Bugünlerde kira konusu pek çok vatandaşın ve elbette hükümetin de gündeminde olan bir konu. Kiraların ev sahiplerince zincirleme olarak yükseltilmesi birçok bölgede olağan olmayan fiyatlamalara yol açmış durumda. Hükümetin yıllık artışlara enflasyon altında limitleme getirmesi de 5 yıl dolmasıyla beraber yeniden değerleme davaları ile aşılabiliyor ve kiracılar bu bedelleri ödemekte kalabiliyor. Oldukça fazla bu şekilde dava da var. Bu davalar 2 yıla kadar sürüyor. Ev sahibi, piyasasına göre aşırı düşük kira almaya devam ederken, kiracı da her an çıkmak üzere bir evde oturmak zorunda kalıyor, evin güven verme hissi ortadan kalkıyor.

Bu tarafta durum böyle iken, gayrimenkullerin resmi rayiç bedellerine bakıldığında gayrimenkullerin bugünkü gerçek değerinden çok çok düşük değerler görünüyor. Devletin belediyeler üzerinden tahsil ettiği tüm vergiler bu düşük bedellerden oluyor, ev alım satımlarında bu rayice uygun ama gerçek değerden düşük bedeller gösterilip vergi kaçırma gibi yanlış davranışlar gözlenebiliyor.

Özetle, şu anki durumda, ev sahibi vergi öderken düşük ödemeyi ama kira alırken yüksek almayı istiyor. Olan hem yüksek kira ödeyen kiracıya hem vergisini gerçek değerden alamayan devlete oluyor, uzlaşmazlık nedeniyle ev sahibi de davalarla uğraşmak zorunda kalıyor.

Aslında, kiralar maliye tarafından hassasiyetle takip edilen bir veri. Bunların doğru bildirilip bildirilmediği de vergi memurları tarafından hem banka aktarımları hem de bizzat kiracılar aranarak sorgulanıyor ve kira bedellerinden alınan gelir vergisinden kaçağı en düşük olacak şekilde yönetmek başarılıyor.

Kiralar konusunda 5 yıllık yeniden değerleme süreleri dolmaya başladı. Bu konuda kalıcı çözüm için de zaman daralıyor. Kiralar üzerinden üretilecek bir çözüm olabilir: Kiraların gayrimenkulün rayiç bedelinin 1000’de 3’ünden yüksek olamayacağı gibi bir mevzuat oluşturulması halinde bu iki soruna da, yani hem düşük rayiç ile vergi kaybı, hem de yüksek kira konusuna bir çözüm bulunabilir. Mesela 3.000.000 TL bedeli olan bir evin kirasının en fazla 9.000 TL olabileceği gibi bir kural oluşturulabilirse, ya kiralar düşecek ya da rayiç bedel doğru tespit edilecek. Bu sayede ev sahibi hesabını düzgün yapacak, her kira artışının rayiç ve vergi artışı getireceğini görecek, kontrollü olacak.

1000’de 3 rakamı ile, mülk ederi / kira oranını yani mülkün kendini amorti süresi 333 ay yapar. Bunu son 20-30 yılın istatistiğine göre bir değerde belirlemek de mümkün. Her hâlükârda saptanacak optimum bir rakamla, ev sahibi, devlet, kiracı, bunların üçünü de koruyan bir düzenleme gelebilir.