15 Temmuz bir milattı

YAYINLAMA:
15 Temmuz bir milattı

Bir memleketin demokrasisi ancak tehdit altında kaldığında gerçek kudretini gösterir. Türkiye 15 Temmuz 2016 gecesi işte böyle bir sınavdan geçti. Demokrasi, anayasal kurumlar, millet iradesi kalleşçe bir saldırı silsilesinin hedefi oldu. O gece yaşananlar, sıradan bir darbe teşebbüsü olmanın ötesinde Anadolu’daki bin yıllık Türk hâkimiyetini yok etme girişimiydi. Maskeli ihanet, “inanç” makyajıyla devletin kılcal damarlarında dolaşan bir virüs gibi sinsice yayılmıştı. İnanç, eğitim, hizmet gibi içi boşaltılmış kavramların arkasına saklanan FETÖ 15 Temmuz’da gerçek yüzünü en çirkin haliyle gösterdi. Fakat Türk milleti tarihe geçecek bir mücadeleyle demokratik direnme kapasitesini tüm dünyaya kanıtladı.

Elbette FETÖ sadece askeri ekipman kuşanmış bir terör örgütünden ibaret değildi. Devleti içeriden sömürgeleştirmeye yeltenen, iktidar hırsını “iman” retoriğiyle gizleyen ABD güdümlü bir paralel yapının ta kendisiydi. Mesele varlıkla yokluk arasındaki kadim bir hesaplaşmaydı bu anlamda. Asıl önemlisiyse darbenin püskürtülmesiyle sınırlı kalmayan bu hesaplaşmanın Türkiye’de yeni bir siyasi iklimi tetiklemesiydi. 15 Temmuz, dış müdahalelere boyun eğmeyen, kangren olmuş toplumsal ve siyasal meseleleri ortak akılla çözmeyi hedefleyen yeni bir siyasi kültürün doğum anı oldu. MHP Lideri Devlet Bahçeli ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın inisiyatifleriyle tesis edilen Cumhur İttifakı, 15 Temmuz’un karanlığından yükselen bir umut oldu.

Siyasette “ittifak” kavramı o gece yeniden anlam kazandı. Getirisi götürüsü siyasi partilerin muhasebe defterlerine göre yapılan seçim mühendislikleri, “Önce ülkem ve milletim” diyen irade mühendisliğine yenildi. Beka refleksini demokratikleşmeyle sentezleyerek sistemin uyum problemlerini giderecek olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine giden yolun taşları o gece döşendi. 

Dolayısıyla 15 Temmuz birçok yönden bir milattı. Türkiye, emperyalizmin dayattığı senaryolara karşı millî bir pozisyon aldı ve sınırlarını aşan bir güvenlik vizyonu geliştirdi. Böylece mutlak bağımsızlık, güçlü devlet, anti-emperyalizm ve millet iradesi etrafında birleşmenin mümkün olduğu görüldü. 15 Temmuz sonrası yürütülen terörle mücadele operasyonları, Türkiye’nin kendi göbeğini kendisi kesebilecek cesarette olduğunu tüm dünyaya gösterdi. Bugün geldiğimiz aşamada FETÖ’nün bütünüyle etkisizleştirildiği, PKK’nın silah bırakma noktasına geldiği, sınır içinde ve ötesinde Türkiye’nin fiilen kontrol sağladığı bir tabloyla karşı karşıyaysak bütün bu muvaffakiyetin perde gerisinde 15 Temmuz gecesi gelişen direniş ve birlik duygusunun çelikten zemini var.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...