İsrail’i çevreleyen abluka

YAYINLAMA:
İsrail’i çevreleyen abluka

Ters kelepçe, kol kırma, kafayı yere bastırma, güneş altında saatlerce bekletme, yemek ve su vermeme, tuvalet ihtiyacını gidermeye izin vermeme gibi muhtelif işkenceleri Küresel Sumud Filosu’ndaki aktivistlere reva gören İsrail, dünya vicdanında bir kez daha kaybeden tarafta. “Bu kaybediş İsrail’in umurunda mı?” sorusu yerinde bir sorudur. Belki umurunda değildir ama ona en büyük desteği veren ülkeleri endişelendiren ve hatta bazılarını taraf değiştirmeye zorlayan bir tablo giderek belirginleşiyor. 7 Ekim saldırısından sonra İsrail’e taziyeye giden devletlerden İngiltere ve Fransa’nın birçok ülkeyle birlikte Filistin’i resmen tanıdıklarını ilan etmeleri İsrail’in küresel yalnızlığının kronik bir hal almaya başladığını gösteriyor.

İsrail’in uluslararası siyasetteki en büyük müttefiki olan Amerika’da bile “savunulamaz” hale geldiğinin işaretlerinden birisi, ABD Başkanı Donald Trump’ın 20 maddelik Gazze planını açıklarken kullandığı “İsrail Gazze’de çok ileri gitti ve bu yüzden dünya genelinde büyük destek kaybetti. Şimdi ben bu desteği geri kazandıracağım” ifadelerinde gizli. Artık sadece Demokratlar değil, Cumhuriyetçi Parti’nin içindeki en ateşli Siyonist destekçiler bile İsrail’i savunmanın siyasal bir külfete dönüştüğünü fark etmiş durumda. Suikast sonucu öldürülen Trump destekçisi Charlie Kirk’ün kurucusu olduğu örgütün, ABD’nin en etkili Yahudi kuruluşlarından Anti-Defamation League (ADL) tarafından “Aşırılık ve Nefret Sözlüğü”ne dahil edilmesi, cinayetin arkasında İsrail’in olabileceği yönündeki iddiaları güçlendirdi. Zira Kirk, öldürülmeden önce İsrail’e yönelik eleştirilerini sıklaştırmıştı. Bu süreçte FBI’ın ADL ile ilişkisini resmen kestiğini açıklaması ise Siyonist İsrail açısından diplomatik ve psikolojik bir handikap oluşturdu.

İsrail artık “antisemitizm” hikâyeleriyle ördüğü mağduriyet zırhını iletişim çağında koruyamıyor. Sosyal medyaya sızan görüntüler bu zırhı lime lime ediyor. Topraklarını işgalle genişletirken küresel vicdanın sınırlarının dışına itiliyor. Bu kez propaganda savaşını lehine çevirmek için Gazze’deki soykırım görüntülerinin en çok yayıldığı platformlardan olan TikTok’u ABD’li Siyonist girişimcilerin desteğiyle satın almaya hazırlanıyor. Ama ne yaparsa yapsın, İsrail’in soykırımcı kimliği insanlığın hafızasına kazınmış durumda. Bunun en güçlü delilerinden birisi de Küresel Sumud Filosu üyelerine yapılan işkence uygulamaları oldu.

44 ülkeden 50’den fazla gemi ve yaklaşık 500 aktivistten oluşan Sumud gönüllüleri İsrail’in kendilerine Gazze’deki sivillere yaptığı işkencenin bir benzerini yapacağını biliyorlardı. Ama zaten amaçları İsrail’in maskesini uluslararası sahnede düşürmek, Gazze halkının yalnız olmadığını göstermek ve “zulme tanıklığı” insanlığın gündemine yeniden taşımaktı. O cesaret yolculuğu Netenyahu’nun BM Genel Kurulu’nda boş salona hitap ederken söylediği “Biz kimseyi aç bırakmadık, sivillere kötü muamele etmedik” yalanlarını da ifşa etti. Sumud aktivistlerinin çektiği görüntüler Uluslararası Adalet Divanı’nda süren soykırım davasına yeni deliller olarak eklendi. Şimdi de “Özgürlük Koalisyonu” adını taşıyan, içinde 3 Türk milletvekilinin de yer aldığı 11 gemilik yeni bir oluşum aynı rotaya doğru ilerliyor. 

İsrail korkutarak, abluka altına alarak hükmetmek istiyor ama her hamlesi korkuyu değil, cesareti ve direnişi büyütüyor. İsrail’in zulmü en çok İsrail’i korkutuyor. Siyonizmi çevreleyen küresel vicdan ablukası her geçen gün biraz daha daralıyor.

 

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...