DEMEK ki, sorun Aziz Yıldırım’da değilmiş… Hani tüm kulüplerin, saldırgan, federasyonu yöneten kişi, hakemlerin belalısı, başına buyruk ilan ettiği Aziz Yıldırım’dan söz ediyoruz. Hani şu Türk futbolunu gerdiğini iddia ettikleri, giderse “Türk futbolu kurtulur” dedikleri Aziz Yıldırım.

Ali Koç’un gelişi ile birlikte her şeyin düzeleceğini ileri sürenler, bizim de bu konuda “Acaba doğru mu söylüyorlar?” diye aklımızı karıştıran kişiler… Bugün ortaya çıktı ki, Türk futbolunun sorunu Aziz Yıldırım değilmiş!

Türk futbolunun sorunu, beklentilere cevap veremeyen, taraftarlarına hesap veremeyen yöneticilerin, rakip takımlara saldırması, ezeli rekabeti ‘düşmanlığa’ çevirmeye çalışmaları, dikkatleri başka noktalara çekmeleriymiş.

İşte gördük… Son olarak Sayın Mustafa Cengiz’in açıklamalarını… Çocukların kumbaralarına talip olmamışlarmış! Gülerler adama… Örnek verdiğin Dante, sizin sözleriniz üzerine ‘İlahi Komedya’yı bir kez daha yazardı sayın başkan!

Size ne Fenerbahçe ile taraftarları arasındaki bağdan, size ne para kaynağının nereden geldiğinden, size ne cebindeki harçlığını ağlayarak, duygusal notlar yazarak bağışlayan o küçük ellerden! Taraftar dediğin, böyle değil midir?

Gözü kapalı, renk aşkıyla, başarıdan başka hiçbir beklentisi olmayan topluluk değil midir? Yöneticilerin görevi, seçildikleri kulüp, dernek ve sivil toplum kuruluna para kaynağı sağlamak değil midir? Size mi soracaklar nasıl kaynak sağlayacaklarını, onay mı alacaklar sizden uygulamaları için! “Alan razı, veren razı…”

Gerçek şu, Sayın Mustafa Cengiz; Alamadınız, doğru transfer politikası güdemediniz, taraftarınız bunun hesabını sorunca da, rakibinize saldırdınız, hedef saptırdınız, ya da saptırmaya çalıştınız. Alanı kutlayamadınız, gidene “Yolu açık olsun” diyemediniz, kendi sorununuz olduğunu anlatamadınız taraftarınıza…

Kolay yolu seçtiniz, rakibi küçük düşürme yolunu seçtiniz… Ya Fenerbahçe kulübü bir açıklama yapsa ve “Sen önce kendi kulübünü mahkemelerden kurtar” dese, ne yapacaksınız? Allah’tan sakin kaldılar, sessiz kaldılar da düşmanlık, kin, nefret ve savaş fazla sürmedi. Hani bunları hep Aziz Yıldırım yapardı…

Günahını almışız adamın… Suçlu o değilmiş, suçlular hala içimizde dolaşıyormuş da, haberimiz yok!