Gevşeklik yapma Metin!
Aklınca, PKK’nın siyasi uzantılarıyla 2019, 2023 ve 2024 yıllarında — iki kez açıktan, bir kez de örtülü şekilde — ittifak yapan partisinin utancını örtbas etmeye çalışan bir siyasal gevşek, kalkmış “MHP ne ara bu kadar Apocu oldu, anlamadık” diyebilmiş…
Elbette bu hadsizliğe verilecek çok sözümüz var. Zaten söylediklerimize hiçbir zaman doğrudan cevap veremiyorlar. Her cevabımızın ardından üç maymunu oynayıp yeni bir seviyesizlik arayışına giriyorlar.
Şeytan bazen dürtüyor insanı…
“Şu siyasal gevşek Metin’e, şahsına dair tek bir cümle kur. Tek bir soru sor…”
Ama ben yine yapmayacağım. Geçmişte o tuzağa düşmedim, şimdi de düşmeyeceğim. Çünkü onun seviyesine inip kirlenmeye niyetim yok.
Siyasal gevşek Metin; siz, sırf siyasi ve kişisel menfaatleriniz uğruna, 2019, 2023 ve 2024 yıllarında “Önderimiz Apo” diyen HDP (bugünkü DEM Parti) ile iki kez açıktan, bir kez de örtülü ittifak yaptığınızda; dönemin İYİ Parti Genel Başkanı olan “ablanız” çıkıp “Kürtlerin siyasal temsilcisi HDP’dir” dediğinde, siz ne olmuş oluyordunuz?
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli, geçtiğimiz aylarda sizin gibilerine şöyle sormadı mı:
“Öcalan İmralı’da yatıyor, fakat DEM Grubu’nda 57 Öcalan gölgesinin ayakta olduğunu niye görmüyorsunuz? Neden itiraf edemiyorsunuz?”
"Öcalan’ın gölgesi durumundaki partiyle ittifak yapmadık" diyebiliyor musun, gevşeklikte sınır tanımayan Metin?
Diyemiyorsun. Çünkü siz, siyasi ve kişisel hesaplarla, HDP (bugünkü DEM Parti) ile 2019, 2023 ve 2024'te arka arkaya ittifak yaptınız.
Ama şimdi kalkmış, sırf MHP’yi karalamak için, kendi kurucu önderleri üzerinden terör örgütü PKK’yı silah bırakmaya ve feshetmeye çağıran bir süreci bahane ederek MHP’ye “Apocu” diyorsun…
Hem de teröristbaşı Öcalan’ın “Eşit Vatandaşlık” kavramını parti programına koymuş bir partinin mensubu olarak!
Bu nasıl bir mantıktır, siyasal gevşek Metin?
Bir yanda Apo’cuların partisiyle açık ittifak yapacaksınız,
Öte yanda, bu partinin teröre mesafe koyması için çağrı yapmaktan bile imtina edeceksiniz.
HDP ile ittifak yaparken böyle bir çağrınız neden olmadı?
Üstelik, bölücübaşı Apo’ya doğrudan “Örgütü feshet, silahları bırak” denilen süreci çarpıtıp MHP’ye dil uzatıyorsunuz.
MHP, her zaman teröre karşı en net, en kararlı duruşu sergileyen parti olmuştur. Bugün de bu mücadeleyi kökünden bitirme hedefiyle yürütmektedir.
Siz ise, terör örgütünün siyasi uzantılarıyla — teröre devam ederlerken — kol kola yürümeyi tercih ettiniz.
Öyle ki, terör örgütü PKK’ya en büyük darbelerden birinin vurulduğu Zeytin Dalı Harekâtı sürecinde, henüz HDP ve CHP’den bile önce “İYİ Parti Afrin savaş senaryolarına tamamen karşıdır” açıklamasını yapan parti oldunuz.
O açıklamada, 4.600 PKK’lı teröristin etkisiz hâle getirildiği bu tarihi operasyonun “tek adam rejimini kalıcı kılmaktan başka hiçbir amaca hizmet etmeyeceğini” söylediniz.
Yani terörle mücadeleye karşı çıktınız, beka için yürütülen askeri operasyona bile siyasi hesapla muhalefet ettiniz.
Oysa bugün, Afrin’de sizin gibilere rağmen Türk bayrağı dalgalanıyor.
Şimdi ise, bu ikiyüzlü, tutarsız siyasetinizin üzerini örtmek için yalanlara, çarpıtmalara ve iftiralara başvuruyorsunuz.
Ama nafile…
Tarihe not düşüldü. Türk milleti bunları unutmaz.
Daha geçtiğimiz ay, İsrail’in İran’ı bombalamasıyla bölgede yeni bir savaş fitili ateşlendi. Günlerce süren bu gerilimde ABD de doğrudan müdahil oldu. Ardından İsrail, daha dün, Suriye Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı hedef alarak bombaladı. Bugün itibarıyla Suriye, savaşın eşiğine sürüklenmiş, doğrudan çatışmaların göbeğine çekilmiştir.
Suriye Devlet Başkanı Şara, “Şam’da kalıp Suriye’nin her karış toprağını savunacağım” diyerek bu atmosferin ne kadar ciddi olduğunu bizzat ilan etti. Türk devleti de İsrail’in bu saldırısını kınadı ve daha ileriye gitmemesi konusunda uyardı.
Bölgede emperyalist planlar yeniden sahaya inmişken, Türkiye'nin bu oyunların dışında kalması ya da hedef olmaması mümkün değildir.
Tam da bu kaotik süreçte, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Lideri Devlet Bahçeli, Türkiye’nin ayağına yıllardır pranga olan; ABD ve İsrail gibi dış güçlerin taşeronu hâline gelen PKK terör örgütünü ortadan kaldırmaya yönelik stratejik ve kararlı mücadelesini sürdürmektedir.
Sayın Devlet Bahçeli’nin ve Cumhur ittifakının bu noktada ortaya koyduğu yaklaşım sadece bir iç güvenlik refleksi değildir. Aynı zamanda bölgesel hesapları bozan, küresel planları sekteye uğratan millî bir duruşun ifadesidir.
Bu gerçek ortadayken, siyasal gevşeklik içindeki Metin gibi zihniyetler hâlâ PKK’nın silah bırakma ve kendini feshetme sürecine, bu yöndeki gayretlere çamur atma peşindedir.
Kasaptan et, sarraftan altın, manavdan meyve/sebze, doktordan şifa, öğretmenden eğitim ve terziden elbise isteneceği gibi; terör örgütü PKK’nın kurucusundan istenen de kurduğu örgütün silah bırakması ve kendini feshetmesidir. Bunda yanlış olan ne var?
Siz ittifak yaparken HDP ve PKK’dan ne istemiştiniz gevşekler?
Senden ne isteyelim, siyasal gevşek Metin?
Sen bize ne verebilirsin?
Haddini bil, seviyeni koru, ikiyüzlülük yapma; dün yediğin haltları unutma...
Kısacası: Gevşeklik yapma Metin…
