Soykırımın kör tanıkları
24 Nisan 1915 olaylarını soykırım kabul olarak kabul eden devletlerin elinde ne bir tarihi belge vardı, ne bir resim ne de görüntü kaydı. Ermenistan Başbakanı Paşinyan bile beyniyle hareket etmeye başlayıp “1939'da nasıl Ermeni Soykırımı gündemi yoktu da 1950'de Ermeni Soykırımı gündemi ortaya çıktı?” sorgulamasına başladı. Buna rağmen Osmanlı’yı cephe gerisinden hançerleyen Ermenilerin mecburi tehcirindeki hesaplanmadık ölümleri "soykırım" olarak kabul eden birçok devlet Türkleri işlemediği bir cürme muhatap etmekte peşin hükümlü davranırken Gazze’deki gerçek soykırımda üç maymunu oynuyor. Oysa soykırım nitelemesi yaptıkları 1915 olaylarında arayıp da bulamadıkları vesikalar, fotoğraflar ve videolar bu kez külliyat halinde ellerindeyken.
Dünyanın insan hakları vaizleri olan Avrupalı siyasetçiler içinde Gazze’deki soykırıma sert eleştiriler yükseltenler oldu, fakat açıkça ‘soykırım’ ifadesini kullanma duruşunu İspanya Başbakanı Pedro Sanchez sergiledi.
Geçtiğimiz günlerde Birleşmiş Milletler’in Filistin Bağımsız Uluslararası Soruşturma Komisyonu Siyonizme gösterilen bu Avrupai korumacılığın maskesini düşürerek İsrail’in Gazze’de soykırım işlediğini ifade eden bir rapor yayınladı. Komisyonun 72 sayfalık raporu soykırım suçunun dayanaklarını açıkça ortaya koyarak İsrail’in 1948 Soykırım Sözleşmesi'nde tanımlanan beş soykırım fiilinden dördünü doğrudan işlediğini söylüyor. Ama zaten bu, Siyonistlerce satın alınmamış olan herkesin müşahede ettiği bir gerçeklik. Asıl mesele İsrail’in soykırımını uluslararası düzeyde tanımak. Uluslararası Adalet Divanı’nda devam eden davasında suçlu bulunsa bile İsrail’in alnına ‘soykırımcı’ damgası vurulup vurulmayacağı başta ABD olmak üzere küresel güçlerin iki dudağı arasında.
Dünya siyasetinin ağababaları soykırımı kabul etmedikleri müddetçe Gazze’de işlenen toplu kıyımın soykırım olarak kabul edilmemesi dünyanın “Güçlü olan haklıdır” çürümüşlüğüne hapsolduğunun tescili. Zulmü beraat ettirip mazlumu ölüme mahkûm ettiren kirli düzenin “Güçlü=haklı” denklemi Filistinli bebeklerin ve çocukların kanıyla Gazze’de yeniden yazılıyor.
Küresel sivil toplumun yüklendiği inisiyatifi ise tebrik etmek gerekiyor. 44’ten fazla ülkeden binlerce gönüllünün katıldığı, 50’den fazla gemi ve tekneden oluşan “Küresel Sumud Filosu” insani yardımları ulaştırmak için Gazze istikametindeki ilerleyişini sürdürüyor. ABD ve Batı’nın siyasetçilerinin insanlık değerleri bakımından kendi sivil toplumlarının çok gerisinde kaldıkları bir hakikat. Gazze’nin yürek yakan manzarasına bakan herkeste müşterek yükselen duygu Siyonizme yönelik nefret iken ABD ve Batı’nın birçok siyasetçisi soykırım suçunun ortakları çünkü… Fakat bu utanç, vakti geldiğinde Siyonistlerle birlikte onların da boynuna asılacak. Gazze’nin ahı zulme gözünü kapatanları yarın mutlaka yakalayacak.