T.C. Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli; tarım sektörünün durumu, Bakanlığın bir yıllık çalışmaları ve önümüzdeki dönem stratejilerini değerlendirmek üzere, 81 il müdürüyle çevrim içi (online) yaptığı toplantıda “Yarın, bugünden daha çok sahada olacağız” sözleri ile tarım sektörüne damgasını vurdu. Geç kalınmış bir söz ama olayın farkında olunması açısından önemli ve kıymetlidir. Ayrıca Sayın Pakdemirli’nin “Bizim işimiz saha, gücümüz saha” cümlesi, dilimde yıllarca pelesenk olmuş bir cümledir. “Sizi masada değil tarlada görmek istiyorum” cümlesi ise bir Tarım Bakanı’na yakışır, anlamlı ve şık bir cümle olmuştur.

Sayın Pakdemirli’nin bu hareketini başarıya ulaştıracak, karşılanması gerekli olduğu düşünülen beklentilerin karşılık bulması yönünde yapılacak olan çalışmalar, “işimiz saha, gücümüz saha” mottosunda (parola-ilke) anlam bulacak ve Bakanlığa ayrı bir ivme kazandıracaktır. Bu yönde ilk beklenti: il ve ilçe tarım müdürlüklerinde çalışan teknik personellere “mühendis maaşı verip, memur işi yaptırmaması yönündedir.” Özellikle ziraat mühendislerinin ofis işlerinden ve mutlaka ÇKS dosya takibi, sisteme girilmesi işlerinden ivedilikle sıyrılmaları ve çiftçilerimizle iç içe olmaları gerekmektedir. Dolayısıyla ziraat mühendislerinin sahada olması, çiftçiye daha fazla dokunabilmesi, en önemli hususlardan birisidir.

Sayın Pakdemirli’den ikinci beklenti: Bu beklentiye geçmeden önce şunu net olarak ifade etmek isterim ki; bu konuda çok telefon ve mail aldım. Nedir bu beklenti? Bakanlık bürokratlarının Bakanlık özel kalem danışmanları ve çalışanlarından değil, doğrudan bakan ve bakan yardımcılarından talimat alacakları bir yapı kurması yönündedir. Ayrıca Bakanlık bürokratlarının en azından haftada bir olmak üzere; Edirne merkez Doyran Mahallesi’ndeki-köyündeki bir çiftiyle de Yozgat Sorgun ilçesi Eymir kasabasındaki bir çiftçiyle de Ardahan Posof ilçesi Türkgözü köyündeki bir çiftçiyle de telefonla görüşüp, sohbet-hasbihâl etmesi, dolayısıyla doğrudan sahadan haber alması çok faydalı olacaktır. Bu görüşmeler çiftçilerde oluşan sahipsizlik algısını kıracak ve tarımsal üretime de kesinlikle katkısı olacaktır.

Sayın Pakdemirli’den üçüncü beklenti: ÇKS’yi temel alarak tarımsal desteklemelerde; alan bazlı destekler, biyolojik mücadele destekleri, diğer tarımsal amaçlı destekler, fark ödemeleri destekleri ve hayvancılık destekleri başlıkları altında 100’den fazla kalemde çiftçilere destek veriliyor. Fakat bu destek kalemleri çiftçilere sanki cep harçlığı veriliyor gibi duyuruluyor. Desteklemeler tam ve detaylı olarak insanlar tarafından yeterince bilinmiyor, dolayısıyla bilen bilmeyen herkes konuşuyor, yorum yapıyor maalesef.Kırsal kalkınma destekleri kapsamında yüzde 50 hibe desteği verilen projelerden çiftçilerin haberleri hiç yok denebilir. Bakanlık ve taşra teşkilatlarında “web sayfalarında paylaşınca tamamdır” düşüncesi hâkim maalesef! Çiftçilerin eğitim durumları bir yana, dijital okuryazarlığı maalesef yeterli değil. Bu da önemli bir proje konusu olabilir. Çiftçiler Bakanlık, il ve ilçe müdürlüklerinin web sayfasını nadiren ya da yok denecek kadar az ziyaret eder. Özetle T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı çiftçiye çok güzel destekler veriyor ama basın-yayın olarak yeterince reklam-tanıtım yapılamıyor, çiftçiye ulaşılamıyor.

Sayın Pakdemirli’den dördüncü beklenti: İl ve ilçe tarım teknik personelinin özellikle, “kırsal kalkınma hibelerinde özel sektördeki satış mühendisleri mantığıyla çalışması yönündedir.” Burada birinci husus: Teknik personel verilecek hibe ve koşullarını çok iyi bilmelidir. İkinci husus: Teknik personeller iyi bir gözlemci olmalı ve ziyaret ettiği işletmelerde, çiftçiyle diyaloğa geçerek işletmeyi iyileştirebilmek adına çiftçin yararlanabileceği desteklerden bahsetmeli, âdeta “çiftçiye hibe satışı” yapmalıdır.

Sayın Pakdemirli’den beşinci beklenti: “Çiftçiler genel olarak evrak işlerinden pek hoşlanmazlar.”Dolayısıyla, proje destekli hibeleri bu yüzden tercih etmiyorlar. Tercih edenler içinde hibelerin kaymak kısmını iş takibi yapanlar ve malzeme satan firmalar yemektedir. İl ve ilçe tarım müdürlüklerinde destekleme dönemlerinde geçici proje ofisleri oluşturup, buralarda “hazır tip projeler üreterek” çiftçilerin hibelerden faydalanması sağlanmalıdır. Yani il ve ilçe tarım müdürlüklerinde “teknik destek masaları” oluşturularak çiftçilere proje yazımında destek olunmalıdır. Ayrıca kırsal kalkınma desteklerini anlatan afişlere; mahalle-köy kahvehanelerinde, muhtarlıklarda ve ilçe tarım müdürlükleri panolarında yer verilmelidir.

Sayın Pakdemirli’den altıncı ve son beklenti: Mevcut durumda “makamda ziyaret fotoğrafları” paylaşımlarından insanlarımızın rahatsız olduğu bir durumda bir de itibar avcılığı yapıp, “bürokratlarla fotoğraf çektirip”, sanki çok büyük bir projeye imza atılmış gibi arz-ı endam edilmesi, insanları hem çok güldürüyor hem de düşündürüyor desem az olur.İşimiz saha, gücümüz saha” mottosundan (parola-ilke) sonra yapılan sosyal medya paylaşımlarına, daha fazla özen gösterilmelidir. Aslında Tarım Bakanlığı ve bünyesindeki birimler tarafından yürütülen proje ve faaliyetlerin etki değerlendirme ve etki analizlerinin yapılabilmesi adına izleme ve değerlendirme altyapısının oluşturulması gerekmektedir. Bu noktada bağımsız bir “İzleme ve Değerlendirme Daire Başkanlığı”nın kurulması gereklidir. Bu konuda pilot yapılanma TAGEM altında oluşturabilir.

Son söz: Sayın Pakdemirli “Sizi masada değil, tarlada görmek istiyorum” sözleriyle iyi bir çıkış yapmıştır. Sorumluluk bilinciyle tarımda sağlam adımlarla yol alıp başarılı olmanın yolu; “sahadan enerji alarak, çiftçi ile gerçek anlamda etkileşimde bulunarak”, “işimiz tarım, gücümüz çiftçilerimiz” anlayışına sahip olmaktan geçer.