İtiraf korosu…

YAYINLAMA:
İtiraf korosu…

Ekrem İmamoğlu’nun “yolsuzluk, rüşvet ve terör” iddiasıyla gözaltına alındığı sabah Özgür Özel, yargı sürecini bekleyeceklerini açıklayabilirdi.

İmamoğlu’nun suçsuz olduğu inancını dile getirip soruşturma dosyalarının içeriklerini bir bir çürüteceklerini dile getirebilirdi.

Ama o bunları yapmadı.

Bu kadar basit bir olgunluğu sergilemek yerine kaos peşinde koşmayı tercih etti.

***

Derhal meseleyi siyasi mağduriyet hikâyesine bağladı.

Partisinin en önemli belediyesinde patlak veren lağımın aslında bir “siyasi kumpas” olduğunu öne sürdü.

Kamu kaynaklarının hortumlanmasına, kurulan rüşvet çarklarına kulaklarını tıkadı.

Hadi bunlar ilk refleksleriydi, peki aradan geçen onca zamanda ne değişti?

***

Hiçbir şey değişmedi...

Her gün yeni bir sahtekârlığı ortaya çıkaran itiraf korosuna rağmen Özgür Özel gerçeklere kulak tıkamayı sürdürdü.

Üç maymunu oynadı.

***

Paravan ihalelerden elde edilen paralar bavullarla nasıl taşındı?

Cenaze araçlarına doldurulan dolarlar hangi ülkelere gönderildi?

Eşin dostun hesabına aktarılan rüşvetler nerelerde kullanıldı?

İtirafçı kervanına katılanlar, hem bunları hem de daha fazlasını anlatarak İBB’de rüşvetin kurumsallaşma serüvenini gün yüzüne çıkardı.

Ama bu durumların hiçbiri Özgür Özel’in umurunda olmadı.

***

Çünkü Özgür Özel’in umurunda olan tek bir şey vardı.

Onun gözleri Ekrem İmamoğlu’nun siyasi kariyerinden başka bir şey görmedi.

İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı hayalinin suya düşmesi neticesinde telaşa kapıldı.

Milletin geleceğini bir kenara bırakıp bir şahsın kariyerine odaklandı.

***

Bu nedenle İmamoğlu’nun en yakınları bile belediye içinde kurulan suç şebekesini itiraf ederken, Özel gerçeklerle yüzleşme yerine algılara sarılmayı sürdürdü.

Patlayan skandalların üstünü örtmek için her yolu mubah saydı.

İzlediği bu yol, itirafçıların belgeli ifadelerinin karşısında siyasi ajitasyondan öteye geçemedi.

*** 

Oysa CHP’yi savunmak başka, kamu malını hortumlayanları korumak başka şeydi.

Suç örgütüne dönüşen bir belediyeyi savunmak için harcadığı enerjinin yarısını gerçekleri görmeye harcasaydı, belki hem kendisini hem partisini bu bataktan kurtarabilirdi.

Fakat…

İş işten çoktan geçti.

***

Algıya sarılarak yolsuzlukları aklamaya çalışan Özgür Özel, hem kendisini hem de partisini milletin gözünde küçük düşürdü.

Kirli parayla dönen çarkların gölgesinde yürüme tercihiyle tüm inandırıcılığını sıfırladı. 

CHP tabanı, büyük umutlarla oy verdikleri isimlerin nasıl bir çıkar ağının parçası haline geldiğini şaşkınlıkla izledi.

Milletin menfaatlerini savunması gerekenler, suçun gölgesinde eriyip bitti.

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *