Diploma Meselesi…
Bu mesele yıllardır gündemde.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun lisans diplomasının sahte olduğu yönündeki ihbarların ardı arkası kesilmedi.
İhbarların değerlendirilmesi ve YÖK tarafından diplomanın sahteliğine ilişkin tespitlerin bulunmasının ardından soruşturma açılması tartışmaları yeniden alevlendirdi.
Saraçhane bülbülleri, konu hakkında en ufak bir soru işaretini dahi “siyasi saldırı” olarak görüyor.
İçinde CHP’lilerin de yer aldığı bir kesim ise ortada ciddi bir belirsizlik olduğunu ve konunun aydınlatılması gerektiğini ifade ediyor.
***
Burası Türkiye…
Lise mezunu olduğunu iddia edenlerin bile diplomalarının sorgulandığı bir yerde, bir belediye başkanının üniversite mezuniyetiyle ilgili tartışmaların sürmesi gayet doğal.
Ve ortada çok basit bir soru var…
Ekrem İmamoğlu, öğrencisi olduğu Girne Amerikan Üniversitesi’nden mezuniyetine dair diploma sunduğu İstanbul Üniversitesi’ne nasıl yatay geçiş yaptı?
Bu soruya net ve tatmin edici bir cevap verilmeden tartışmaların sona ermesi mümkün mü?
Hayır.
***
Aslına bakarsanız, tartışmaların sona ermesini bizzat Ekrem İmamoğlu istemiyor.
Bu tartışmayı manipüle etmek adına ekibi, İmamoğlu’nun diplomasını sorgulayanları “siyasi linç” yapmakla suçluyor.
Bugün sıradan bir vatandaşın işe girerken sunduğu diplomanın araştırmaya tabi tutulması gibi, bir belediye başkanı hakkında benzer bir incelemenin yapılması üzerinden neden bir bardak suda fırtına kopartılıyor?
***
Bu ülkede geçmişte sahte diplomalarla akademik unvanlar kazananlar, hatta devlet kadrolarında görev alanlar çıkmadı mı?
Bu gibi durumlara şahit olduk.
Hal böyleyken, Türkiye’nin en büyük şehrini yöneten bir ismin diplomasına ilişkin iddiaların netleşmesini istemek bir hak değil mi?
Üstelik yapılması gereken çok basit…
Ekrem İmamoğlu, diplomasının her yönüyle açık ve net bir şekilde ortaya konmasını sağlamalı.
Öyle ekran önünde verilen beyanlarla değil…
Resmi belgelerle, bağımsız doğrulamalarla…
İmamoğlu’na olan güveni geçin, Türkiye’deki akademik sistem ve devlet kurumlarına olan güveni sarsmaya kimin ne hakkı var?
***
Sonuç olarak…
Ekrem İmamoğlu ve ekibi, bu tartışmaları basit bir politik polemik olarak ele almak yerine, konuyu kesin şekilde aydınlatmalı.
Tartışmaların kaynağı olan resmi belgeleri kamuoyuna açık bir şekilde sunmalı.
Çünkü bu mesele sadece bir şahsın değil, sistemin güvenilirliğiyle ilgili bir meseledir.
Bizim sisteme ve konunun intikal ettiği yargıya güvenimiz tamdır.
Ekrem İmamoğlu’nun da evrakta sahtecilik suçunu işlemediği noktasında kendine güveni tam ise ortada mesele olacak bir şey yoktur.