Soygunu Atatürk’le aklamak

YAYINLAMA:
Soygunu Atatürk’le aklamak

CHP’li belediyelerde paralar baklava kutularına istiflenip taşınıyor. İhaleler karşılığında milyon dolarlık villaların üzerine çökülüyor. Belediyenin makamları liyakatle değil, akraba defterindeki isimlerle dolduruluyor. Halkçılığı dilinden düşürmeyenler halkın rüyasında bile göremeyeceği hayatların müdavimi haline geliyor.

Peki içinden pis kokular yükselen bu foseptiğin kapağını kim açıyor? Bir gazeteci mi, bir bürokrat mı? Hayır, yine bir CHP’li. Yani vurgunu yapan CHP’li, ihbar eden CHP’li… Peki mağdur kim? Yine CHP’nin kendisiymiş!

Hırsız kendi evini soyup sonra da “mağdurum” diye bağırır mı? Bağırıyormuş meğer... Çünkü CHP’nin genel başkanı Özgür Özel yolsuzluk, rüşvet, delege iradesini satın alma iddialarıyla başlayan yargı operasyonlarını Cumhuriyete karşı işlenmiş bir cürüm sayıyor. “CHP’yi savunmak Cumhuriyeti savunmaktır” diyor. “CHP'ye saldırmak Cumhuriyete saldırmak” diyor. Suç işleyen CHP’lileri adalet mekanizmasının avucundan kurtarabilmek için yine Atatürk’ün arkasına saklanarak CHP'nin tapusunun kendilerine değil Mustafa Kemal Atatürk'e ait olduğunu söylüyor.

Şu halde CHP’yi eleştirmek de Cumhuriyet’i eleştirmek olacağına göre bu rüşvet çarkının paraları Cumhuriyet’in mi cebine giriyor?
Delegeleri para karşılığı kiralamak milli iradenin şanı ve şerefi mi oluyor?
Belki de gerçekten Cumhuriyet’in tapusu CHP’nin cebindedir de hiçbirimizin haberi yoktur. Belki Gazi Mustafa Kemal Atatürk Nutuk’un arka sayfalarına bir tapu senedi iliştirip “Bu parti Cumhuriyetin yegane sahibidir ve bu parti ne yaparsa yapsın mutlaka doğrudur” diye imza atmıştır. Öyle mi? Tabii ki değil. 

Yıllar evvel yazdığım tarihi bir vakayı yine hatırlatayım: Cumhuriyetin ilk yolsuzluk davasında yargılanan İhsan Eryavuz, Atatürk’ün silah arkadaşı, Ankara Birinci İstiklal Mahkemesi'nin kurucu başkanı, Cumhuriyet’in ilk Denizcilik Bakanı’ydı. Yavuz zırhlısının onarımı için açılan ihalede rüşvet aldığı iddiasıyla Yüce Divan’a çıkarıldı. Tarihi vakalar suçlu olup olmadığı hakkında sağlam bir hüküm verilmesine olanak tanımasa da İhsan Eryavuz rüşvetten mahkum oldu, milletvekilliği düştü, hapse girdi. Çünkü Cumhuriyeti kuran o kuşak, tek bir kuruşun bile usulsüzce kasadan çıkmasının bütün bir Cumhuriyet’in ruhuna ihanet olduğunu biliyordu.

Yani Cumhuriyet’in ilk yolsuzluk sanığı Cumhuriyet’i kuranlardan biriydi. Onun bile hatası affedilmedi. 

Demek ki tarihi gerçekler Özgür Bey’in hayal dünyasındaki gibi değildir. Cumhuriyet kamu kaynaklarının tek kuruşunun bile hesabının sorulmasıdır.  CHP’yi savunmak Cumhuriyet’i savunmak da değildir. Asıl tam tersi doğrudur. CHP’yi eleştirmek Cumhuriyet’i savunmaktır. Çünkü ne Cumhuriyet hiçbir siyasi partinin tapulu maldır ne de bugünkü CHP onun kurucularıyla aynı çizgidedir.

 

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...