MHP'den sağlığa uzanan entelektüel hat

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
MHP'den sağlığa uzanan entelektüel hat

Türk milliyetçiliğinin düşünce evrenine baktığımızda; tarih, tarım, sağlık, sosyoloji, ekoloji, felsefe, ekonomi, iktisat ve psikoloji alanında iz bırakmış pek çok isimle karşılaşırız. Bunların önemli bir kısmı doğrudan Milliyetçi Hareket Partisi çatısı altında siyaset yapmış olmasa bile, hareketin fikrî dünyasını beslemiş, yön vermiştir. MHP’nin beslendiği kaynak, yalnızca duygusal bir aidiyet değil; tarih okuması, medeniyet tasavvuru ve devlet felsefesine dayanan entelektüel bir çizgidir.

Bugün sıkça “MHP entelektüel üretmiyor” diyenlere sormak gerekir:

Asıl soru, MHP’nin entelektüel üretmediği mi, yoksa bu üretimi görmek istemeyen bir gözlükle mi baktığımızdır?

Türkiye, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına girerken, artık kimse “sadece eleştiren” veya “sadece slogan atan” siyaseti ciddiye almıyor. Ekonomiden sağlığa, tarımdan güvenliğe, eğitimden sosyal politikalara kadar her alanda, rakamlarla, raporlarla, projelerle konuşan bir siyasi akıl aranıyor.

Tam bu noktada MHP’nin Genel Merkez koridorlarında, televizyon ekranlarında, çalıştay masalarında gördüğümüz her akademisyen, her uzman, her meslek erbabı aslında birer “siyasi akıl ve entelektüel damar temsilcisi” konumunda.

Buna somut bir örnek arıyorsak, yakın zamanda ATO Congresium Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen “Türk ve Türkiye Yüzyılında Türk Sağlık Sisteminde Yenilikler Çalıştayı” tam da bu ihtiyaca verilmiş bir cevaptır.

SAĞLIĞA UZANAN ENTELEKTÜEL HAT

MHP’nin Ankara’daki Genel Merkez binası, uzun zamandır sadece seçim kampanyalarının değil, devlet ve millet eksenli politika üretiminin de ana üssü. Yapılan son çalıştayla gördük ki; MHP, sağlığı da klasik politik tartışmaların gürültüsünden çekip devlet aklının merkezine yerleştirmiş durumda.

Baktığımızda bu büyük çalışmanın iki güçlü sütunu var:

Birincisi, Bilge Lider ve Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin ufuk çizen himayesi…

İkincisi ise MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Selim Yurdakul’un, hekim titizliği ile siyaset disiplinini buluşturan emek dolu mesaisi.

Çalıştayın daha açılışında, her cümlenin arasındaki hakikat: “Bu program, Devlet Bahçeli’nin himayelerinde ve doğrudan talimatlarıyla yürütülen stratejik bir çalışma. Yalnızca bir toplantı değil; Türk ve Türkiye Yüzyılı’na dair uzun soluklu bir sağlık vizyonunun omurgası” olduğu açıkça belirtildi.

Geçtiğimiz yıl yine Bahçeli’nin öncülüğünde gerçekleştirilen “Aile Kurumu Çalıştayı” nasıl somut politikalara dönüşerek karşılığını bulduysa, bu sağlık çalıştayı da benzer bir çizgiye oturtulmuş durumda. Yalnızca bugünün sorunlarına cevap üretmek için değil, yarının krizlerine hazırlık için ele alınıyor; politika önerileri akademi, bürokrasi, saha tecrübesinin ortak aklı ile şekilleniyor; ortaya çıkacak raporlar önce MHP Genel Merkezi’nde bizzat Bahçeli’ye sunuluyor, ardından millete arz ediliyor.

Bu yöntem, MHP Genel Merkezi’ni; bir parti binası olmaktan çıkarıp, millî politika atölyesi hâline getiren anlayışın özetidir.

ENTELEKTÜEL SİYASETİN FOTOĞRAFI

Prof. Dr. Ahmet Selim Yurdakul’un açılışta kurduğu çerçeve boşuna değildi. Çalıştay, Türk sağlık sistemini adeta “hücrelerine kadar” analiz eden 160 gönüllünün emeğiyle 13 tematik masadan oluştu. Halk sağlığı ve koruyucu hizmetlerden, birinci, ikinci, üçüncü basamak hizmetlere; acil sağlık, insan kaynağı ve tıp eğitimi, ilaç, tıbbi cihaz ve yerli üretim, sağlık ekonomisi, dijital sağlık ve yapay zekâ, sağlık hukuku, turizm, GETAT, rehabilitasyon ve inovasyona kadar uzanan geniş bir yelpazede, sistemin hem bugünü hem yarını masaya yatırıldı. Her masaya; hekimler, hemşireler, akademisyenler, bürokratlar, sendika temsilcileri, iş insanları ve alan uzmanları oturdu. 

İşte tam da burada “MHP ve entelektüel” başlığı ete kemiğe bürünmüş oldu: Parti rozetinin yanına stetoskop, akademik unvan, saha tecrübesi, veri seti ve rapor koyan bir çalışma tarzı…

SLOGAN DEĞİL, SAĞLIK MANİFESTOSU

Bu dev organizasyonun ruhunda, MHP’nin ve Lider Devlet Bahçeli’nin yıllardır dile getirdiği o temel düstur yatıyor: “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.”

MHP’nin çizdiği bu çerçeve, entelektüeli soyut bir zümre olmaktan çıkarıp, devlet aklının ortağı hâline getiriyor. Türk hekimine, Türk mühendisine, Türk bürokrasisine güvenen bir siyasi irade, entelektüel emeği siyasetin kenarında değil, merkezinde konumlandırıyor.

Kapanış oturumunda Prof. Dr. Ahmet Selim Yurdakul’un anlattığı “gururlu yorgunluk” hikâyesi, aslında bu sürecin duygusal özeti gibiydi. Komutanın, askere “gururlu yorgunluk nedir?” diye sorduğu o anlatıda; nöbet bitince koğuşa koşmak yerine, önce bayrağın karşısına geçip “değerdi” diyebilmektir asıl olan.

Yurdakul, bu çalıştay için de aynı cümleyi kurdu: Bu akşam ben ‘değerdi’ diyebiliyorum.”

Bilimin namusu ile siyasetin sorumluluğu, MHP Genel Merkezi’nin çatısı altında buluştu; ortaya, yalnızca bir “etkinlik” değil, Türk sağlık sisteminin geleceğine dair kapsamlı bir sonuç kitabı çıkarma iradesi kondu. 

Son söz: Günün sonunda o salonda bulunan herkes için geriye tek bir cümle kaldı: Evet, yorgunluk vardı. Ama bu yorgunluk; inancın, emeğin ve hizmet şuurunun yoğurduğu gururlu bir yorgunluktu.

Ve bütün bu çabaya bakınca, bugün bir kez daha içtenlikle söylenebiliyor: 

DEĞERDİ…

 

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...