HDP, Yeşil Sol Parti, Türkiye İşçi Partisi (TİP), Emek Partisi (EMEP), Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP), Emekçi Hareket Partisi (EHP) ve Sosyalist Meclisler Federasyonu’nun (SMF) yer aldığı ittifak, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 7’li masanın adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararı aldığını duyurdu.

PKK, YPG, DHKP-C, TKP-ML, MLKP, MKP, TİKKO ve bilumum terör örgütlerinin sözcülüğünü ve propagandasını yapan, devlete “katil” diyen, ASALA’nın ruhunu iliklerinde yaşayan, dinimizi aşağılayan, Türk ve Türkiye karşıtlığından beslenen, asker ve polisimizi düşman görenlerin bir araya geldiği bu ittifak Kemal Kılıçdaroğlu’nu neden destekler ki?

Tabii ki kendilerine yakın gördüğü için…

Kendi amaçlarına hizmet edeceğini düşündükleri için…

Kendilerinden bir parça olarak kabul ettikleri için…

7’li masanın Ortak Mutabakat Metininin, HDP’nin 11 maddelik tutum belgesiyle örtüştüğü için…

***

7’li masa kötülüğü çoğaltıp, kötüleri bir araya getirerek Türkiye’nin 100. Yıl yürüyüşünü durdurmayı hedefliyor. Bugüne kadar ki kazanımların kaybedilmesi için olağan üstü bir çaba sarf ediyor. 7’li koalisyon ile ülke yönetmeye talip olanların, peşine taktıkları marjinal partilerle 14 Mayıs sonrası daha iyi bir Türkiye hedeflemeleri mümkün olabilir mi? 6 ayda bir seçim vaadinde bulunan, bölücü taleplere onay veren, Türkiye hasımlarına rıza gösteren bir ittifakın Türkiye’ye kazandıracağı ne olabilir ki?

7’li koalisyon ve marjinal kuyrukları Kandil’deki terör ele başlarına umut oldular.

Türkiye’nin bölgesel ve küresel gücüne karşı duranların sevinci oldular.

Üreten ekonomi modelini hazmedemeyenlere teşne oldular.

Milli savunma sanayiinden korkanlara cesaret oldular.

FETÖ ve PKK’ya can suyu oldular.

Kandil ve marjinal örgüt havarilerinin Kemal Kılıçdaroğlu’na ardı ardına yaptığı destek açıklamalarının sebebi budur. Türkiye’nin onurlu duruşunu ve güçlü vizyonunu kıracak bir koçbaşı bulduklarını düşünmelerinin altında bu gerekçe vardır.

***

7’li masadan; HDP’nin taleplerine, Kandil’in desteklerine, marjinal örgütlerin sempatisine karşı çıkacak bir tane parti var mıdır?

CHP, İP, DEVA, Gelecek, SP, DP… Hangisi?

Elbette ki hiç biri! Bugüne kadar nasıl tepkisiz kalıp ölü taklidi yaptılarsa veya zil takıp oynadılarsa aynı duruşlarına bundan sonra da devam edeceklerdir.

Bazılarınız, “o kadar da değil, hepsi olur verse de İYİ Parti bunlara rıza göstermez” diyebilir… Bunu demenizin nedeni elbette ki bugüne kadar size İP ve Başkanını milliyetçi diye allayıp pullamalarından kaynaklanmaktadır.

Peki, İP’in Başkanı Meral Akşener değil midir Kandil’e gidip Duran Kalkan ve Cemil Bayık’la görüşmek isteyen. Onlara ne istediğini sormak isteyen?

Ülkücü diye pazarladıkları Mansur Yavaş değil midir, “HDP de mecliste olup derdini anlatmak istiyordur, meşrudur. HDP meclise girip, PKK’ya, Yeter artık silah bırakın diyebilir” cümlelerini kuran?

7’li masada iflah olmaz bir kötülük yarışı başlamıştır. Bu yarış elbette kendilerinin sonunu hazırlayacaktır ama bu kötülüğün Türkiye’nin geleceğine bulaşmasına müsaade edilmemelidir.

Sandıklar demokratik yaşamımızın bir parçası olduğu kadar, gelecek nesillerimizin de nasıl bir yaşam süreceğine karar verdiğimiz dönüm noktalarıdır.

Bu noktaya geldiğimizde elimizdeki mühür ve vicdanımızla baş başa kalacağız…

Unutmayın…

Kötüler, iyilik doğurmaz. Kötülerin ittifakından da iyilik çıkmaz.