Geçtiğimiz gün bu köşeden 6+1’li masanın seçim sandığından başka bir derdinin olmadığını yazmış ve “Yas, acı, üzüntü, keder ne demek bilmiyorlar. Depremi sadece yeryüzünden ibaret görüyor, binlerce cansız bedenin yüreklerimizde yarattığı depremi hissedemiyorlar. Çünkü hayata duyu organlarıyla değil, seçim pusulasıyla bakıyorlar. Dünyanın 6’lı masanın etrafında döndüğünü zannediyorlar” cümlelerini kurmuştum.

Deprem felaketine karşı duyarsızlıklarını ve enkaz üzerine iktidar kurmayı planladıklarını her geçen gün tekrar tekrar ispat ettiler. Hem CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hem de İP Başkanı Meral Akşener deprem felaketinin ilk günlerinde seçim tartışması başlattı. Bunu da ısrarla devam ettirdiler. Sandılar ki unutulur... Ama insan unutsa da tarih unutmaz... Onun için zamanı geldiğinde defterler açılır, tutulan notlar gün yüzüne çıkarılır...

***

Muhalefetin tutumunun aksine bugüne kadar da ne iktidardan ne Cumhur ittifakından ne de Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan ve MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin ağzından seçimlerle ilgili spekülasyon oluşturacak ya da deprem felaketini seçimler üzerinden gölgelemeye çalışacak tek bir söz çıkmadı.

Her şeyin bir zamanı olduğu gibi seçimlerin konuşulacağı ya da siyasetin yapılacağı bir zaman değildi çünkü...

Zaman acıları kapatma, yaraları sarma zamanıydı...

***

Ancak 6+1’li masanın müdavimleri her zaman ki dengesiz siyasi duruşlarını “koltuk” ve “adaylık” kavgasını kamuoyuna taşıyarak göstermeye devam etti. İP Başkanı Meral Akşener geçtiğimiz gün FOX TV’de katıldığı bir sabah programında 6 ay önce gündeme gelen konuları tekrar tartışmaya açtı ve CHP’ye ağır sözlerle yüklendi.

Daha önce tartışmaya sebep olan ve üzerine birçok kez toplantı yapılıp “sorun yok” mesajlarının verildiği bir söz düellosunu yeni bir konuymuş gibi anlatarak ateş püskürdü. Hem de hala acılarımızın taze olduğu, depremzede kardeşlerimizin yakınlarının cansız bedenlerini toprağa vermeye devam ettiği şu günlerde...

***

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun partinin iç işlerine karışma uyarısına gönderme yapan Meral Akşener, “Bunların hepsi saçmalık, ahmaklık. Sonuç geri zekalılık” dedi.

Akşener, “Almanya’ya gitmesinde Sayın Kılıçdaroğlu’nun bir problemi yok. Sayın Kılıçdaroğlu’nun yanında bulunan o muhteremler, benim yanımdaki arkadaşları ya da onlar yoksa beni ararlardı. Benim telefonumdan bir düzenek kurulurdu. Arardı Sayın Kılıçdaroğlu. Ben onu halka gösterirdim. Bunu akıl eder kurmay zeka. Beceremediniz sonra ne oldu? Ben fırsatçı oldum, terbiyesiz oldum, saygısız oldum, iç işlerine karışır oldum” dedi.

CHP’li Bülent Kuşoğlu’nun tartışmaya neden olan, “Kılıçdaroğlu dışında aday çıkarmak masanın dağılması anlamına gelir” açıklamasını hatırlatan Akşener, Cihan Paçacı’nın Kılıçdaroğlu ile ilgili yanlış anlaşılmaya müsait bir beyanatta bulunduğu için istifa etmesini örnek göstererek, “Ama Kuşoğlu’nun söyledikleri duruyor” dedi.

***

Meral Akşener deprem felaketinin üçüncü gününde başlattığı seçim tarihi tartışmasıyla sergilediği duyarsızlığı devam ettirdi.

6 ay öncesinin tartışma konusunu yeniymiş gibi anlatarak Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı biriktirdiği kini kustu.

6+1’li masada Kılıçdaroğlu’nun aday olması yönünde diğer partilerden yapılan baskılara “Kazanacak aday” sözleriyle rest çekti.

Akşener kendisini masadan ayrıştırdı ve “belirleyici benim” dedi.

Hepsinden öte, Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı kendi adaylığını ilan etti.

***

Hasan Dağındaki odunlara ihtiyaç vardı ama eşeğin gidecek takati yoktu...