Çöküş acısı…

YAYINLAMA:
Çöküş acısı…

15 Temmuz Türkiye için her anlamda bir milat oldu.

Bu tarihten sonra FETÖ’cü hainler devletin tüm kurumlarından temizlenirken, terörle mücadelede de yeni bir dönemin kapısı aralandı.

Yurt içinde ve sınır ötesinde başlatılan kararlı operasyonlar, PKK başta olmak üzere ülkemizi hedefe alan tüm terör örgütlerine nefes alacak alan bırakmadı.

***

Hendeklerle şehirleri esir almaya çalışan PKK, güvenlik güçlerimizin eşsiz fedakârlığı sayesinde şehirlerden silindi.

Fırat Kalkanı’ndan Pençe Harekâtları’na uzanan bir dizi operasyonla Türk Silahlı Kuvvetleri, sınırlarımızın hemen yanı başına yuvalanmış terör unsurlarını tek tek imha etti.

MİT’in nokta operasyonları ise örgütün üst düzey yöneticilerini birer birer devre dışı bıraktı.

***   

Terör sorununun kökten çözümünde güvenlik güçlerimizin gösterdiği özveri tartışmasız büyük öneme sahipti.

Ancak en az bu özveri kadar etkili olan bir unsur daha vardı.

Bu önemli unsur, Türkiye’nin yönetim sistemini değiştirip Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçmesiydi.

***

Siyasi istikrarı sağlamayı amaçlayan bu değişim, terörle mücadeledeki sürekliliği de güvence altına aldı.

Kısa ömürlü koalisyonlar nedeniyle sekteye uğrayan girişimlerin dönemi kapandı.

Eski sistemden yeni sisteme geçişle birlikte devlet politikaları daha tutarlı, daha kararlı ve daha sonuç odaklı bir yapıya kavuştu.

***

Kahraman güvenlik güçlerimizin mücadelesi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin getirdiği hız ve koordinasyon gibi avantajlarla bütünleşti.

Milletimizin devletinin yanındaki yekvücut duruşuyla da terörle mücadelede tavizsiz bir strateji hayata geçirildi.

Nihayetinde “Terörsüz Türkiye” hedefine somut adımlarla yürünmeye başlandı.

***

MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin dirayetli çağrıları ve Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın gayretleriyle terörün kökünü kazımaya yönelik cesur adımlar atıldı.

Eş zamanlı olarak, hem kaynaklarını teröre aktaran belediyelere kayyum atandı, hem elinde silah tutan teröristlere ağır darbeler indirildi, hem de bin yıllık kardeşliğin sonsuza kadar yaşatılacağı vurgusuyla terörün devrinin artık kapandığı ilan edildi.         

Bugün gelinen noktada, PKK kendini feshetti, silah bıraktı.

***

Peki teröristler için silah bırakmak bir tercih miydi, yoksa zorunluluk muydu?

Türkiye’nin kararlı mücadelesi karşısında terör örgütünün kendini feshedip silah bırakmak zorunda kaldığı net bir şekilde ortada değil miydi?

Her şey ayan beyan ortada olsa da çarpıtma ustaları PKK’nın feshini itibarsızlaştırmak için tercih ve zorunluluk arasındaki ince çizgiyi kullanmaya kalktı.

***

Fakat “PKK silah bırakmadı, sadece isim değiştirdi” derken bile istemeden de olsa bir doğru ifade edildi.

Evet doğru, PKK silah bırakmadı, doğrusu PKK silah bırakmak zorunda kaldı.

Anlamadığımız tek bir şey kaldı, PKK’nın diz çöküşü sizi neden bu kadar yaraladı, acınızı bastırmak adına çarpıtacağınız ne kaldı?

  

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *