Mutlak buhran…
Sonucu merakla beklenen CHP kurultay davasında ara karar açıklandı.
Mahkeme davayı 24 Ekim tarihine erteledi.
Bu karar süreci takip edenler açısından sürpriz olmadı.
Şaşırtıcı olan ise bu erteleme kararına mevcut CHP yönetiminin ve destekçilerinin verdiği tepkiydi.
***
İlginç bir şekilde, mahkemenin erteleme kararı sevinçle karşılandı.
Hiç kimse “mahkeme bugün olumlu veya olumsuz bir karar vermeliydi” deme zahmetine girmedi.
Davanın bir hükme bağlanması gerektiğini savunan olmadı.
Süreç uzadıkça ortaya çıkacak belirsizliğin partiye vereceği zararın dalına basılmadı.
Böylece belirsizliğin CHP için artık bir tehdit değil, adeta bir yönetim biçimi haline geldiği kanıtlandı.
***
İşlerine gelmeyince yargıya atılan çamur yerini bir anda memnuniyete bıraktı.
Ayaklarına dolanan şaibeli kurultay davasında mahkeme günü yaklaştıkça sergilenen “sonuç ne olursa olsun göğüslemeye hazırız” şeklindeki duruşun yerinde yeller esti.
Dillere pelesenk olmuş “mahkeme kararını tanımıyoruz” cümlesi bu kez kullanılmadı.
CHP yönetiminin mahkeme kararına verdiği tepkiye bakan, mahkemenin “kurultayda hiçbir sıkıntı olmadığını” tescillediğini bile zannedebilirdi.
***
CHP’nin bu hali bazı soruları da beraberinde getirdi.
Sürecin sürüncemede kalmasının yaratacağı krize Özgür Özel neden ses çıkarmadı?
Mutlak butlan yerine niçin mutlak buhran tercih edildi?
Bu durum türlü hileyle elde edilen koltuklarda 24 Ekim’e kadar oturacak olmanın verdiği mutluluğun sonucu muydu?
Yoksa perde arkasında başka bir hesap mı vardı?
***
Belediyelerde patlak veren rüşvet skandallarını, soruşturmaların siyasi olduğu iddiasıyla bastırmaya çalışan CHP yönetimi yine bilindik yönteme başvurdu.
Krizi, kaosu ve belirsizliği kendi lehine kar saydı.
Hukuki süreçlerin siyasi ajitasyonlarla örtbas edilmeye çalışılmasının işe yaramadığı açıkça ortadaydı.
CHP yönetimi, ipin ucunu ne kadar kaçırdığını bir kez daha ispatladı.