Aklanamayan başkan…

YAYINLAMA:
Aklanamayan başkan…

Ekrem İmamoğlu’nda zerre kadar leke olmadığını kanıtlamak adına eşi benzerine rastlanamayacak işlere kalkıştılar.

Milletin yargıya olan güvenini zedelemek için her yola başvurdular. 

Başvurdukları ilk adres sokaklardı.

***

Liselerin önünde siyasi torbacılığa soyundular.

Üniversiteleri karıştırmaya çalıştılar.

Boykot çağrılarında bulundular.

Düştükleri rezil durumun üzerini imza kampanyaları düzenleyerek kapamaya çalıştılar.

“100 milyon toplasak ne olacak, imza toplanarak cezaevinden birinin çıktığı görülmüş şey midir” diye sormadılar.

***

Siyaseten girdikleri çıkmaz sokaktan çıkışı algılara sarılmakta aradılar.

Yürüttükleri operasyonun tek bir hedefi vardı.

Ekrem İmamoğlu’nun “Cumhurbaşkanı adayı olduğu için cezaevine atıldığı” yalanına inanmamızı istediler.

İstekleri yalnızca bununla sınırlı kalmadı.

“Yolsuzluk, rüşvet ve terör” suçlamalarıyla adalet önünde hesap veren birini kahraman olarak görmemizi de beklediler.

***

İstek ve beklentilerinin sonu yoktu.

Dalga dalga büyüyen operasyonların neticesini, mahkumiyetten devşirilecek mağduriyetle parlatmaya çalıştılar. 

Fakat…

Ne yaptılarsa işe yaramadı.

Belediye başkanlarını bir türlü aklayamadılar.

***

Onlar Ekrem İmamoğlu’nu aklamak için ne kadar çabaladıysa gerçekler de o kadar su yüzüne çıktı.

Gerçekleri savuşturmak için inkar mekanizmasını devreye aldılar.

Ekrem İmamoğlu’nun iş yaptığı isimler itirafçı oldu, “kriminal tiplerden iftiracılar yaratılmış” dediler.

Atadığı genel müdür itirafçı oldu, “İBB’nin işleyişinden habersizdi” dediler.

İmamoğlu’nun Beylikdüzü’nden beri yanında olan İBB iştirakler başkanının itirafçı oldu, yine benzer ezberleri tekrarladılar.

Ama…

Bu kez sesleri eskisi kadar gür çıkmadı, nedense kısıktı.

***

Söz konusu Ekrem İmamoğlu’nu savunmak olduğunda sınır tanımadıklarını, “ona namusumuz kadar kefiliz diyerek” gösterenler kayıptı.

Yolsuzluk soruşturması kapsamındaki 3. dalgada 22 şüphelinin gözaltına alınışını, “siyasi operasyona” bağlamadılar.  

İtirafçıların artışını, “iftiracılar çoğalıyor” diye sulandırmaya da kalkmadılar.

Özellikle namıdiğer Saraçhane bülbülleri son gelişmelerle birlikte adeta dut yemiş bülbüle döndü.

Mitinglerin rüzgarı dindiği, sosyal medyanın verimi azaldığı için mi frene bastılar?

Yoksa yürütülen soruşturmaların detayları ayyuka çıktığında nasıl kıvıracaklarını düşünmek için mi mola verdiler?

Bilinmez…

İmamoğlu’nu itirafçılarla yalnız bıraktılar. 

Belki de artık kaos peşinde koşmaktan yoruldular.

Kim bilir?

 

 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *