayıcı bir işkenceye dönüştü.
Zararın neresinden dönülse kardır diyerek ulaşımı rahatlatacak projeler geliştirebilirdi elbette. Ancak o “Daha çok yol yapmak trafik sorununu çözmez, aksine artırır” diyerek kendi acizliğini teorileştirdi.
Bütün olumsuzlukları hükümetin sırtına yüklemek için kendi vazifelerini bile yerine getirmeyen Mansur Yavaş döneminde Dünyada konut fiyatlarının en çok arttığı şehir Ankara oldu.
Geçtiğimiz haftalarda suyun metreküpüne bindirilen rekor zamla Türkiye’nin en yüksek su faturası başkentlilerin cebine bırakıldı. Ankara’nın musluklarından şebeke suyuna karışmış halde Mansur Yavaş vizyonsuzluğu akmaya başladı.
Peki, halktan bu kadar “haraç” toplayan bir belediye yönetimi, bunca kaynağı nereye harcıyor? Güya şeffaf bir yönetim sergilenecek, halkın tek kuruşu bile israf edilmeyecekti? İki dönemdir aynı kişinin yönettiği belediyenin göze çarpan, iz bırakan, halkın yaşamına dokunan tek bir hizmeti bile olmaz mı? Ankara’da yok işte…
Ankara’da vatandaş, yaşamını kolaylaştıracak çözümler üretmeyen, kentin yaralarına merhem olmak yerine tuz basan bir yönetim anlayışının elinde esir halde. Şehre ne yapıldıysa önceki dönemlerin imzası var. Geldiği günden beri suya sabuna dokunmayan bu yönetim sadece eski yönetimlerin ekmeğini yedi. Mansur Yavaş dönemi yavaşlayan, duran, gerileyen, çürüyen bir Ankara portresinden ibaret oldu.
Mansur Yavaş için Ankara, Cumhurbaşkanlığı adaylığına açılan yolda bir kavşaktan ibaretti. Gizlenerek ve sessizliğe bürünerek bir noktaya kadar ilerleyebildi! Günün sonunda ne kavşağı alabildi ne de kendisine oy veren seçmenlerin gönlünü…
Üstelik bu Mansur Yavaş’a 2021’de “Dünya Başkentleri Belediye Başkanı” ödülü bile vermişlerdi. Gelgelelim Ankara’nın içler acısı vaziyetini görebilmek için sadece şehrin ana arterlerinde günübirlik bir gezinti gerçekleştirmek bile fazlasıyla yeterli.
Ankara’da bir belediye başkanının kariyerine körü körüne hizmet ederken şehrine bu kadar hoyrat bir tavır takındığı başka bir dönem görülmedi. Başkentli olmanın bedeli hiç bu kadar ağır ödenmedi.