Nogay Türkleri arasında tarih boyunca zaman zaman çok değerli ve sanat dünyası için çok önemli isimler ortaya çıkmıştır. Tarihe baktığımızda XVI y.y.’dan bugünlere kadar bu şekilde devam etmiştir. Ama ne yazık ki Nogay Türklerin şu anda kendi devleti olmadığı için bu tür önem taşıyan konular çoğu insanlar tarafından günümüzde bilinmemektedir. Halbuki bu sanat adamları, ozanlar ve şairler kendi sözlerinde bu halkın özünü, tarihini, kısaca içini ve dışını yansıtmaktadır. Bu gibi zatlar aslında o halkı yaşatmaktadırlar, dünyaya halkın sesini yaymaktadırlar.

Öncelikle kısa da olsa yüzyıllar önce yaşamış o büyük zatlarla ilgili kısa bilgi verilmesinde fayda vardır. Nitekim muasır sayılan zatlar yine, o, asırlar önce yaşamış zatlardan ilham almışlardır, onların yollarında yürümüşlerdir.

- Şal-Kiyiz Tilenşi oğlu: Nogay Türklerinin önemli ozanlarından biridir. XVI. yy. başına kadar Kuzey Kafkasya’da yaşamış olan Şal-Kiyiz, Nogay Hanlığının XV. yy.’daki hanlarından Temir’in barışsever dış politikasını desteklemişse de zenginlerin, mirzaların ve hanın halka eziyet etmesine karşı çıkmıştır. Akıllı ve tecrübeli bir şarkıcı olan Şal Kiyiz, şarkılarında insanları doğruluğa, merhamete, adalete, samimiyete çağırmakta; aşağı ve kötü vasıfları ise kınamaktadır. Temir ile araları bozulunca İdil boyundan kovulan şair, Nogayların yaşadığı yerleri gezmiştir. Bir deyişinde Temir ile kendisi arasındaki eşitsizliği şöyle anlatmaktadır:

Ey biy Temir, biy Temir, Ey bey Temir, bey Temir,

Sen yibeksiñ-men yün men, Sen ipeksin, ben yünüm,

Sen altınsıñ-men pul man, Sen altınsın, ben pulum,

Sen soltansıñ-men kul man! Sen sultansın, ben kulum!

Görüldüğü gibi bu ozan Nogayların Dadaloğlu’sudur.

- Dosmambet Azavlı:  XVI. yy. şairlerinden biri de Dosmambet Azavlı‘dır. O da şiirlerinde savaşsız ve kavgasız bir hayat taraftarı olmuştur.

- Kaz-Tuvgan Süyüniş oğlu: Kaz-Tuvgan Süyüniş oğlu, XVII. yy.’da yaşamış Astrahan Nogaylarından bir şairdir. Astrahan Nogayları ile diğer Kuzey Kafkas halkları ve Rus halkı arasında dostluk bağları kurmaya çalışan Kaz-Tuvgan, düşmanların Yem, Yayık ve Edil boylarını basmaları üzerine şunları söyler:

Yayıktı aldı, Yemdi aldı, Yayık’ı aldı, Yem’i aldı,

Edildi aldı, Tendi aldı, Edil’i aldı, Ten’i aldı,

Endi almagan ne kaldı? Artık almadığı ne kaldı?

Agalardıñ kolınnan Ağaların elinden

Talpıy turgan kustı aldı, Özgürlüğe koşan kuşu aldı

Endi almagan ne kaldı? Artık almadığı ne kaldı

- Elburgan Nayman oğlu: XVII. yy. sonlarında ve XVIII. yy. başlarında yaşamış olan Elburgan Nayman oğlu, annesi Abaza olan bir Nogay şairidir. O zamanlar Kuban Nogayları ile Besleney, Abezek, Midabey, Kabartı, Karaçay ve Abaza halklarının birbirlerinden kız alıp verdiklerini tarih eserleri yazmaktadır. Abhazya, Kuban ve Astrahan’da yaşamış olan Elburgan şiirlerinde Nogay halkı ile gururlandığını, Nogaycayı sevdiğini, halkın zulüm görmesine ise üzüldüğünü belirtmektedir.

- Sarkınbay Krımlı: XVIII. yy.’da yaşamış olan Sarkınbay Krımlı, Kırım’daki diğer Nogaylar ile ilişkileri kuvvetlendirmeye çalışmıştır. Nogay mirzaları halkı Türk Devletine göçe zorladıkları zaman buna karşı çıkıp, onları diğer halklar ile dostluk kurmaya çağırmıştır.

- Sıdıkbay Alhaydar: XIX. yy. şairlerinden Sıdıkbay Alhaydar (1811-1876), “Yas Gözel” ve daha birçok şiirle “Gül Ferdevs” destanının yazarıdır. Eserlerini kitap dilinde yazmış, bunlar el yazması olarak elden ele geçip okunmuştur. Anlaşılması zor olan bu eserler halk tarafından pek bilinmemektedir. Ancak halkın anlayabileceği bir dille yazdığı şiirleri de bulunmaktadır.

- Abdulhâlık Abdurreşid oğlu: Halk arasında iyi tanınan şarkıcılardan biri de Abdulhâlik Abdurreşid oğlu‘dur. (1858-1913). Birçok eserinde Nogay çölünde yaşayan halkın hayatını, zenginlerin açgözlülüğünü anlatmıştır. “Böri” şarkısı onun en tanınmış eseridir. Bu şarkıda, hayvancılıkla geçinen fakir halk için hem kurdun, hem de kurt kadar tehlikeli olan zenginlerin büyük birer düşman olduğu belirtilmektedir.

- Baymırza Manap oğlu: Baymırza Manap oğlu(1888-1918), genç bir yaşta ölmesine rağmen Nogay’ın en ünlü ozanlarından biridir. Hayatı boyunca adaletten yana olan şair, halkı okumaya ve öğrenmeye çağırmıştır.

 Fahruddin Abuşahman oğlu: XIX. yy.’da yaşamış olan Fahruddin Abuşahman oğlu (1808-1883) birçok şarkıcının hocası, aynı zamanda âlim Nogay şairlerinden biridir. “Egiz” ve “Gül-Envar” adlı iki aşk destanının yazarıdır. O da eserlerinde ağır bir dil kullanmıştır. Arslan Şaban oğlu ile birlikte yazdıkları “Karaydar Man Kızıl Gül” destanında Karaydar’ın sözlerini Aslan Şaban oğlu, Kızıl Gül’ün ise Fahruddin Abuşahman oğlu yazmıştır.

- Arslan Şaban oğlu: Arslan Şaban oğlu da (1858-1912) birçok şiir, destan ve türküler yazmış tanınmış bir şairdir. Eserlerinde zenginlerin yaptığı zulüm ile sevgi ve aşk temasını işler. Bir şiirinde kendisini şu şekilde anlatmaktadır:

Ayt deseñiz, aytayım, Söyle derseniz, söyleyim,

Asılım bolır Nayman. Aslım olur Nayman.

Adilliktiñ yolınnan Adaletin yolundan

Alp sirelse-tayman- Alıp donsa kaymam.

- Aji-Molla Numan oğlu: Aji-Molla Numan oğlu(1887-1930). Kara Nogay’ın en şöhretli şairlerinden biridir. Ekim ihtilâline kadar eserlerinde halkın çektiği sıkıntıları anlatan şair, ihtilâl sonrası yeni düzeni öven şiirler yazmıştır.

 Kara Nogaylı Oraz Aytmambet oğlu: XIX. yy.’da yaşayan başka bir şair de Kara Nogaylı Oraz Aytmambet oğlu‘dur. Onun, ekincilerin her yıl en büyük düşmanı olan çekirge için yazdığı şarkı çok ünlüdür.

- Canibekov Abdulhamid Şarşenbiyeviç: A. Ş. Canibekov 18 Mart 1879 yılında Astrahana bağlı Tsarevo (Tiek, Tıyak) kasabasında dünyaya gelmiştir. Eğitimini medresede almıştır, ancak medrese kurallarına aykırı olarak rusça, tarih, coğrafya, rus ve şark edebiyatını öğrenmiştir. Nogay ve rus dilllerinden başka arapça ve başka türk lehçelerinde de konuşmuştur. Eğitim alanındaki çalışmaları 1901 yılında Astrahan Nogayları arasında iken başlamıştır. Bilindiği gibi, o dönemde ülkenin güney bölgesinde, Astrahan, ihtilal merkezlerinden biriydi, dolayısıyla bu durum Canibekov’un dünya görüşünün oluşumunda muhakkak etkili olmuştur. Belinskiy, Dobrolyubov, Çernışevskiy gibi edebiyat adamlarının eserleri ve türk halkların önde gelen temsilcileri ile tanışması Canibekov’un yenilikçi görüşlerinin gelişmesine yardımcı olmuştur. Aynı şekilde P. Melioranskiy, G. Ananyev, N. Semenov, V. Radlov , V. Farforovskiy, Ç. Valihanov, M. Osmanov gibi alimlerin eserlerini de incelemiş bulunmaktadır.

Kendi otobiyografisinde yazdığı gibi 1901- 1917 yılları arasında Astrahan Vilayeti Krasnoyarskiy kasabasında karagaş-Nogayları arasında öğretmen olarak çalışmış. Canibekov’un çiftçi çocuklarının eğitimi için okullar açtığı ve o okullarda hem yöneticilik hem de rusça eğitim verdiği bilinmektedir. Canibekov A. Umerov, Ş. Mercanî ve A. Basırov ile birlikte Tatar grubu olan RSDPR’ın “Tup” (Puşka) dergisini çıkardığı malumdur. Ancak o dergi üç sayı çıkardıktan sonra kapatılmıştır. A. Umerov da mali cezaya tabi tutulmuştur. O dergide çalışanlar ise gizli olarak çalışmaya başlamışlardır. 1917 İhtilalinden sonra Canibekov eğitim ve aydınlatma faaliyetlerini Astrahan bölgesinde bağlı tatar köylerine devam ettirmiştir (günümüzde Privojsk bölgesi). Aynı dönemde Canibekov Nogay folklorünü de kaydetmeye başlamıştır. Yine o dönemlerde onun sanat kabiliyetleri ortaya çıkmıştır – “Karaşay Nogayların düğünü” piyesi 1918 yılında Astrahan tiyatrosunda oynanmıştır. “Satılmış murzalar” piyesi ise Atrahan’ın Nogay bölgesinde oynanmıştır.

Onun inisyatifi doğrultusunda Tiyekte (Tsarevo) Nogayların şifahî eserlerinin toplanması ve araştırılması ile ilgili çalışmalar sürdürülmüştür. 1920 yıllarında Canibekov’un faaliyetleri Kuzey Kafkasya ile ilgiliydi. Burada Canibekov Kuzey Kafkasya Yurt Bilgisi Enstitüsü ile sıkı temaslar kurmuştur. Enstitü müdürü D. M. Pavlov’un takdimiyle Nogay bölgelerine yönelik etnografik seyahatlare çıkmış, Nogay tarihi, etnografyası, folklorü, dil ve edebiyatı ile ilgili çok sayıda materyaller toplamış. Onun akademik çalışmaları sayesinde tarihteki Nogay şairlerin-şarkıcıların isimleri bizlere kadar ulaşmıştır, meselâ Astrahan Nogaylarından Kızık-bay, Alkaydar, Hosru Tıyaklı, Fahruddin Abuşahman ulı v.b. Onun topladığı malzemeler leksik (lüğavî) bakımdan da çok büyük önem taşır. 1926 yılında Canibekov Bakü’de düzenlenen I Bütünsovyetler Türkoloji Kurultayına katılmıştır ve Nogayca-rusça sözlük hazırlamıştır.

1930 yıllarında Canibekov’un faaliyetleri doruk noktasına gelmiştir. Dağıstan Kitap Yayınevi redaktörlüğüne başlamıştır. Yine o yıllarda onun tarafından Nogay yazısının grafik esası hazırlanmış ve Nogay alfabesi oluşturulmuştur.

1931 yılında Canibekov Moskova’da gerçekleşen II Bütün Rusya Okul Eserleri Hazırlayanlar Konferansı’na katılmıştır.

1932 yılında hazırlanan “Nogay Edebiyat Dilinin Orfografik Kuralları Mecmuası” Nogay imlasının esaslarını oluşturmuş, ayrıca onun terminolojik sözlükleri de Nogay edebî dilini temelini oluşturmuştur.

1928 yılında Canibekov Moskova’da “Karaydar ve Kızılgül” adlı bir Nogay lirik destanını hazırlamıştır. 1928 yılında Kazan’da bulunan tatar “Bizim yol” dergisinde Nogay folklorü ile ilgili malzemeler neşretmiştir. 1935 yılında ise Mohaçkalede “köy şiiri” adında şarkılar mecmuası hazılamıştır. 1940 yılında da Pyatigorsk’ta Canibekov’un “Halk Şarkıları ve Masalları” adında derlemesi basılmıştır. 1949 yılında da “Nogayların Şarkıları” adlı derlemesi Stavropol’de basılmıştır.

(1905 – 1935) arası otuz senelik çalışmalarının neticesi olarak “Sözlerin Hazinesi veya Nogay Folklorü” adında elyazma dört ciltlik eseri kaleme almıştır. Bu eserde Nogay edebiyatın eserleri, şarkılı folklorü, masalları ve güzel sanatlarıyla ilgili ürünleri toplanmıştır. “Hazine…”de ilk olarak Nogay şairlerinin Nogay dilindeki janrı ve onların ihtilal öncesi ve sonrası kronolojisi verilmiştir. Onların arasında Şal Kiyiz, Dosmambet Azavlı, Asan Kaygılı, Kaz-Tuvgan Suyunşi-Ulı, Fahruddin, Baymurza Abdulhalik Abdurreşid-Ulı, Manap-Ulı, Aji-Molla Numan-Ulı v.b. vardır. Bu kıymetli çalışma, Rusya Bilimler Akademisi’ne bağlı olan Dağıstan Bilim Merkezi, Tarih, Arkeoloji ve Etnografya Enstitüsü Elyazma Fonu’nda muhafaza edilmektedir.

1990 yılında Canibekov adına Nogayların örf ve adetleri, dilin yeniden canlandırılması ve incelenmesine yönelik bir konferans düzenlenmiştir. Daha sonra bu tür konferanslar her sene Canibekov’un doğum gününe denk getirilerek devam ettirilmiştir.

Canibekov’un altı çocuğu vardı. En büyüğü Enver uzun bir dönem devlet işlerinde, bölge gazete redaktörlüğü ve Karaçay-Çerkes dil ve etnografya enstitü müdürlüğü görevinde bulunmuştur. Munir adlı oğlu tarihçi, Gayaz ise filolog olarak yetişmişlerdir. Büyük kızı Roza tarihten doktorasını yapmıştır. Uzun bir dönem Karaçay-Çerkes Sosyal Araştırmalar Enstitüsü’nü yönetmiştir. Sofya adlı kızı ise babası gibi Nogay folklorünün toplanması ve yayınlanması hususunda büyük bir çaba sarfetmiştir. 1956 yılında basılan “Rusça- Nogayca” ve 1963 yılında basılan “Nogayca-Rusça” sözlüklerinin dünyaya gelmesinde büyük bir çalışma yapmıştır. En küçük kızı Klara ise Moskova’da Bütünrusya İlmi Araştırma, Milli Diller Enstitüsü’nde uzun bir dönem çalışmalarını sürdürmüştür.

Bütün bunları göz önünde bulundurarak, şunu belirtebiliriz ki, Canibekov’un yapmış olduğu çalışmalar kaybolmamış, bilakis onun hazırladığı okul kitapları, sözlükler ve sanat eserleri halkın hatırında onu ölümsüz yapmıştır. Gerçek anlamda, bügün dilimizin yaşamasında onun çalışmalarının çok büyük bir rolü olduğunu itiraf etmek gerekir.