Mansur Yavaş’ı süsleme sanatı

YAYINLAMA:
Mansur Yavaş’ı süsleme sanatı

“Dünya Başkentleri Belediye Başkanı ödülü” verilen Mansur Yavaş’ın iki kez belediye başkanı seçildiği Ankara’nın “talihsiz tesadüflerle” dolu hikâyesine her gün yenileri ekleniyor. Kesikköprü hattında yaşanan boru patlamaları nedeniyle kente verilen su akışının kesilmesi başkentte bir hijyen meselesi çıkarttı. Tesadüfün böylesi, borular durdu durdu Mansur Yavaş döneminde patladı. Ana yollardan ara yollara doğru patlama yapan trafik sorunu da kör talihin meyvesi olmalı!  Yıpranmış boruların bakımını zamanında yapmamayı, altyapıyı ve üstyapıyı kaderine terk etmeyi talihin körlüğüne havale ettiğinizde yönetim eksikliğinden kaynaklı problemler tıpkı Mansur Yavaş gibi “görünmez” olabiliyor. “Ne kadar yol yaparsanız o kadar trafik olur” paradigmasını belediyecilik literatürüne geçiren Mansur Yavaş’ın yola ayırmadığı paraları konser bütçesine ayırması da pollyannacı bir perspektifte normalleştirilebilir anormalliklerdir. Mansur Yavaş’a dünya belediyecilik ödülünü veren komiteyi Ankara’nın su verilmeyen, trafik çilesine duçar olmuş, günden güne solan ilçelerinde bir hafta misafir etseler, herhalde verdikleri şeyin ödül değil Ankaralılara ceza olduğunu idrak ederlerdi. 

Ankara günden güne yaşanılırlığını yitirirken tarihçi İlber Ortaylı’nın Mansur Yavaş’ı “Türkiye ve Ankara için bir kazançtır. Daha da çok şeyleri de sessizce yapıyor. Açık konuşayım; hangi grup Mansur Beyle uğraşırsa yanlış yapar. Sempatizanları da muhalifleri de bu gibi oyunlardan yaka silktikleri için mutlaka ona sahip çıkarlar” şeklinde övmesiyse hem enteresan bir anekdot hem de gerçekliklerle karşıtlık içinde bir “süsleme sanatı” oldu. Hürriyet gazetesindeki bu haftaki yazısını baştan aşağı Mansur Yavaş güzellemesine ayıran İlber Hoca, Mansur Yavaş’ı böylesine övmesine neden olan şeylerin bir dökümünü yapmak yerine onun Beypazarı yıllarındaki binaları renklendirme işlerini anlattı. Ama yıl 1999 değil, hizmet bekleyen de küçük bir ilçe değil. 

Tarihçi İlber Ortaylı geçenlerde “Ekrem Bey'in başarılı olduğunu düşünüyor musunuz?” sorusunu “Hangi Ekrem? Ekrem Bey’i görmedim ki belediye başkanı olarak. Partinin işleriyle uğraştı. İstanbul İstanbulluların işi olması lazım” diye yanıtlayarak muhalif medyanın radarına düşmüş ve çokça eleştiri almıştı.  Onunla aynı tornadan çıkma belediye başkanlığı modelini hayata geçirerek Ankara’da “görünmez” olan Mansur Yavaş’ı neden göklere çıkardığı ise muamma bir konu. Belediyeciliği ikinci plana itip siyasetinin genel meselelerine dahil olmak bir eksiklikse, Ekrem İmamoğlu’yla Mansur Yavaş bu eksikliğin iki paydaşıdır. Bu ikili 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kemal Kılıçdaroğlu’nun müstakbel yardımcıları olarak şehir gezilerine katılıp otobüs üstünde miting konuşmaları bile yapmıştı. Önümüzdeki seçimlerde de CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı olabilmenin kıyasıya rekabeti içerisindelerdi. 

İlber Hoca, Mansur Yavaş için “Çok şeyleri de sessizce yapıyor” diyor. Adana’nın Kozan ilçesindeki tek katlı kreşin temel atma törenine 10 belediye başkanıyla çıkarma yapan CHP belediyeciliğinin “sessiz ve sedasız” çalışabileceğine inanmamızı bekliyor. “Teke Tek” programında Fatih Altaylı’nın “Hep projeleriniz var ama gerçekleşenler çok az” eleştirisine  “Projesi var burada… ama bulamıyorum” şeklinde cevap vererek zor durumlara düşen Mansur Yavaş’ın bile bulamadığı, haberinin bile olmadığı “sessiz sedasız” yapılan işler acaba hangileri? Sonra, Ankara Büyükşehir Belediyesi’ni 154 milyon TL zarara uğrattığı iddia edilen konser harcamalarının hukuken araştırılması ve soruşturulması “Mansur Yavaş’la uğraşmak” mı oluyor? İlber Hoca bir yazı daha yazıp bunları dolu dolu anlatsa, ama bu sefer fi tarihinin hikâyelerini bir kenara bırakıp başkentin güncel manzarasını tarihçiliğin tarafsızlık kriterleriyle değerlendirse pek faydalı bir iş yapmış olur.

 

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...