Cumhurbaşkanlığının himayelerinde, Ankara Ticaret Odasının (ATO) ev sahipliğinde düzenlenen "2. Uluslararası Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesi", 19-21 Eylül ATO Congressium'da gerçekleştirildi.

Zirve kapsamında Avusturya, İtalya, Gürcistan, Güney Afrika, Ekvator ve Tanzanya'nın da aralarında bulunduğu bazı ülkelerin büyükelçilikleri, Ankara başta olmak üzere çeşitli illerin valilikleri ile oda ve borsalar stant açarak, Ülke, bölge ve yörelerin geleneksel ürünleri sergilendi. Yerli ve yabancı alım heyetleri söz konusu stantlarda ürünlerini tanıtarak, üreticilerle temas kurulmaya çalışıldı.

Bir şehre ilk kez gittiğimizde, 'nesi meşhur'? diye sorarız. Coğrafi işaret bu sorunun cevabıdır. Belirgin özellikleri itibariyle kökeninin bulunduğu yöre, alan, bölge veya ülke ile özdeşleşmiş, ayırt edici özelliği ile ön plana çıkan doğal ürünler, tarım, maden ve el sanatları ile sanayi ürünlerine verilen işaretlerdir. Coğrafi işaret temel olarak bir yöresel ürün adını ifade eder.

Ülkemiz sahip olduğu jeopolitik konum, iklim şartları, kültür bilgi birikimi, beşeri zenginlikleriyle Dünyada eşi benzeri olmayan bir coğrafi ürün çeşitliliğine sahiptir. Ülkemiz her yöre, il, hatta her ilçenin belli bir ürünün üretimine kaynak teşkil etmekle beraber bu ürünler ile özdeşleşmiştir.

 

1995 yılından sonra Türkiye’de koruma altına alınan coğrafi işaret kavramı yerel ekonomilerde özellikle kırsal alanlarda gelir ve istihdam sağlayan, ihracat gelirlerini arttıran bir politika aracı olarak kullanılabileceği varsayılmaktadır.

 

Coğrafi İşaretlerle Dünyada yıllık 200 milyar doların üzerinde bir katma değer oluşturulmaktadır. Avrupa Birliği (AB), Coğrafi İşaretlerden yıllık 75 milyar dolarlık bir katma değer sağlamaktadır. Coğrafi işaretler ve geleneksel ürün adları,  ürüne pazarlama gücü katar ve ürünün gerçek üreticilerini koruyan kolektif bir hak olduğundan kırsal kalkınmaya aracılık eder ve ülke ekonomisine katkı sağlar. Ayrıca bu koruma ile sahte üretimlerin engellenmesi mümkün olduğundan, ürünün gerçek üreticisinin yaşayabileceği kazanç kayıplarının önüne geçilmiş olur.

 

Sınai mülkiyet hakları kapsamında olan coğrafi işaretlerin ülkemizde gerçekleştirilen tescilleri de yalnızca Ülkemiz sınırları içinde geçerli olmaktadır. Farklı ülkelerde koruma elde etmek için ya o ülkelerin mevzuatı çerçevesinde tescil başvurusunda bulunmak ya da uluslararası koruma sağlayan sistemler kapsamında başvuru yapmak gerekmektedir. Toplumların öz varlığını oluşturan, çoğunlukla tekil ve eşsiz bu ürünler büyük ölçüde haksız rekabete maruz kaldıkları için bütün dünyada yasal düzenlemelerle koruma altına alınıyor. Koruma araçları ise Coğrafi İşaretlerdir.

Gaziantep baklavası, Aydın inciri ve Malatya kayısısı Avrupa Birliği'nden coğrafi işaret tescili almış üç ürünümüzdür. Türkiye’de 2018 yılı Nisan ayı tescil edilen toplam coğrafi işaretli ürün sayısı 336 adettir. Türk Patent ve Marka Kurumundan (TÜRKPATENT) en çok coğrafi işaret tescili 27 ürünüyle Şanlıurfa ili aldı. Baklavası, fıstığı, muskası, kutna kumaşı gibi 24 ürünü tescillenen Gaziantep, ikinci sırada bulunuyor. İzmir, Ege inciri, Bergama halısı, boyozu ve kumrusunun da aralarında bulunduğu 17 ürünle 3'üncü olurken, Kırkağaç kavunu, mesir macunu, Gördes el halısının olduğu 13 ürünü tescillenen Manisa 4'üncü sırada yer alıyor. Coğrafi işaret tescilinde bölgelere bakıldığında ise Karadeniz Bölgesi 84 ürünüyle ilk sırayı aldı. Bu bölgeyi 72 coğrafi işaretli ürünüyle Güneydoğu Anadolu Bölgesi, 67 ürünle Ege Bölgesi izledi.

 

Ülke bizim, gelenek bizim, tohum bizim toprak bizim... .(devamı haftaya )