Hukuksuz bir düzenin yıkılışı
Bir süredir Türkiye’nin gündemi CHP’li belediyelere yönelik operasyonlarla çalkalanıyor. İddialar vahim... Rüşvet, yolsuzluk, ihaleye fesat, örgüt bağlantısı…
19 Mart’ta Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla başlayan süreç koca bir düzenin çürümüşlüğünü ortaya çıkardı. Al da at dercesine verilen “gollük” ihaleler, çanta çanta avrolar, ses ve görüntü kayıtları, çıkar amaçlı örgüt ilişkileri…
Peki CHP bu iddialar karşısında ne yapıyor?
Her zamanki ezberlerini tekrarlıyor: “Hukuksuzluk” diyor, “Siyasi operasyon” diye bağırıyor. Siyasallaşan yargının iktidarın sopası haline geldiğini ifade ediyor.
“Yargı siyasallaştı” diye mi bu insanlar belediye ihalelerini yandaşlarına ve yakın çevrelerine dağıttı?
“Yargı siyasallaştı” diye mi belediyenin avukatının cebine 20 bin avro tıkıldı?
“Yargı siyasallaştı” diye mi baklava kutularının içi para desteleriyle dolduruldu?
Bu operasyonlar vesilesiyle Türkiye’de herkes muhalefet belediyeciliğinin “kamu hizmeti” değil, küçük hanedanlıklar kurma sanatı olduğunu gördü.
Muhalefet, hükümete yakıştırdığı her günahı kendi ölçeğinde işlemekten geri durmadı.
CHP’nin eline geçen belediyeler; rüşvet ve örgüt bağlantıları, imar talanları ve ihaleye fesatlarla adeta birer “muhalif hanedanlık” gibi yönetildi.
Türkiye’nin en büyük şehirlerinden en küçük ilçelerine kadar CHP’ye teslim edilen belediyelerin neredeyse tamamında işleyişin kamu yararına değil, dar çevrelerin çıkarına döndüğü artık gizlenemiyor.
Yargıya taşınan onlarca dosya, el konulan belgeler, gizli ve açık itirafçılar, tutanak altına alınan para trafiği, kayıtlara geçmiş çıkar örgütlenmeleri bu çarpıklıkların belgesi...
Devleti her köşede, her katmanda, merkezden yerele, hükümetten belediyeye uzanan bir organizma gibi düşünürsek bugün karşımızda çürümeye yüz tutmuş bir belediye düzeni gerçeği var.
Muhalefet belediyeleri mikro iktidarın en yoz örneklerini ürettiler. Kendilerine sağlanan imkânlarla halkın alın terinden rant imparatorlukları inşa ettiler.
CHP’li belediyelerin birçoğunda kendilerine küçük hanedanlıklar kuran, halka değil kendi çıkarına hizmet eden mikro despotluklar türedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise il il, ilçe ilçe gezerek partisine operasyon çekildiğini söylüyor.
Oysa ortada operasyon değil, faturası gecikmiş bir yüzleşme var.
Ortada hukuksuzluk değil, hukuksuz bir düzenin yıkılışı var.
Özgür Özel ve CHP yönetimi artık mağduriyet söylemine sığınmayı bırakıp önce kendi evinin içini temizlemek zorunda.
Zira kamu vicdanında ve milletin hafızasında böylesi büyük bir rezaletin faturası “operasyon” kelimesiyle aklanamaz.