Aradaki ahlaki fark
Ağacın kurdu içinde olur. Toplumların, kurumların, siyasi ve sosyal yapıların çürüme emareleri göstermesinin nedenlerini de buraların iç ilişkilerinde aramak gerekir. Adalet mekanizmasının spotları CHP’nin üzerine vurduğundan beri gözle görülen ve toplumun geneline yayılma riski taşıyan bir çürüme hastalığı açık seçik ortadadır.
Bir parti düşünün… Belediyeleri rüşvet yatağına dönmüş, anlaşmalı ihalelerle kamu kaynakları iç edilmiş, kurultay delegelerinin para, cep telefonu, ev vaadiyle iradesi satın alınmış... Dişin dibinde başlayan bir çürük gibi köklere ilerleyen bir maraz durumu var ve bu çürüğe karşı cerrahi müdahale yapması gerekenler reflekslerini çoktan yitirmiş...
Özgür Özel genel başkanlık görevini bir kenara bırakıp CHP’deki suçlu figürlerini “sütten çıkmış ak kaşık” gibi göstermek adına meydan meydan gezerek taraftar toplama etkinlikleri yürütüyor.
CHP’li belediyelerde lağım gibi patlayan illegaliteyi gören kimileri de “Bu yolsuzluklar sadece CHP’de mi var?” yahut “Adaletin spotları sadece CHP’nin karanlık köşelerine mi tutuluyor?” sorularını yöneltiyor.
Muhakkak yolsuzluk ve hırsızlık vakaları sadece CHP’nin tarlasında bitmiyor. Fakat CHP’deki bu çürüme hali “herkesin başına gelebilir” temennisiyle geçiştirilebilecek düzeyi çoktan geçmiş durumda. Mesela MHP Lideri Devlet Bahçeli yolsuzluk ve rüşvet gibi yüz kızartıcı fiillere verdiği reflekslerle “ahlakın partiler üstü mümkünlüğünü” defalarca kanıtlayan bir lider. Bir dönem Bayındırlık ve İskan Bakanı olan Koray Aydın hakkında yolsuzluk iddiaları gündeme geldiğinde, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak benzer cürümlerin muhatabı olduğunda “Aklanın da gelin” diyerek adaletin işleyişini kolaylaştırıcı bir tavır sergilediğini cümle âlem biliyor.
Geçtiğimiz günlerde Bayrampaşa Belediyesi’ne yapılan operasyonda gözaltına alınan iki parti üyesi için hızlı bir refleks göstererek “partiyle ilişiklerini kesen” de yine MHP’ydi. Dün AK Partili Yahşihan Belediye Başkanı Ahmet Sungur gözaltına alındığında da tedbirli olarak disipline sevk edildi. Demek ki Cumhur İttifakı “çürükleri” sahiplenmek veya muhtelif dolgu malzemeleriyle gizlemeye çalışmak yerine çekip atmayı tercih ediyor. CHP ise tıynetinde bozukluk bulunanları koruyor, yargı önüne çıkmalarına engel oluyor, “Aklanın da gelin” diyemediği gibi “Aklansan da aklanmasan da seni savunacağım” mesajı vererek yeni çürüklerin yüzeye çıkmasını teşvik ediyor. Daha vahimi CHP kendi üyelerine düzenlenen yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet operasyonlarına “Cumhuriyete ve Atatürk’e yönelik saldırı” havası vererek bünyesindeki çürümüşlüğü Atatürk ve Cumhuriyet’i dolgu malzemesi haline getirerek gizlemeye çalışıyor. Dolgular çürüğü bir süreliğine gizleyebilmeye muktedir olabilirler belki, fakat çürümeye karşı cerrahi refleks gösterenlerle onu sahiplenip savunanlar arasındaki ahlaki uçurumu kapatamazlar.